Bazı cümleler vardır, bir filmden çıkar ama mesleğin özünü anlatır: “Biri olmak lazım, en azından biri için”. “O” biri artık eczacının kendisidir. Çünkü yıllardır yükün en ağırını taşıyan ama sesini en az duyurabilen meslek grubuyuz. Ve şimdi, Türk Eczacıları Birliği ve tüm oda seçimleri öncesinde yeni bir dönem başlıyor.

Eczacının Gerçek Sorunları

Bugün eczacılık, hem ekonomik hem manevi bir kırılma yaşıyor. SGK protokolleriyle boğulmuş, iskonto oranlarıyla ezilmiş, POS komisyonlarıyla nefesi kesilmiş bir sistemin içindeyiz. İlaç fiyat farklarını anlatırken mahcup, OTC ve dermokozmetik satışlarında dijital platformlarla yarışırken çaresiziz. Kârsız reçeteler, artan personel maliyetleri, fakültelerin kontrolsüz çoğalması, birliğin tabandan kopması... Ve en önemlisi: Eczacı artık kendini yalnız hissediyor.

Ama unutmamamız gereken bir şey var: Bu mesleğin umudu hâlâ burada — bankonun ardında, sabah kepenk açan o binlerce eczanede.

“Biri Olmak”tan “Birlikte Olmak”a

Bu yalnızlık duygusunu kırmanın tek yolu var: Birlik olmak. Artık “biri” değil, “birbirimiz” için var olma zamanı. Çünkü her eczacı aslında bir güç odağıdır; bilgi, vicdan ve güven üretir. Eğer bu güç birleşirse, meslek yeniden ayağa kalkar. Bu seçim sadece yönetimlerin değişeceği bir süreç değil; eczacının kendine dönüşüdür.

Gerçek Çözüm Başlıkları

Yeni dönemde artık şikâyet değil, çözüm üretme zamanı. Sadece konuşan değil, gerçekleştiren bir meslek düzeni için:

Ekonomik Dayanışma ve Yeni Modeller

Eczacı Odaları, yalnızca üyelik aidatı toplayan kurumlar olmaktan çıkmalı; ekonomik dayanışma mekanizmalarının merkezine dönüşmelidir.

İSKOOP, BEK gibi mevcut dayanışma yapıları, yeni kuşak kooperatifler, A.Ş. ortaklıkları ve dijital platform girişimleriyle birlikte çok katmanlı bir ekonomik modele evrilmelidir.

Bu yapılar klasik “satın alma birliği” anlayışının ötesine geçmelidir:

Ortak tedarik ağı: Toplu alım gücüyle üreticiye karşı pazarlık gücü oluşturmak.
Eczacı markası: Ortak etiketli dermokozmetik veya takviye ürünleriyle hem kâr hem kimlik yaratmak.
Finansal dayanışma fonu: POS, personel, fark zararları için mikro destek mekanizması kurmak.
Dijital satış altyapısı: Eczacının kendi pazar yerini oluşturmak.
Ortak lojistik: Kargo ve depolamada ölçek ekonomisi sağlamak.
Bu yapı ister kooperatif, ister A.Ş., ister platform ortaklığı olsun — önemli olan modeli değil, birlikte üretme niyetini ortaya koymaktır.

Dijital Dönüşüm

E-ticarete karşı değil, eczacının dijitalde de var olduğu bir “Eczane Online” modeli kurulmalı. Rekabet değil, kolektif varlık.

Eğitim ve Fakülte Politikası

Kontrolsüz eczacılık fakülteleri artık durdurulmalı. Eğitim niteliği denetlenmeli, kontenjanlar yeniden düzenlenmeli.

SGK ve Protokoller

Birliğimiz artık pasif savunucu değil; veriyle, analizle konuşan aktif bir taraf olmalı. Protokol masası eczacının değil, eczacılık mesleğinin onurunu temsil etmeli.

Yeni Mezun Destek Programı

Yeni mezun eczacılar için staj ve girişimcilik fonları oluşturulmalı. Kepenk açmak cesaret değil, dayanışmayla mümkün olmalı.

Koruyucu Sağlık Rolü

Eczaneler sadece ilaç veren değil, halk sağlığının ön cephesi olmalı. Aşı, danışmanlık, tarama ve yaşam tarzı desteği eczacının doğal alanı haline gelmeli.

Seçimden Öte, Yeniden Başlangıç

Bu seçimler sadece “kim yönetecek” değil, “nasıl yönetilecek” sorusuna verilen cevaptır. Artık kapalı kapılar ardında alınan kararların değil, tabandan gelen iradenin zamanı. Artık eczacıyı temsil eden değil, eczacıyla birlikte yürüyen kadroların zamanı.

Unutmayalım: değişim tepeden gelmez, bankonun arkasından başlar. Eğer eczacı ayağa kalkarsa, meslek yeniden doğrulur.

Son Söz

Evet, biri olmak lazım… Ama artık sadece biri değil, hepimiz için olmak lazım. Bu mesleğin yeniden doğması için ne devletin ne sistemin lütfuna ihtiyacımız var. Sadece inancımıza, birbirimize ve ortak aklımıza ihtiyacımız var.

“Biri olmak lazım… en azından biri için.”
Ama artık biliyoruz: Birlik olursak, hepimiz için oluruz.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat