Ülkemizde Mart ayından bu yana resmi olarak kabul edilen COVID-19 pandemisi için alınan tedbirler biraz da ekonominin daralması nedeni ile Haziran ayı sonunda gevşetildi.

Hoş, birçok ülkede salgının başında tüm halk için çok sıkı uygulanan sokağa çıkma yasakları, ülkemizde sadece 65 yaş üstü ile 18 yaş altı olan vatandaşlarda daimi, diğer yaş gruplarında ise sadece hafta sonları uygulandı.

Bu süreçte bulaşma ile ilgili tüm veriler bizzat TC Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklandı ve açıklanmaya devam ediyor.

Haziran sonundan bu yana tedbirler gevşetildi demiştik. Şehirlerarası toplu ulaşımlar, AVM’ler, lokantalar, kafeteryalar, berberler, tatil mekanları peyderpey, kontrollü olarak betimlense de ardına dek açıldı.

Her ne kadar bazı yerlerde Hıfzıssıhha Kanunu gereği önceden 3.150,00 TL’ye kadar para cezaları kesildi ise de, bu miktar ilçeden ilçeye farklılıklar gösterdi. Bir ilçe 950,00 TL ceza uygularken, bir başka ilçe 392,00 TL olarak ceza miktarını belirlemişti. Haziran sonu İçişleri Bakanlığı bu ceza miktarını 900,00 TL olarak belirledi.

Bu arada, idari para cezasını valilik veya kaymakamlık kesebileceği nedeni ile, direkt polisin kesmiş olduğu maske takmama cezasını Adana’da bir mahkeme iptal etti.

Gelelim Haziran sonundan günümüze….

Sadece ülkemizde değil, pandeminin olduğu tüm ülkelerde ekonominin daralması nedeni ile gevşetilen tedbirler vatandaşlar üzerinde “virüsün etkisinin geçtiği” algısına neden oldu. Bunun bir nedeni olarak da Sağlık Bakanının verileri açıkladığı esnada birçok görsel medyanın dizi, eğlence programları yayınlamaya devam etmesini, vatandaşın çoğunun durumun vahametinden bi haber olduğunu sayabiliriz.

Ne yazık ki, yönetenlerin bu dönemde tek söylemi “maske takın”, “sosyal mesafeye uyun”, “ellerinizi sık sık dezenfekte edin” de kaldı.

Ancak maskeler önce gerdana, sonra alına, şimdilerde ise kollara takılır durumda. Bir de renklendiler, giysinize göre renk seçebiliyorsunuz. Sosyal mesafe mi? Tatil yerlerinde, lokantalarda, sahil kenarlarında nerede ise göğüs göğüse vaziyetteyiz.

Ortada devlet adına denetleme yapacak, gerekli hallerde tutanak tutacak bir görevliye rastlanılamadı.

Şimdi görüyoruz ki, COVID-19 vakaları tekrar artmış durumda. Bakanın açıkladığı verilere karşın, il valilerinin açıklamaları daha vahim. Acil servis yatakları tekrar COVID-19 bulaşan hastalara tahsis ediliyor, çoğu hastanede yer olmadığı için belirti göstermeyen ya da az belirti gösteren hastaların evlerinde kalmaları isteniyor.

Bu süreçte eczacı olarak bizler yine tek başına başımızın çaresine bakar vaziyetteyiz. Ne Sağlık Bakanlığı’nca ne de örgütümüzce eczanelerimizin işlerliği, biz eczacılar ve eczane çalışanlarımızın durumu hakkında tek öngörü yok.

Elimizde kalan, Sağlık Bakanının ve TITCK Başkanının yapmış olduğu kuru teşekkür sadece.

Kendi adıma, çalışanlarım adına, sevdiklerim, ailem adına çok korkuyorum. Bütün gün çalışanlarıma “ellerinizi yıkayın, dezenfekte edin”, “gelenleri yaklaşmamaları konusunda uyarın” deyip duruyorum.

Bu satırların yazıldığı esnada, kapıda “eczanede 2-3 kişiden fazla hasta varsa lütfen dışarıda bekleyiniz” yazısı olmasına karşın İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi gereği altı kişilik bir ekip denetlemeye geldi. Sosyal mesafe uygulamasına, bizlerde maske olup olmadığına, eczaneye gelenler için el antiseptiği olup olmadığına baktılar.

İçlerinden biri “14 kuralın yazılı olduğu bir afiş var mı?. Olması zorunlu” dedi.

Dedim ki, “kapıda maskesiz girmeyiniz yazıyor. O yazıyı okumayan kişi 14 kuralı tek tek okur mu?”.

Evet sevgili dostlarım. Zorlu bir süreç bizleri bekliyor gibi.

Hepimize kolay gelsin.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

 

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat