*14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında davetli olduğum İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde yaptığım konuşmanın metnidir.

Geçmişten geleceğe…

Merhaba,

Ben Ertan Çiftçi

Mesleğinde 40 yılını geride bırakmış bir eczacıyım. İnternet üzerinden yayın yapan Eczacının Sesi e-gazetemizin yayın kurulu üyesi ve yazarlarından biriyim.

Eczacılığın insanlık tarihi ile başladığı varsayılmaktadır.

Hayvanları gözlemleyen ilk insanlar, hayvanların davranışları ve deneme yanılma uygulamaları ile bir anlamda eczacılığın temellerini atmışlar.

İlk yazılı belgeler yaklaşık 4500 yıl öncesinden, Sümerlerden bize ulaşıyor. Bu konuda öğrenci kardeşlerime ve genç meslektaşlarıma İstanbul Arkeoloji Müzesini ziyaret etmelerini ve ilk reçete örnekleri olarak tanımlayabileceğimiz kil tabletleri görmelerini öneriyorum.

M.Ö. 400’lü yıllarda yaşayan Hipokrat Tıbbın babası, M.S. 129-216 yılları arasında yaşayan Galen de hekim olmasına karşın hazırladığı ve kayıt altına aldığı ilaç karışımları nedeni ile eczacılığın babası olarak kabul ediliyor.

Dünyada ilk eczanenin 754 yılında Bağdat’ta açıldığı düşünülmektedir.

Anadolu topraklarındaki ilk eczane de 1206 yılında Kayseri’de gevher Nesibe Sultan Şifahanesinde açılmış.

Avrupa’da hekimlik ve eczacılık ilk kez “Salerno Tıp Fakültesi’nde” 1076 yılında ayrılmış. Kutsal Roma İmparatoru II. Frederick 1231-1240 arasında yayınladığı emirnameler ile toprakları olan İtalya ve Sicilya’da hekimlik ve eczacılığı da resmen ayırmış, eczacılık ayrı bir mesleki değerlendirmeye tabi tutulmuş.

*(Henüz Osmanlı Beyliği ortada yok)

Ülkemizde ilk eczacılık eğitimi 14 Mayıs 1839 yılında Mekteb-i Tıbbiye’de Eczacılık Sınıfı ile başlamış.

Eczacılığı tanımlayan ilk yönetmelik “Nizamname-i Eczacıyan Der Memalik-i Osmaniye” 1852’de yayınlanmış.

Ülkemizde 14 Mayıs’ı önceden “Eczacılık Bayramı” olarak kutluyorduk, 2-3 gün süren, mesleğin sorunlarını, çözüm önerilerini irdeleyen etkinlikler, paneller, seminerler oluyordu. Son 15-20 senedir nedense bayram söylemini “Eczacılık Günü” ne indirgedik.

Dünya Eczacılar Günü ise 25 Eylül tarihinde kutlanıyor.

** 2009 yılında İstanbul’da düzenlenen Dünya Eczacılık Kongresinde katılan delegasyon tarafından Uluslararası Eczacılık Federasyonu (FIB)’ın kuruluş tarihi olan 25 Eylül’ün tüm dünyada “DÜNYA ECZACILIK GÜNÜ” adıyla kutlanması önerilmiş ve oy birliği ile kabul edilmiştir.

İlk Türk eczacısı 1840 yılında Eczacı okulundan mezun olan Ahmet Mustafa Efendi ve bir Türk tarafından açılan ilk eczane de 1880 yılında Ecz. Halil Hamdi Bey tarafından Eczane-i Hamdi adıyla Fatih Zeyrek semtinde açılmış ve meslek tarihimizde yerini almış.

Her meslek topluluğu gibi eczacılar da süreç içinde örgütlenmişler. Gerek Cumhuriyet öncesi ve gerekse Cumhuriyet döneminde birçok Cemiyet kurulmuş.

* 1879 yılında Cemiyet-i Eczacıyan der Asitane-i Aliyye

* 1908 yılında Devleti Osmaniye Eczacıları Cemiyeti

* 1921 yılında Dersaadet Ecza Tüccaran-ı Cemiyeti

Cumhuriyet Döneminde

* 1924 yılında Türkiye Eczacıları Cemiyeti

* 1954 yılında Türkiye Eczane Sahipleri Cemiyeti

Yasal olarak tüm eczacıları bünyesinde barındıran şimdiki örgütümüz Türk Eczacıları Birliği ve bağlı Eczacı Odaları 1956 yılında 6643 sayılı yasa ile kuruldu. Ne yazık ki 12 Eylül 1980 yılında yapılan askeri darbe sonucu kamuda çalışan eczacılar ile mesul müdürlük gibi imza sorumluluğu olmayan eczacıların Türk Eczacılar Birliği bünyesindeki Eczacı Odalarına üye zorunluluğu kaldırıldı.

Ülkemizde ruhsatlı ilaçların sadece eczanelerden satılmasını Cumhuriyetin ilk yıllarında 1928 yılında yayımlanan 1262 sayılı “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu”na borçluyuz.

O nedenle bu kanunu gözümüz gibi korumalıyız.

Çünkü ilaç pazarı her geçen gün büyümekte, birçok özel kuruluş bu pazardan pay kapmak için fırsat kollamakta.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası web sayfasından aldığım verilerine göre;

2022 yılında Dünya İlaç Pazarı 1,5 trilyon Amerikan Dolarına ulaşmış durumda. Türkiye ülkeler sıralamasında 21. sırada yer alıyor.

Türkiye İlaç Pazarı 2022 yılında yaklaşık 109,8 milyar TL.

Kutu bazında da 2,55 milyar kutu.

Referans İlaç 71,4 milyar TL               0,99 milyar kutu

Eşdeğer İlaç  38,4 milyar TL               1,56 milyar kutu

2015 yılı              TL                         KUTU

Referans İlaç         %69                     %43,6

Eşdeğer İlaç          %30,6                  %56,4

 

2022 yılı

Referans İlaç         %65                     %38,8

Eşdeğer İlaç          %35                     %56,4

 

2022 yılı

İthal İlaç               49,8 milyar           0,25 milyar

Yurtiçi Üretim        60,0 milyar           2,31 milyar

İlaç Takip Sistemi (ITS)’nin 2 gün önceki verilerine göre ülkemizde 29.401 aktif eczane kaydı var gözüküyor.

2022 yılında depo/eczane karlılığını da göz önüne alırsak her eczanenin yıllık ortalama 4,5 milyon TL gibi bir ilaç cirosu yapması gerekiyor.

Ancak ne var ki, yerine ve sermayesine göre kimi eczane bu ortalamanın altında, kimi eczane bu ortalamanın üstünde ciro yapıyor. Bu durumu bir parça dengelemek ve kamu yararını korumak amacıyla bazı grup ilaçlar (kan ürünleri, diyaliz reçeteleri, iş yeri hekimi reçeteleri, organ nakli reçeteleri vs) katılmak isteyen eczaneler arasında Eczacı Odalarının kontrolü altında eşit ya da üst limitli dağıtılıyor.

Sözümün burasında örgütlü olmanın öneminden bahsetmek istiyorum.

Az önce bahsettiğim gibi, bazı reçete gruplarının Eczacı Odaları gözetimi ile eşit ya da üst limitli dağıtılması, cirosu az eczanelere bir miktar ekonomik destek sağlamaktadır.

Her eczanenin SGK ile sabit oranlarda iskonto tutarında tek tip sözleşme yapabilmesi önemlidir. Zira geçmişte %25’lere, %30’lara varan ıskonto teklifleri gördük.

6 Şubat’ta hepimizin yüreğini yakan deprem felaketinde TEB organizasyonu ile 28 seyyar eczane kurularak gönüllü meslektaşlarımızın çabalarıyla bölge halkının ilaç ve eczacılık hizmetleri karşılandı. Sahada olan ilk düzenli meslek örgütü biz eczacılardık.

Gerek bu depremde ve gerekse önceki deprem, sel gibi felaketlerde zarar gören meslektaşlarımızın Yardımlaşma Sandığı aracılığı ile biraz olsun yaraları sarıldı.

Ayrıca, uzun tedavi süreci gereken hastalığa yakalanan meslektaşlarımıza ya da vefat eden meslektaşlarımızın geride kalan ailelerine katkıları da yadsınamaz.

Bu nedenle Yardımlaşma Sandığının varlığını çok önemsiyorum ve eczane sahibi olsun olmasın tüm meslektaşlarımın üye olmasını diliyorum.

Kısa süremizde biraz da mesleğimizin geleceğinden bahsedersek…

Eczacılığın insanlık tarihi ile başladığı var sayılmaktadır ve insanlığın var olduğu sürece eczacılığın devam edeceğine inanıyorum.

Birkaç yıl önce yaşadığımız Covid-19 pandemisi serbest eczanelerin, birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olarak “Toplum Sağlığı” açısından önemini ve vazgeçilmezliğini açıkça ortaya koydu.

Gelecekte de olacağı varsayılan pandemiler düşünülürse, akılcı sağlık politikası uygulamak isteyen iktidarlar eczacıların varlığını dikkate almalıdır diye düşünüyorum.

Yeni gelişen teknolojilerin eczanelerde kullanım olanakları da değerlendirilerek eczacılık mesleğine yeni perspektifler oluşturulmalıdır.

Bu söylemlerin ete kemiğe büründürülmesi için Türk Eczacıları Birliği öncülüğünde ilaç ve eczacılık bileşenlerinin bir araya getirilmesi ve ortak aklın bulunabilmesi çok önemli.

Konuşmamda ağırlıklı olarak eczane eczacılığı yer aldı. Elbette ki, eczacılık biliminin eczane eczacılığı dışında da çok çeşitli çalışma ve uygulama alanları var. Birçok eczacı meslektaşımızın değişik alanlarda, bilim dallarında eğitim alarak, yüksek lisans yaparak iş alanlarını daha da geliştirmekte olduğu görmekteyiz.

Sözlerimin sonunda Eczacılık Günümüzü kutluyor, bizleri yetiştiren, bizlere emek veren hocalarıma, bu etkinliğe katkı veren, bizleri izleyen öğrenci meslektaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum.

Güzel günlerde tekrar tekrar bir arada olabilmemiz dileğiyle ….

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel: 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat