Herkes kendince akıl ve irfanı ile bilir ki; ne tümüyle hayat bizi değiştirebilir, ne de biz hayatı tümüyle değiştirebiliriz.

Bu bilgi ve sezgi ile nasıl mutlu olabiliriz?

İşte tam burada gerekli olan, "yaşamı yönetebilmektir".

Hepimizin can attığı, gıpta ettiği, yollarını aradığı, yöntemlerini çözmeye çalıştığı, sırlarla dolu bir alan, gerçek bir beceri ve güç "yaşamı yönetebilmek".

İç dünyamız, ailemiz, yakın çevremiz, toplum ve doğa... Hepsiyle birlikte yaşamak ve herşeye rağmen yaşamdan memnun olabilmek.

En önemlisi kendimize rağmen...

Bilgi, donanım, beceri, deneyim ve içgörü ile öğrenilebilen bir durumdur bu "olmak hali"...

Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişilerle buluşmak...

En önce kendini yönetebilmek gerekir.

Bunun için de; ne bildiğini ve ne bilmediğini bilebilmek...

Kendinden başka bulunduğun ortamı ve çevre koşullarını doğru analiz edebilmek, buna göre strateji belirleyebilmek... Hayatımızda önemli olanları sıralayarak öncelemek, kişisel zamanımız, enerjimiz ve bilgimizi yani kaynaklarımızı amacına uygun kullanmak...

Ne olacağını, ne olmayacağını bilebilmek... Hani "o dağın ardını görebilmek"...

Tüm yaşanılanları pozitife çevirebilmek için toplanan enerji ve gerçek bir yaşama sanatıdır, yaşamı yönetebilmek.

"Sonra yerine şimdi", "kim yerine ben", "keşke yerine denedim" diyebilen bir harekettir.

Kararlı, azimli ve cesaretle yaşamaya devam etmek...

Olayların, kişilerin ya da duyguların bizi önüne katıp götürmesine izin vermeden...

Biz yaşamı yönetebilirsek; inanın değiştirebiliriz de...

o.demir@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat