TALASEMİ İLAÇLARI

“Tebliğde belirtilen bu iki kriterin reçetede belirtilmemesi sebebiyle yapılan kesintiler meslektaşlarımızı zora sokmaktadır. SGK yetkililerin ivedilikle konunun çözümüne ilişkin irade göstermeleri gerekmektedir.”

Ecz. Ali Erdem

Öncelikle bana bu sayfada yazı yazma imkanını sunan Eczacının Sesi Yayın Kurulu’ na şükranlarımı sunmak istiyorum.

Sizlerle eczacılık gündeminde sıklıkla konuşulan SGK-SUT ve MEVZUAT konularında bilgilerimi  paylaşmaya gayret edeceğim.

4 Eylül 2019 tarihinde Sağlık Uygulama Tebliği’ nde yapılan değişiklik ile EK 4/F madde 47’ye şu ifadeler eklenmiştir.

 ’’. Deferasiroks etken maddeli ilacın suda dağılabilen tablet formlarının 2 yaş ve üzeri, tablet formlarının 5 yaş üzeri organ hasarı oluşan ya da organ hasarı riski bulunan hastalarda bu durumun belirtildiği en az bir hematoloji uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporuna dayanılarak, hematoloji, çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete edilmesi halinde bedelleri Kurumca karşılanır. Tedavi altında iken karaciğer demir konsantrasyonu <3 mg/g kuru ağırlık veya serum ferritin <300 mikrogram/L olduğunda tedavi sonlandırılır.’’

Talasemi hastaları tarafından kullanılan deferasiroks etkin maddeli müstahzarlar için tedaviye devam kriteri olarak serum ferritin değeri ve karaciğer demir konsantrasyonunun belirtilen değerlerin üzerinde olma şartı getirilmiştir.

Talasemi (Akdeniz Anemisi) genetik kaynaklı bir hastalık olup, Akdeniz ülkelerinde sıklıkla görülmektedir. Türk Hematoloji Derneği yayınlarından alınan bilgiler incelendiğinde ülkemizde bir milyonu aşkın taşıyıcı ve 4500 civarı aktif hasta bulunmaktadır.

Yapılan değişiklik ile getirilen karaciğer demir konsantrasyonu değerinin her reçetede belirtilme şartı hastalar için ciddi mağduriyetler ve eczanelerimizde yapılacak kesintiler ile ekonomik olarak meslektaşlarımızı sıkıntıya sokma potansiyeline sahiptir.

Kuru demir ağırlığının ölçümü için iki yöntem mevcuttur.

İlki invazif olarak yapılacak biyopsi ile karaciğerde yapılacak işlemdir.

İkinci ise MR ile yapılan nispi bir hesaplama ile belirlenir.

İki yöntemde kurum için farmakoekonomik olarak ek maliyet getiren ve hastayı gereksiz riske sokan yöntemlerdir.

Bu işlemin organ hasar riski bulunan bu hasta grubunda 3 ayda bir yapılması izahtan varestir. Kaldı ki, ülkemiz koşulları gözönüne alındığında bu işlemlerin her ilde yapılamayacağı ortadadır. Hastanelerde gereksiz iş yükü oluşturması da ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.

Bu tetkikin yapılmaması durumunda hasta ilaç alamadığından ciddi komplikasyonlar ve organ kaybına yol açacak risklerle karşı karşıya kalacaktır.

Ayrıca tebliğde belirtilen bu iki kriterin reçetede belirtilmemesi sebebiyle yapılan kesintiler meslektaşlarımızı zora sokmaktadır. SGK yetkililerin ivedilikle konunun çözümüne ilişkin irade göstermeleri gerekmektedir.

Meslektaşlarımızın bu tip reçeteleri karşılarken serum ferritin değeri ve karaciğer demir konsantrasyonu bulunmayan reçeteler konusunda dikkat etmelerini salık veriyorum.

Meslektaşlarıma iadesiz, kesintisiz günler diliyorum.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat