Günümüzde yaşadıklarımızı dehşet içinde izliyorum.

Tüm yaşananların sadece kötü bir rüya olmasını diliyorum, ancak ne yazık ki gerçek.

İktidar erkini elinde bulunduranlar yaşamı oya gibi işliyor. İşin garibi de bunu, yapılanlardan zarar göreceklerin ya da zarar görenlerin desteği ile yaptıklarına çoğunluğu inandırıyorlar.

Bilim insanlarının, seçilmiş milletvekillerinin, gazetecilerin, devlet kurumlarında görev almış ve uzun yıllar emek vermiş insanların, sadece görüşünü beyan edenlerin hiç bir ceza almadan senelerce tutuklu kalması, sevdiklerinden ve sevenlerinden ayrı düşürülmesi bir avuç insan dışında vicdanları sızlatmıyor.

Aynı söylem meslek birliklerimizin iktidar erkleri için de geçerli.

Yakın tarihte demokratik bir seçim ile seçilmiş olan Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti yirmi dört bini aşkın eczacının geleceğini ilgilendiren SGK ile yaptığı sözleşme görüşmelerini eczacı odalarının yöneticilerine dahi bilgi vermeden sürdürüyor. Süresi dolmasına karşın yeni sözleşmenin ana hatları ile ilgili bir bilgi yok.

Yeri geldiğinde göğüsleri gerdire gerdire söylenen "örgütlü gücümüzden aldığımız destek" cümlesinin altının doldurulabilmesi için o gücü oluşturan bireylerin yapılandan doğru bilgilerle haberdar edilmesi gerekmez mi?

"Ben şu kadar delegenin oyunu alarak seçimi kazandım, dilediğimce karar veririm" iktidar erki anlayışı ile, "ben bu kişilere oy vererek iktidara gelmelerini sağladım, her yaptıkları mutlaka doğrudur" seçmen anlayışının yaklaşımları ne kadar doğruyu ifade eder?

Kocaman bir HİÇ!

Bir garip iş de üyesi olduğum İstanbul Eczacı Odası’ndan.

İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu bir süredir web sayfasından bir garip referandum örneğini üyelerine onaylatmaya çalışmakta.

Eczanelerin açma-kapama saatleri ile ilgili üç seçenek sunarak, üyelerden bir seçeneği seçmeleri istenmekte.

İlk bakışta "bir garip iş" olarak görünse de İstanbul Eczacı Odası yönetim erkinin çoğunluğunun sahip olduğu AVM Eczanelerinin kapanış saatlerinin geç vakitlere uzatılmaya çalışıldığı aşikar.

Adını ÇAĞDAŞ ECZACILAR olarak tanımlayan bir iktidar erkinin genel eczane sahibi eczacı konseptini dışlayarak "gemisini kurtaran kaptan" zihniyetinin açık bir göstergesi.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, gerekli tepki oluşmazsa bu referandumun sonucu "isteyen istediği saatte açsın, isteyen istediği saatte kapatsın" olarak açıklanacaktır.

Bunun sonucu olarak zaten normalin çok üzerinde olan günlük mesai saatlerimiz daha da uzayacaktır.

Bu yapılmaya çalışılanı demokratik bir görüş bildirme olarak tanımlayamayız. Ama üç seçenekten birini işaretleyen meslektaşım bu garip uygulamaya bir destek vermiş olur.

Oysa ki yapılması gereken eczanelerdeki yaşam koşullarını gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara uyarlamaktır.

İnsanca yaşama bir adım atmak için de işe "öğle tatili"nden başlanmalıdır.

 

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

http://twitter.com/ECiftci1

https://www.facebook.com/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat