ADAM’IN BİRİ: İLAÇ 12 LİRA, SAKIZ 15 LİRA OLMAZ!!!

            Türk ekonomisinde enflasyonun artış derecesini ölçmek için kullanılan en eski enstrümanlardan biri sakızdır. “Sakız bile şu kadar lira olmuş”, ya da “Bu paraya sakız bile alınamıyor” denilir eskiden beri hayat pahalılığının artışını ifade etmek için.

          Ama son yıllarda sakız yerine kullanılacak başka bir iktisadi ürünümüz var, o da hepimizin malumu olduğu üzere “ilaç”.

          Marketten ya da bakkaldan plastik kutuda herhangi bir sakızı almak istediğinizde 15 TL ödemek zorundasınız. Kanser hastası bir yakınınızın veya kronik rahatsızlığı olan bir büyüğünüzün ağrısını dindirmek için kullandığınız ilaç ise 12 TL.

          Aralarındaki iktisadi fark sadece fiyatları değil, asıl önemli fark birinin bulunabilir ve ulaşılabilir olmasıyken diğerinin bulunabilir ve ulaşılabilir olmaması.

          Bulunabilir ve ulaşılabilir olmak bazı ürünler için çok önemliyken bazı ürünler için o kadar da önemli değildir. Misal, sakızı hiçbir zaman hemen bulmanız gerekmez. Ama kalp krizi geçiriyorsanız dilaltı hapınız eczanelerde bulunabilir, elinizin altında da ulaşılabilir olmak zorundadır.

          Sakızın dışında Türk halkının ekonomi jargonunda bir de “Sudan ucuz” birimi vardır ucuzluğun göstergesi olarak. 

Modern iktisadın kurucuları arasında sayılan Adam Smith “Milletlerin Zenginliği” adlı kitabında, bir maldan elde edilen toplam faydayı kullanım değeri, bir malın diğer malları satın alma gücünü ise değişim değeri diye tanımlamıştır. Gerçek hayatta kullanım değeri yüksek olan malların, çoğu kez değişim değerlerinin hiç olmamasını veya tam tersine değişim değeri yüksek olan malların, çoğu kez kullanım değerlerinin hiç olmamasını esas almıştır.

 “Adam” buna örnek olarak da sudan daha yararlı bir şey olmadığı halde yaşadığı dönemde su ile hemen hemen hiç bir şey satın alınamamasına karşılık, kullanım değeri hemen hemen hiç olmayan elmas ile diğer mallardan çok fazla miktarlarda satın alınmasının mümkün olmasını öne sürmüştür. Kullanım değeri yüksek olan su gibi bir malın değişim değerinin az olmasına karşılık, kullanım değeri çok az olan elmas gibi bir malın değişim değerinin çok yüksek olması, iktisatta değer paradoksu veya elmas-su paradoksu diye nitelendirilir. 

Pekiii, su her zaman elmastan değersiz midir???

İki üç gündür Sahra çölünün ortasındasınız, çok susadınız, suyunuz yok ama elinizde bir kese elmas var, karşınıza da içme suyu bolca olan ama elması olmayan biri çıktı ve size suyla elması takas etmeyi önerdi, ne yaparsınız???

Kullanım değeri yüksek olanın kıtlığı, elde etme maliyetinin artması her zaman değişim değerini yükseltir, yükseltmesi de gerekir. Burada marjinal fayda devreye girer, elmas az bulunur ama hayatın devamı için az bulunan su daha kıymetli ve yararlıdır.

Yani suyun değeri kuraklık zamanı fiyatının artışını da beraberinde getirir; suyun az olduğu Arap çöllerinde su temini maliyetli olduğu için petrolden pahalıdır, mantıken de iktisaden de öyle olması gerekir.

Bu kadar iktisat dersi mi olur, kısa kes Aydın havası olsun derseniz;

Yetkililer sakız fiyatının 15 TL olduğu bir piyasa koşulunda maliyetleri göz ardı edip, ilaca ödeyecekleri değeri sakızdan düşük tutarak bizim ilaç bulabileceğimizi iddia ediyor, fakat bulamıyoruz, üstüne üstlük bir de neden bulamıyorsunuz diye suçlanıyoruz.

İlaç Takip Sisteminden hatalı stok kalanlarına bakılarak ilaç var deniliyor ama gerçekte yok, çünkü stok hatası…

Firma ilacı üretecek ama Avro 15 liraya dayanmış, ilaç fiyatının belirlendiği kur 4,57 TL, perakende satış fiyatı bile daha ilacın ambalaj maliyetini karşılamıyor…

Hasta değil 15, çöldeki elmaslı adam misali bulsa 150 lira ödeyecek ama ilaç yok…

Eczacı mı?

Ne yapsın garibim; o depo senin, bu komşu eczane benim arayıp soruyor ki hastasına ilaç bulabilsin…

Oysa ilacın bulunmaması ya da ulaşılamaması gibi bir sorun ülkemizde yaşanmaz;

Ambargo altında değiliz, savaş halinde değiliz, üstelik her şeyi üretecek tesislerimiz de var çok şükür…

Tek yapılması gereken ilaç fiyatlarını olması gereken seviyeye getirmek,

“Adam” boşuna kitap yazmamıştır herhalde.

Öyle değil mi?    

                



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat