Sadece ülkemiz değil, dünyamız olağanüstü bir süreçten geçiyor...

Doğal yollarla mutasyona uğrayarak mı ürediği, yoksa laboratuvar şartlarında mı üretildikleri tartışmalı virüsler insanoğlunu tehdit ediyor. Zengin-fakir, ünlü-ünsüz, dil, din, ırk ayrımı yapmıyorlar, ülke sınırları onları durduramıyor.

Virüslerden sakınabilmenin ön koşulu temizlik ve bulaş riskini engelleyici önlemler almak. Bu önlemlerin bir bölümü el dezenfektanlarını da içeren biyosidal ürünler ile solunum yollarımız için maskeler.

Tabi ki bu ürünlerin üretimi, ambalajlanması, dağıtımı, piyasaya arzı (sağlık çalışanları, halk) ve kullanım koşulları kesin standartlara bağlanmış olmalı.

Ülkemizde de kağıt üzerinde bu standartların çok az bir bölümü belirlenmiş durumda. Ancak, yaşadığımız bu günlerde yazılı standartların havada kaldığı, standartları hazırlayan kurumların dahi kendi kendileri ile çeliştiği ortaya çıktı.

Biyosidal ürünler hakkında vatandaşlık hakkım çerçevesinde CİMER’e başvurdum.

Dedim ki;

"15.07.2018 tarih ve 30479 sayılı resmi gazetede yayınlanan 4 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde, 13.09.2019 tarih ve 30857 sayılı resmi gazetede yayınlanan 46 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 506.ncı maddesi 1. fıkrasına "insan vücuduna doğrudan temas eden biyosidal ürünler" ibaresi eklenmiştir.

Bu ibare ile, adı geçen ürünler hakkında görev, yetki ve sorumluluk Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar Kurumuna verilmiş bulunmaktadır.

Bu madde gereği; el ve vücut dezenfeksiyonunda kullanılan insan vücuduna doğrudan temas eden biyosidal ürünlerin eczaneler dışında kalan satış birimlerinde halka doğrudan perakende satışı mümkün müdür?".

Gelen yanıt;

"Sayın ERTAN ÇİFTÇİ,
T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 05.03.2020 tarihinde yapmış olduğunuz 2000593688 sayılı başvurunuz 20.03.2020 tarihinde KOZMETİK DENETİM DAİRE BAŞKANLIĞI tarafından cevaplanmıştır:

Sn. ÇİFTÇİ; 

Kurumumuza CİMER yoluyla ulaşan 2000593688 sayılı başvurunuz incelenmiştir. Başvurunuzda da belirtildiği üzere;

13/09/2019 tarihli ve 30887 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren “Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” Kararname Numarası:46 Madde:3’de “4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 506 ncı maddesinin birinci fıkrasına “homeopatik tıbbi ürünler” ibaresinden sonra gelmek üzere “,insan vücuduna doğrudan temas eden biyosidal ürünler ibaresi eklenmiştir.” hükmü yer almaktadır. Bu doğrultuda 13/09/2019 tarihli ve 30887 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile “insan vücuduna doğrudan temas eden biyosidal ürünler (Ürün Tipi-1 ve Ürün Tipi-19)” Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunun görev, yetki ve sorumluluğuna verilmiştir.

Bu doğrultuda yürürlükteki mevzuat kapsamında başvurunuzda bahsi geçen el ve vücut dezenfeksiyonunda kullanılan biyosidal ürünlerin satış yerleri ile ilgili bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Bilgilerinize sunar iyi günler dileriz.

Başvurunuz ile ilgili tüm işlemleri CİMER’in internet adresinden takip edebilirsiniz."

Sonucunda ne oldu ve olmaya devam ediyor?

El dezenfektanları ve maskeler merdiven altında, nemli bodrum katlarında üretilmeye başlandı. Tekstil işi, çanta imalatı yapılan yerlerin bir bölümünde hijyen şartları ile uzak, yakın ilgisi olmayan yerlerde maskeler, cerrahi maskeler üretiyor. Elde kalan sütyenler bile iki parçaya ayrılıp N95 maske diye pazarlanıyor.

Evini,arabasını satıp bu işe girenler var.

İçeriğinin ne olduğu bilinmeyen el dezenfektanları fahiş fiyatlarla ortalıkta uçuşuyor.

Bu ürünler, herhangi bir kısıtlama olmadığı için pazar tezgahlarında, marketlerde, nalburlarda, büfelerde, internet satış sitelerinde açık açık denetimsiz satılıyor.

Denetimsizliğin sonucunda tanesini 50 kuruşa sattığımız nonsteril 3 katlı kağıt maskeler 5 liraya, 2 liraya sattığımız steril paketli maskeler 15 liraya eczaneler dışında alıcı bulur oldu.

Denetlemeler olmuyor mu? Elbette oluyor...

Eczanelerimiz Sanayi Bakanlığı elemanlarınca, Belediye zabıtaları, emniyet güçleri tarafından valilik emri ile denetlendi. Her birimize maskelerin, el dezenfektanlarının faturaları soruldu, kimimize fazla karlılıkla sattınız denilerek cezalar kesildi. Fatura ile aldığımız yerlere "yahu siz bu ürünleri neden böyle fahiş sattınız" diye sormak denetleme yapanların, bizi denetlettiren kurumların nedense aklına gelmedi.

Bazı eczanelerde ise tutanaklarla tespit altına alınıp, yeddiemin olarak bizlere teslim edildi. Yani bir anlamda satışımız yasaklandı. Her an bu ürünleri gelip elimizden alabilirler.

Bu yazdıklarımdaki amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek...

Tartışmasız kabul edilmelidir ki, el dezenfektanları, cerrahi maskeler canlı sağlığı ile ilgili tıbbi üründür, kesinlikle kozmetik sayılmamalıdır. Üretimden son kullanıcıya kadar belli standartlarda ulaştırılmalıdır. Yetkili kurum olarak "Ben üretimin nasıl olacağını belirlerim, gerisi beni ilgilendirmez" derseniz, halk sağlığı sorunu yaratırsınız, aynen günümüzde yaşadığımız, yaşattırdığınız gibi.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat