Bu yaz değişik Eczacılık Fakültelerinde eğitim alan öğrencilerden beş stajyerim oldu. Her biri pırıl pırıl beş genç insan.
Eczanemin içersinde oluşan her harekete ilgiyle yaklaşan, gelecekteki mesleklerine saygı ve sevgi duyan, ülkemin aydınlık yüzünü temsil etmeye aday genç neferler.
Eczacılık mesleğinden beklentileri hayli yüksek. Akademik açıdan baktığımızda ciddi eğitim alıyorlar.
Staj süresince, 35 yılı aşkın mesleki yaşantımda edindiğim bilgi ve tecrübeleri aktarmaya çalışırken ben de sayelerinde yeni şeyler öğreniyorum.
Ancak, stajyerlerime izah etmekte en zorlandığım konu; ilaç, eczacılık, halk sağlığı hususunda alınan bu kadar ciddi eğitime karşın kullanılabilecek yetkilerin kısıtlılığı, meslek hakkının niçin göz ardı edildiği, mesleğimize karşı yapılan saldırılara karşı hukuki yaptırımların neden yetersiz kaldığı.
Hepimizin gözlemlediği, eczanelerimizde bire bir yaşadığımız, ilaç eczacılık hizmetinin artık alınan bilimsel eğitimin değil, SGK’nın Sağlık Uygulama Talimatı kuralları doğrultusunda işliyor olması. Zira ilacın en büyük alıcısı Sosyal Sigortalar Kurumu, parayı veren düdüğü çalar benzetmesiyle ilacın verilme ve kullanım koşullarını da belirler hale geldi.
Hastaya ait teşhisi bilsek bile herhangi bir ilaç tavsiyesinde bulunamayacağımız gibi, hastanın daimi kullandığı ilacı hastanın istemine karşın reçetesiz verme durumumuz yok. Ola ki, hasta "ben bu ilacı reçetesiz aldım" derse yandık ki, ne biçim... Hemen Kabahatler Kanunu devreye sokulur.
Oysa ki, internet sitelerinde endikasyon belirtilerek şakır şakır sahte ve kaçak ürün tanıtımı yapılıyor. Bir site kapatılsa diğer siteden devam. Caydırıcı ceza verileni gören duyan tanıyan var mı? Televizyon programlarına çıkan muhteremler açık açık "şunu şöyle yiyin, bu hastalığınıza iyi gelir" diye bol keseden doğru yanlış ahkam kesebiliyorlar.Geçen yıllarda program sunucusu bir hanım "cildiniz güzelleşir" dedi diye ülke eczanelerinde lavman kalmamıştı....
Daha geçen ay sonu 7 TIR dolusu, içerlerinde ilaç etken maddesi ihtiva eden ürün ele geçirildi. Koskoca yedi TIR dolusu. Kimi etken maddeler kişi ölümlerine neden olabilir. Sonuç; suç üstü yakalanan zanlılar adli kontrol şartı ile serbest ...
Adamın biri çıkmış ya da çıkarılmış "şu kadar yıllık eczacıyım, kesin saç çıkaran ilacı buldum" diyerek ve hiç ilgisinin bulunmadığı eczanenin adını da vererek reklam yapıyor. Adam, Esenler Otogarında bir firmanın bilet kesen elemanı çıktı. Sonuç; herhangi bir yaptırım yok.
Bu reklamı yapan kişi gerçekten eczacı olsa idi, başına gelecekleri hiç düşündünüz mü?...
Seneler önce Ali Atıf Bir isimli bir Üniversite öğretim görevlisi yazılarını yayınlattığı gazete köşesinde "ilaçta reklam olsun" diye tutturmuştu. Nihai amaç ilaçların marketlerde satılmasının yolunu yapmaktı. Şimdi de Ahmet Hakan isimli TV program sunucusu ve köşe yazarı "hafif ilaçlar marketlerde satılsın" diye buyurmuş. İlacın hafif ya da ağır oluşuna neyine, hangi uzmanlığına göre karar vermiş?...
Bir taraftan da SGK’nın özellikle insan normal immünglbulin (IVIG) ve plazma faktör etken maddeli ilaçlarda, eczaneleri sistemin dışına çıkarma, bu ilaçları direk temin çalışmaları var. Eczaneler harici ilaç temini nasıl düşünülebilir?...
Stajyerlerime izahta zorlandığım bir diğer konu da, hali hazırda meslek hakkımızın olmaması.
Herhangi bir perakendeci gibi, sattığımız ürünün Sağlık Bakanlığı kararnamesi ile belirlenmiş, fiyata oranlı olan sabit kar marjı ile yetindiriliyoruz. Aldığımız akademik eğitimin karşılığında hastaya sunmuş olduğumuz ilaç ve eczacılık hizmetinin bir bedeli yok.
Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede çalışan bir meslektaşımız da sosyal medyada ücret fişini yayınlayarak diğer sağlık personeline oranla aldıkları ücretin yetersizliğinden ve döner sermayeden diğer sağlık çalışanları oranında yararlandırılmadıklarından dem vurmuştu...
Tüm bu söylediklerimin nedenini izah edemediğim için yazımın başlığını da belirleyemedim.
Nedeni belirlenemeyen olguların bedelini ödüyoruz.
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746
https://twitter.com/#!/ECiftci1
https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1
