Ecz. Şeyma ŞAHİN

3. Bölüm

 

GIDA TAKVİYELERİ

Gıda takviyelerine geçmeden önce hipotalamikpitutuvar adrenal aksisin kardiyovasküler hastalıkların altında yattığı görülmüştür. Kortizol seviyeleri tükrük, kan ve idrarda görülürken artık saçta da ölçülebilmektedir Ve yeni dönem işaretçilerinden biri de saçtan kortizol seviyelerinin analizidir. Bu analiz kardiyovasküler hastalıkların riskini belirtmekte de yardımcı olur.

VİTAMİN VE MİNERALLER

  • B vitaminlerince zengin beslenmek homosistein seviyelerini azaltmaktadır.
  • Özellikle B3 vitamini olan niasin kalp sağlığında etkilidir. (Flushing etkisi yapmayan B3 vitamini tercih edilmelidir.)
  • Bunun dışında kognitif fonksiyonlar da kalp hastalıklarında zayıflamaktadır.  B vitamini takviyelerinin bu bağlamda da yardımı olacaktır.
  • C ve E vitaminleri antioksidan kapasitelerinden dolayı alımı önerilmektedir.
  • Selenyum, çinko gibi mineraller başta olmak üzere hem enzim kofaktörü hem de antioksidan olarak görev alarak kalp sağlığının korunmasında yardımcı olacaktır.
  • Magnezyum yine aynı şekilde kas kasında gevşeme üzerine etkisinden dolayı faydalı olacaktır.
  • D vitamini eksikliği olan hastalarda kan basıncının yükseldiği rapor edilmiştir

AMİNOASİTLER

  • L-Karnitin: Temelde iskelet ve kalp kasında bulunan enerji üretiminde önemli rol oynar, iskemik koşullarda toksik yağlı asit esterlerinin oluşmasını önlemek için serbest yağ asitlerinin taşınmasını sağlar. Akut miyokart infarktüsü’nün tedavisinde kullanılır. Miyokart iskemisinde karnitin tüketimi hızlı olur. Bu durum kardiyotoksik yağ asidi esterlerinin birikimine neden olur. Miyokart infarktüsü sonrası sol ventrikül dilatasyonu fonksiyonel bozulma, kalp yetersizliği ve ölüm için güçlü bir belirleyicidir.
  • L- arjinin: NO salınımı yaparak etki eder. Vasodilatasyonu sağlar ve kan basıncını düşürür. Aynı zamanda aterosklerozu da engelllemeye yardımcı olur.

OMEGA-3

  • Çoklu doymamış yağ asidi olan omega-3 ile ilgili ilk raporlar ölüm ile sonuçlanan ve ani kalp krizini içeren kardiyovasküler hastalıklar ile ilgili gelmiştir.
  • Mozafferian ve Wu’ nun yaptıüı çalışamlarda sadece hayvansal kaynaklı omega-3  ün kardiyovasküler sağlık ile ilgili olduğunu göstermiştir. Aynı zamanada trigliseriti azaltmış, kan basıncını düşürmüş, endotel disfonksiyonu iyileştirmiştir. Aynı zamanda damar içi basıncı ve aritmileri azaltmıştır. Antitrombotik etkiler görülmüştür fakat bu etkiler günde 15 gram gibi yüksek dozlarda görülmektedir.
  • Antiinflamatuvar etkinlik diğer etkinlikleri arasındadır. Krill yağı, algden elde edilen yağlar ve köpek balığı diğer omega 3 kaynaklarındandır.
  • FDA’ ya göre günde 3 g EPA+DHA güvenlidir.

OMEGA-9

  • Günde 50g saf zeytinyağı alımı ile 5 yıl takipte kalan hastalarda majör kardiyovasküler risklerin azaldığı görülmüştür.

 

FLAVONOİDLER

  • Sebze ve meyvece zengin olan bir beslenme şekli hipertansiyon, inme ve kororner kalp hastalıkları riskini azaltır. Bunlar flavonoidçe zengin besinlerdir.

Kompleks bileşikli flavonoidler: sorgum, tarçın ve yemişlerde bulunur.

  • 93600 kişi ile yapılan cohort çalışmada yüksek dozda antosiyanidin alımı ile miyokard enfarktüs riskinin %32 azaldığı görülmüştür.
  • Kardiyovasküler hastalık riski olmayan 25-45 yaşları arasındaki kadın günde 15 mg antosiyanidin alarak 18 yıl boyunca izlenmiştir. MI riskinde %17 azalma görülmüştür.
  • Başka bir çalışmada yaşları 29-69 arasında değişen 41438 erkek ve kadına 13 yıl boyunca flavonon ve flavonollerce zengin besin verilmiştir. %41-42 oranında azalma kaydedilmiştir.
  • Kakao tüketimi ile KB ve KV sonuçlar arasındaki ilişkiyi açıklamak için yapılan bir çalışmada, 15 yıl boyunca hastalar izlenmiş ve kakao tüketimi yüksek olan hastalarda kan basıncının daha düşük olduğu, KV ve tüm nedenlere bağlı mortalite riskinde % 50 oranında göreceli bir azalma olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir meta analizde de, hipertansiyon hastaların günde 10-30 gram oranında bitter çikolata tüketmeleri önerilmiştir. Çoğu ticari çikolatanın flavonoidleri yok edecek şekilde işlenmesinden dolayı, en az % 70 oranında kakao içeren, gurme çikolata olarak adlandırılan çikolatanın tüketilmesinin daha iyi bir seçim olacağı belirtilmektedir. Olası bir risk olarak çikolatanın migren baş ağrısını tetikleme olasılığından bahsedilmektedir.
  • Bunun dışında resveratrol, pikogenol, oleuropein v.b. tüm antioksidanların alımı da kalp sağlığında oksidatif stresi azaltacağı için faydalı bulunmuştur.

SARIMSAK

  • 6000 yıldan fazla ayurvedik tıpta , 3000 yıldan daha fazla zamandır Çin tıbbında kullanılan sarımsak yani Allium sativum eski Mısır ilaç kodekslerine de girmiştir.
  • Major komponenti organosülfür bileşiklerdir.
  • Organasülfür bileşikler ve içeriğindeki polifenoller ile kalp sağlığına olumlu etki eder.
  • Keskin kokusunu veren allil sülfit, kükürtlü ve eterli yağlardan oluşmuştur. Bu bileşik kükürtlü bir amino asit olan alliin’in alliinaz ile parçalanarak allicin’i vermesi, allicin’in de, su buharı veya su karşısında, alil disülfür’e dönüşmesi sonucu meydana gelir. Sarımsağa özel koku ve lezzeti veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır. Türk sarımsakları %0,4 oranında alliin, alicin ve uçucu yağ taşımaktadır.
  • Aterom plaklarının oluşmasına sebep olan bağışıklık hücrelerinden bazıları monosit, makrofajlar, nötrofiller ve lenfositlerdir.
  • C-reaktif protein ve interlökin 6 da kolesterol seviyeleri ile ilgili kardiyovasküler problemlerin göstergecidir.
  • Sarımsağın pişirildikten sonra da hala biyoaktif bileşiklerini içerdiği ve antiinflamatuvar ve antioksidan etki gösterdiği belirtilmiştir.
  • Pişirilmiş sarımsaktaki organosülfür içeren bileşikler ajoene, diaallilsülfit, diallil disülfit, diallil trisülfittir. (Pleiotropik etki)
  • Yapılan çalışamlarda günde 1.2 g alınan ekstrenin koroner arter hastalığı şiddetini azalttığı görülmüştür.

CURCUMİN (ZERDEÇAL)

  • Kardiyak hipertrofi, kalp yetmezliği, ilaçların neden olduğu kardiyotoksisiste, miyokard enfarktüs, ateroskleroz, abdominal aortik anezrizma ve diyabetik kardiyovasküler komplikasyonları azaltır.
  • Güçlü bir antioksidan olmanın yanı sıra 1,7-bis(4-hydroxy-3-methoxyphenyl)-1,6-heptadiene-3,5-dione) molekülü ile kardiyovasküler koruma sağlar. (Pleiotropik etki)
  • NFKB ve TNF alfa etkilidir ve bu yolaklarla oluşan mekanizmaları bloke eder.
  • Kardiyotoksisitesi olan kemoterapi ajanlarının yaptığı kalp üzerine yan etkileri azaltır.
  • Düşük çözünürlükte ve emilimi düşük olduğu için çeşitli teknolojilerle işlenmiş olması şarttır. Aktardan aldığınız ürünler ne kadar karabiber ya da zeytinyağı ile alsanız da (hem cinsini bilmediğiniz için hem de ham madde sürekli ışık ve neme maruz kaldığı için) yeterli oranda sizin için fayda sağlamayacak belki zamanla toksik etkilerini bile görme ihtimaliniz yüksektir.  

  • 45 post menopozal kadında yapılan randomize plasebo kontrollü çalışmaya göre egzersizden önce alınan curcumin kan değerlerinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın sistolik kan basıncını düşürmüştür.
  • Günde 1 g kurkumoid alan kişilerde yapılan 7 gün ve 4 haftalık 2 farklı çalışmada serum trigliserit değerleri azalmıştır.
  • 87 kişi ile yapılan randomize bir çalışmada günde 1 gram kurkumoid alımı ile 8 hafta sonunda total kolesterol, trigliserit ve ürik asit seviyeleri azaldığı görülmüştür.
  • 121 hasta üzerinde yapılan başka bir çalışmada ise günde 4 g kurkumoid verilmesi ile miyokard enfarktüs ihtimali %30’ dan %13 e düşmüştür. Kurkumoidler natriüretik peptid, CRP, malondialdehit seviyelerini düşürmüştür.
  • 2012 de yapılan bir çalışmada kurkumin ve türevi olan bisdemetoksikurkumin hastalara verilerek antikoagülan aktivitelerine bakılmıştır. aPTT’ ye etki ettiği gözlemlenmiş olup kan sulandırıcı etkinliğe sahiptir. Heparin ve DMAH (düşük molekül ağırlıklı heparin) ölçüm değeri olan aPTT olduğu için mutlaka enoksaparin v.b. ilaçlarla beraber kullanımında dikkatli olunması gerekmektedir.

ALIÇ

  • Çin tıbbında kronik kalp yetersizliği tedavisi için ve aritmiler gibi diğer kardiyovasküler hastalıklar için alıç bitkisinin yaprakları ve çiçekleri kullanılmıştır.
  • Digoxin, koroner vazodilatörler (nitratlar, adenozin, teofilin), zakkum ve Sibirya ginseng’i gibi kardiyak glikozidler ile olası yan etkileri bulunmaktadır.
  • Egzersiz toleransını artırdığı, kardiyak oksijen tüketimini azalttığı ve plaseboyla karşılaştırıldığında nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtileri iyileştirdiği gözlenmiştir.

MELATONİN

  • N-asetil 5 hidroksi triptamin yani kısaca melatonin bir hormondur.
  • Epifiz bezlerinden salgılanan pleiotropik etkideki hormondur.
  • Kardiyovasküler ve nörolojik hastalıklara karşı koruma sağlar.
  • Triptofan aminoasidinden üretilir.
  • Epifiz bezinden başka retina, lenfosit, gastrointestinal kanal, kemik iliği tarafından salgılanır.
  • Yaşlanma ile beraber salgılanması azalır.

KOENZİM Q 10

  • Hücredeki enerji üretimi sırasında kilit enzimatik reaksiyonlarda koenzim olarak görev yapan, her hücrede bulunabilen, yağda çözünen, vitamin benzeri bir bileşiktir.
  • Yapısal olarak K vitaminine çok benzer bu yüzden kan sulandırıcılar ile kullanılırken dikkat edilmelidir. Özellikle INR değerinin önemli olduğu varfarin gibi ilaçlarda dozu ayarlanmalıdır.
  • Mitokondride elektron transport zincirinde görev alır yani hücresel enerjiden sorumludur. (ATP üretiminde mitokondrinin ilk 3 basamağında kullanılır.)
  • Kalp en yoğun bulunduğu bölgedir.
  • Koenzim Q10 izoprenoid yan zincirine bağlı olarak oldukça lipofilik bir madde olması ve büyük moleküler kütlesi (836.36 Da) ile emilimi zayıf bir bileşiktir. Koenzim Q10’un emilimi incebağırsakta olur. Yağla birlikte emilimi daha iyidir. İnce bağırsakta, pankreas ve safra salgıları yağların emilimi için gerekli olan emülsiyon ve misel oluşumuna yardım eder.
  • CoQ10’in kardiyovasküler hastalıklarda etkinliği üzerine yapılan pek çok çalışmada, kalp kası fonksiyonunu düzeltirken hiç yan etki ve ilaç etkileşimi göstermediği bulunmuştur.
  • Konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde, primer ve sekonder kardiyomyopatilerde CoQ10 un olumlu etkileri görülmüştür.

 

İlk insanlar olan Adem ve Havva birçok efsaneye, hikayeye daha da önemlisi din kitaplarına yasaklı meyve yemeleri ve cennetten kovulmaları ile konu oldu. Hatta bunun hakkında tartışıldı, yazılıp çizildi. Ama hangi inanca sahip olursanız olun kalbin hiçbir zaman için sadece fiziksel organ olma gerçeği kabul edilmedi.

Duygularla bütünleştirildi. Aşk, sevgi, merhamet, vicdan v.b. birçok şey kalbe atfedildi. Oysa kalp sadece atması ve bu sayede yaşatması gereken bir organdı.

Kalbinize her geçen gün bir duygu daha atfediyorken, ona iyi bakmanız dileğiyle...

 

2.bölümü okumak için linki tıklayınız.

http://www.eczacininsesi.com/index.php?yon=dosya&id=960

 

1. bölümü okumak için linki tıklayınız.

http://www.eczacininsesi.com/index.php?yon=dosya&id=955

 

Ecz. Şeyma Şahin

seymasahinecz@gmail.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat