1970’Lİ YILLAR

70’li yıllar denilince maalesef akıllara ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar, sürekli el değiştiren yönetim, yokluklar, kuyruklar ve neredeyse kardeşin kardeşi vurduğu kanlı yıllar gelmektedir.

Aslında 12 Mayıs darbesinden sonra  tekrar demokrasi canlandırılmaya çalışılmış, yapılan seçimlerde Adalet Partisi tek parti olarak çıkmıştı. Türkiye 70’li yıllara Süleyman Demirel başbakanlığında girmişti. Fakat ordunun gözü hükümetin üzerindeydi. Süleyman Demirel hükümeti sürekli olası bir darbenin tehdidi altında çalışıyordu. Ekonomik krizin yanı sıra  sağ-sol, doğu-batı , öğrenci- işçi olayları çok artmıştı ve ordu bu görünüme dayanarak yönetime el koymak istiyordu.

Tüm çabalara rağmen tam bir askeri darbe olmasa da bir askeri  muhtıra yayınlandı. Muhtıra, 12 Mart 1971 günü saat 13.00'te TRT radyolarından okunan bildiri ile ilan edildi. Bu muhtıra sonrasında parlamento feshedilmedi, partiler kapatılmadı, sadece Süleyman Demirel istifasını verdi. Tarafsız bir başbakan için Nihat Erim ismi üzerinde anlaşıldı. Fakat Nihat Erim hükümeti ülkeye kitapların toplandığı, yasaklı, sansürlü bir dönem getirecekti.

Tüm bunlar yaşanırken pek çok olayda öne çıkan, kendilerine Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) adını vermiş gençlerin lideri kabul edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları 16 Mart 1971’de yakalandı. 4 ay süren bir mahkeme sonucunda idam cezasına çarptırıldılar.

10 yıl önce de ülkede huzur ve refah askeri bir darbe ve idamlarla sağlanmaya çalışılmıştı. Geçen bu 10 yıl içinde sağlanamayan huzur ve refah bir kez daha aynı yöntemle aranıyordu. 6 Mayıs 1972 tarihinde  Ankara Ulucanlar Cezaevinde cezalar infaz edildi. Yıllar sonra bu dönemin başbakanı Nihat Erim, "Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının intikamının alınması" adına  1980'de silahlı örgüt Devrimci Sol militanları tarafından gerçekleştirilen bir suikast sonucu öldürülecekti.

Aşık Mahsuni Şerif , öldürülen gençlerin isimlerini andığı bir türkü yaktı.  Sonrasında tutuklanacağı türkünün adı ile başbakan Nihat Erim’e gönderme yapıyordu. “Erim Erim Eriyesin”

https://www.youtube.com/watch?v=U8MgfS6Liw8

Aşık Mahsuni Şerif – Erim Erim Eriyesin

Aslan pençesi vurulsun / Çayın Deniz'e kurulsun / Gözlerin yansın kör olsun / Erim erim eriyesin / Sürüm sürüm sürünesin

Ülkede gerilim hiç düşmezken CHP ‘de de büyük değişimler yaşanıyordu. 5 Mayıs 1972 tarihinde yapılan  CHP’de kurultayda son dönemin yükselen gençlerinden Bülent Ecevit’in ismi çıktı. Bunun üzerine partinin 34 yıllık genel başkanı İsmet İnönü istifa etti. Bülent Ecevit CHP'nin üçüncü genel başkanı olmuştu.

Bu arada müzikte 60’ lı yıllarda başlayan rock fırtınası yerini popa ve artan köyden kente göçün de etkisiyle arabeske bırakmaya başlamıştı. Moğolların öncülüğünde de türkülerin batı tarzında yorumlanmasıyla Anadolu Pop ilgi görmeye başlamıştı. Berkant, aranjman yabancı şarkıları seslendirirken “Dere Geliyor Dere”, “Arabamın Atları” gibi türküleri ; Ajda Pekkan, pop müzik parçalarının yanı sıra“Ben Bir Köylü Kızıyım” gibi Balkan esintili ezgileri yorumluyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=qmixACbPElc

Moğollar – Alageyik Destanı

1973 yılına gelindiğinde artık askeri müdahalenin bir an önce bitmesini isteyen  iki büyük parti CHP ve AP'nin adaylığı üzerinde anlaşma sağladığı  senatör emekli Oramiral Fahri Korutürk 6 Nisan 1973'te Türkiye Cumhuriyeti'nin altıncı cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçim, askeri güçlerin ağırlığının azaldığını gösteriyordu. 14 Ekim 1973 genel seçimlerine de bu havayla gidildi.

Seçimlere Adalet Partisi  Demirel’in , CHP yeni lideri Ecevit’in önderliğinde giderken Alparslan Türkeş , liderliğindeki  Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ve Necmettin Erbakan, kurduğu Milli Selamet Partisi ile siyaset sahnesindeydi. Bülent Ecevit sade yaşamı, halk ile kurduğu samimi ilişki, uçurduğu ak güvercinler ile halkın sol görüşe olan ön yargısını kırarak seçimlere gidiyordu.

CHP’nin umudu Bülent Ecevit, seçimlerde popüler müzikten faydalanmaya karar vermişti.  Şenay’ın “Sev Kardeşim” şarkısı meydanlarda Ecevit için çalıyordu ve bu şarkı hem seçimlere hem o döneme damgasını vurmuştu.

  https://www.youtube.com/watch?v=B_jgYzkX5k

 Şenay – Sev Kardeşim

 ‘Bak kardeşim Elini ver bana/ Gel kardeşim Neşe getirdim sana/ Al kardeşim...’                      

 AP lideri Süleyman Demirel ise seçim şarkısı tercihini marştan yana kullanmıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=K1wdDIwKl6c

Yılmaz Türkoğlu - Demirel Demirel iktidara yine gel

Demirel Demirel iktidara yine gel / Millet seni istiyor kimse olamaz engel/ En zorlu engeli azminle devirdin / Onardın vatanı cennete çevirdin

Seçim sonuçları bazı kesimlerce büyük sürpriz olarak nitelendi. Süleyman Demirel ve AP’nin kazanacağına kesin gözü ile bakılan seçimlerden Bülent Ecevit ve CHP birinci olarak çıktı. Adalet Partisi CHP ile koalisyon ortaklığına yanaşmayınca pek çok konu taban tabana zıt Milli Selamet Partisi (Necmettin Erbakan) koalisyon hükümeti kuruldu.

1974’de darbe haberi bu sefer yavru vatan Kıbrıs’tan geldi. 15 Temmuz 1974 ‘de Yunanistan cuntası Kıbrıs’ta da bir darbe yaptı ve enosis için harekete geçti. Diplomatik görüşmelerden sonuç çıkmayınca Kıbrıs Türklerinin de artık tek umudu Karaoğlan Bülent Ecevit olmuştu.

Rumlar Türkiye’nin müdahalesini bekleyen Kıbrıs Türklerinin moralini bozmak için radyolarından sürekli ‘Bekledim de Gelmedin’ şarkısını çalmaktaydı.

https://www.youtube.com/watch?v=1RhCYEUAzsc

Stelios Kazancidis -Bekledim De Gelmedin

Kıbrıs Türkleri de buna karşı Bayrak Radyosu’ndan Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirinden bestelenen ‘Bir Gece Ansızın Gelebilirim’ şarkısı ile karşılık veriyordu.. 

https://www.youtube.com/watch?v=bEnFxr_u_1c

Taner Şener - Bir Gece Ansızın Gelebilirim

Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in ünlü  ‘Ayşe tatile çıkabilir’ parolası ile başlayan Kıbrıs Barış Harekatı’nın başarısı ile Türkiye’de büyük bir sevinç dalgası oluştu. Her kesimden insan birlik olmuştu, çok büyük sevgi ve coşku seli içindeydi.

Ecevit’in iktarda olduğu o yıllarda pop müzik o zamanki adı ile Türkçe sözlü hafif batı müziği oldukça revaçtaydı. 60’larda popülerliği yakalamış Erol Büyükburç’un yanı sıra İlhan İrem, Bülent Ortaçgil gibi kendi şarkısını söyleyenler, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Zerrin Özer, Hümeyra gibi ilk plaklarıyla batı müziği örnekleri veren isimler müzik dünyasına adım atmaktaydı.

Bunlardan birisi de Türk popunun önde gelen yorumcularından birisi olan  Nilüfer’di.

https://www.youtube.com/watch?v=LcpdpO3qk8g

Nilüfer – Göreceksin Kendini

Görecek göreceksin kendini / O kırılan aynada / Beni ve ölümsüz sevgimi

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz usta sanatçı İlhan İrem 70’lerde kendi şarkılarını yapan söyleyen genç bir sanatçıydı. İlhan İrem  Anlasana, Yazık Oldu Yarınlara gibi şarkılarla ülkenin popüler isimlerinden birisi olmuştu. En büyük çıkışını  ise 1977 yılında  İşte Hayat ile yakaladı.

https://www.youtube.com/watch?v=C3bq0sMFD4Y

İlhan İrem – İşte Hayat

İşte hayat yine akıp gidiyor / İşte hayat sensiz de yaşanıyor / İşte hayat böyledir deniyor / Zaman her şeyi siliyor

Fakat bu Kıbrıs Harekatı coşkusu çok uzun sürmeyecekti.  Bülent Ecevit Amerika’nın isteği ile yasaklanmış olan haşhaş ekimini serbest bırakmasından kısa süre sonra bir de bu Kıbrıs çıkarmasındaki başarısıyla Amerika nezdinde ikinci kez hanesine eksi almıştı. Ceza olarak Türkiye büyük bir ambargo ile karşı karşıya kaldı. Petrol fiyatları astronomik olarak arttı. Yokluklar ve kuyruklar başladı. Kıbrıs zaferi sarhoşluğu çabuk geçti. Hükümet dağıldı ve 6 ay hükümet kurulamadı.  En sonunda Demirel, Erbakan ve Türkeş liderliğinde Milliyetçi Cephe adı verilen koalisyon kuruldu. Bu koalisyona verilen ad ile amaçlardan birisinin de solun yükselişini durdurmak olduğu izlenimi oluşmuştu.

Böylece sokaklardaki gerilim iyice artmaya başladı. Bıçaklama, bombalama haberleri büyük bir hızla artıyordu. Ekonomik sıkıntılar işçi eylemlerini de arttırmıştı. Bu müziğe de yansıdı.

Cem Karaca, Mahzuni Şerif, Selda Bağcan, Timur Selçuk, Edip Akbayram gibi müzisyenler içinde bulunulan durumu eleştiren şarkıları ile özellikle işçi kesimin vazgeçilmezleri oluyorlardı. Cem Karaca’nın 1975’de yaptığı ‘Tamirci Çırağı’ sembol şarkılardan birisi haline gelmişti.

https://www.youtube.com/watch?v=-ygQGI0T-fE

Cem Karaca- Dervişan  - Tamirci Çırağı

Ustam geldi, sırtıma vurdu, unut dedi romanları / İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları

70’li yıllarda geçim sıkıntısının artması köyden kente göçleri arttırmış ve büyük kentlerde hızla gecekondulaşma başlamıştı. 1968- 1979 yılları arasında özellikle gecekondularda başkaldırı olarak görülen arabeske TRT hiç yer vermese de toplumun geniş kesimlerinde kendisine yer buluyordu. 1968 yılında ilk 45 lik plağı ‘Bir Teselli Ver’ i çıkarmış olan Orhan Gencebay 70’li yıllarda popülaritesini iyice arttırmıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=QAyeKVw3ZLc

Orhan Gencebay – Batsın Bu Dünya

Yazıklar olsun, yazıklar olsun / Kaderin böylesine, yazıklar olsun

TRT o dönemlerde yayınlanacak parçaları denetlemekle yükümlüMüzik Denetleme Kurulu ‘ nu kurmuştu. Sadece arabesk türü için değil pek çok şarkı için icrası, sözleri, ahlaka uygunsuz oluşu gibi nedenlerle yayın izni çıkmıyordu. Kurul Barış Manço’ nun “Lambaya Püf De” adlı düzenlemesini “ahlaka mugayir” bularak yayımlanmasına izin vermemişti. Bu nedenle şarkının sözsüz enstrümantal versiyonu “Tavuklara Kışşt De” yapılmış fakat bu versiyon da “gitarcı gitarı erotik çalıyor” gerekçesiyle geri çevrilmişti.

https://www.youtube.com/watch?v=xxOj2vDUfww

Barış Manço – Lambaya Püf De

Yine bu dönemde alevlenen bir aşk aynı zamanda Türk Pop Müziğine damgasını vuracak şarkıların yapılmasına vesile olacaktı. Çiğdem Talu ve Melih Kibar birlikte onlarca şarkı yapacaklardı. Hüzünlü biten bu aşkın pop müziğine kattığı şarkılardan ilki Erol Evgin’den dinlediğimiz ‘İşte Öyle Bir Şey’ isimli şarkıydı. 

https://www.youtube.com/watch?v=5cLm5m6Lld0

Erol Evgin – İşte Öyle Bir Şey

İleride pop müziğin gelişmesinde , yeni sanatçıların çıkmasında çok katkı verecek ve ‘Popun Kraliçesi’ ünvanını alacak olan Sezen Aksu’da ilk şarkılarını yapmaktaydı.

https://www.youtube.com/watch?v=vpc7KnLcgxY

Sezen Aksu – Kaç Yıl Geçti Aradan 

Karardıysa bütün dünya / Vardır elbet bir sebebi / Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı / Bitsin artık bu hasret bulaşalım gayrı

Müzikteki olumlu gelişmeler maalesef başka konularda görülemiyordu. Ekonomik kriz giderek derinleşiyordu. DİSK önderliğinde grevler, iş bırakmalar başlamıştı. 1976 yılında ilk kez işçi bayramı olarak kutlanan 1 Mayıs için 1977 ‘de büyük bir kalabalık Taksim’de toplanacaktı. Kutuplaşmaların, milliyetçi- devrimci kavgalarının çok arttığı bir dönemde olay çıkmaması için alınabilecek tüm önlemlerin alındığı düşünülüyordu. Fakat nereden ve kimlerden geldiği belli olamayan ateş sesleri ile bir anda ortam cehenneme döndü. Ölenler, yaralananlar, kaos, bombalar, cinayetler... Tekrar bir erken seçim yapılması zorunluluk haline gelmişti.

Haziran 1977 seçimlerinin en renkli seçim şarkısı Adalet Partisinden CHP’ye karşı gelmişti.  1970 yılında ‘Unuttun Bizi Süleyman’ sarkısını da seslendirmiş olan Öztürk Serengil tarafından seslendirilen “Komüniste Kanma Zühtü”  şarkısı...

https://www.youtube.com/watch?v=Pb7qJ65wQ9Q

Öztürk Serengil – Komuniste Kanma Zühtü

Gariban bir vatandaşsın senin aklın Zühtü / Kendini tanı Zühtü / Türklüğünü unutturanlara kanma Zühtü / Aklını topla Zühtü, Kafayı vurursun Zühtü

Bu seçimlerden CHP 1., AP 2. parti çıkmıştı. Tek başına ikisi de hükümet kuramıyor ama asla bir araya da gelmiyorlardı. Kendi başlarına kurmaya çalıştıkları hükümetler ise kutuplaşmayı, kavgayı arttırıyor; bir kesimin zaferi diğer kesimin yenilgisi kabul ediliyordu. 1977-1980 arası hükümet iki parti arasında 4 kez el değiştirdi. Bu arada sokaklarda MHP ve ülkücülerin etkisi de yadsınamazdı. 

Müzikte de ülkede yaşanan karmaşa hakimdi. Bir yanda Selda Bağcan olanlara isyan ediyor, ‘Yuh Yuh’ şarkısını söylüyor, İstanbul Şarkıcıları“Oooh.. Ooh!..” 45’liği ile yoklukları hicvediyordu. Diğer yandan Beyaz Kelebekler Hop trililaylay laylay lilaylom diyerek insanlara bir nefes yaratmaya çalışıyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=mpAPa30-TgE

İstanbul Şarkıcıları  - Oooh.. Ooh!..

Benzin yok / Mazot yok / Oh canın sağ olsun / Tüpgaz yok / Ampul yok / Oh canın sağ olsun / Geçmişte hangisi vardı / Ne olmuş sanki?

Bu arada genel kurmay başkanı ataması yapılması gerekiyordu. Fakat ilk üç sıradaki komutanların üçünün de görev süresi dolmuş ve emekli olmuşlardı. Genel Kurmay Başkanlığı’na, bugüne kadar adı pek duyulmamış, emekli olunca Ege’ye yerleşme planları yapan Ege Ordu Komutanı Kenan Evren hiç hesapta yokken atanıverdi.

Bu istikrarsızlıklar sonucu hem ekonomide hem toplumsal olaylarda bir ilerleme olmuyor, her şey daha da kötüye gidiyordu. Tüp gaz, yağ ve daha pek çok  temel ürün için bitmek bilmeyen kuyruklar oluyordu. Ülkede yokluklar bir yana oluk gibi kan akmaya başlamıştı. Artık önemli gazeteciler, politikacılar da katliama kurban gidiyor, Demirel ve Ecevit ölüm tehditleri alıyordu. Tüm  bunların yanı sıra orduyu rahatsız eden başka bir mesele daha gündeme gelmişti. Doğuda ‘Apocular’ denilen bir örgüt giderek büyümüş ve ülkenin bütünlüğünü tehdit eder bir hale gelmişti. Tüm bunlara 1978 sonunda ülke tarihinin en büyük katliamlarından biri olan, görenleri dehşete düşüren, insanların birbirlerini vahşice öldürdüğü Maraş Katliamı tuz biber olmuştu.

1979’un Kasım ayında tekrar Süleyman Demirel iktidardaydı. 80’li yıllara aldıkları radikal kararlarla girmeye hazırlanıyorlardı. Bu hazırlıklar sırasında yanında yine 80’li yıllara damgasını vuracak bir isim vardı. Devlet Planlama teşkilatının başına getirdiği Turgut Özal...

Ülke bir kez daha kaosların, cinayetlerin, yoklukların pençesinde kıvranarak bir 10 yılını daha bitiriyordu. Hiçbir şekilde ortak bir noktaya gelemeyen liderlerin yanında artık, pek çok bölgede sıkıyönetim kararı aldırmış olan Kenan Evren’de vardı.

Kader bir kez daha Türkiye için ağlarını örüyordu...

 

Ecz. Neşe Köysüren

nesekutlu05@hotmail.com

Faydalanılan kaynaklar

*Murat Meriç’in podcast ve yazıları

*TÜRK SİYASAL HAYATINDA BİR İKNA ARACI: SEÇİM MÜZİKLERİ (1965-1995)

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1688962

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat