Yıllar içinde eşitsiz, haksız, insana yaraşmayan bir sağlık sistemi inşa edildi ülkemizde.

“Parası olana parası kadar sağlık” diyorlar ya, tam da öyle işte.

Parası olan, bilimsel olarak tartışmalı da olsa sağlık hizmetini alıyor, olmayan randevu sırası bekliyor…

Ama ne bekleme, öyle böyle değil, bazı teşhis ve tedavi alanlarında aylarca bekliyor insanlarımız.

Hekimlerimiz yurtdışına “kaçmaya” çalışıyorlar, ben söylemiyorum, TTB’ nin açıklamaları ve rakamları söylüyor.

Sağlık çalışanları mutsuz, yakınan açıklamaları her gün basında.

2023 yılı için sağlık harcamaları bütçesi, genel bütçenin içinde yalnızca yüzde 6, 56…

Koruyucu sağlık hizmetleri bütçesi, geçtiğimiz yıla göre düşürüldü.

TTB, “2023 yılı için sağlık harcamaları bütçesinin toplam bütçe içinde yüzde 15'den daha az olmamalıdır.” diyor ve gerekçeleriyle bu öngörüyü raporlandırıyor…

Kulak asan var mı?

Yok elbette.

***

Ya bizim cenahta neler oluyor?

Bizim meslek alanımızda dert bir değil ki!

Üst üste binmiş sorunlar yumak oldular artık.

Konuşmaktan yazmaktan yorulduk…

Hiç alt alta sıralamayayım şimdi.

Gerek kamuda, gerek özelde eczacının adı yok.

Eczacılar bu durumu hak ediyorlar mı?

***

Yeni ilaçlar ülkemize gelmekten kaçınıyorlar, gelmiyorlar.

Bazı global ilaç şirketleri faaliyet alanlarını daraltıyorlar, pazarımızdan çekilme isteklerini duyuyoruz.

Bu çok ciddi bir durum ancak ne gam!

“Hastalar tedavi olamıyor, olamayacak, tümden ilaçsızlık yaşanacak” kimsenin umurunda değil…

Kim dur diyecek bu yaşananlara?

***

Son yönetmelik değişikliği ile ne yapıldı?

“TEB, eczacı yerleştirme işleyişi sisteminden çıkartıldı.”

“TEB ve Eczacı Odaları muvazaa mücadelesinde etkisiz hale getirildi.”

“Eczane içindeki tadilatlarda eczacı odası onayı zorunluluğu kaldırıldı.”

“Eczacı Odalarının nöbet hazırlama yetki ve sorumluluğu tırpanlandı.”

Eczacı meslek örgütleri, kamu ile ilişkilerin angaryacısı ve hizmetçisi değillerdir.

Onları böylesi etkisiz ve yetkisiz bir alana “tıkmaya” çalışmanın kimseye bir yararı olamaz…

Hukuk yoluyla hak arayışı elbette doğru ve meşrudur ama yeterli midir?

Kesinlikle değildir.

Hak arayışı için Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odalarının tarihine bir göz atmak doğru olacaktır.

***

Daha fazla içinizi karartmayayım…

Söylememiz gerekeni söyleyelim ama enseyi karartmayalım.

Sabah bizim evin karşısındaki lisenin bahçesinde genç kızlar, delikanlılar oldukça neşeli eğleniyor, gülüşüyorlardı…

İçim açıldı, gülümsedim…

Kendi kendime dedim ki, “Gülün çocuklar, hep gülün, size çok yakışıyor…”.

Baharın müjdecisi erikler çiçeklerini açtılar.

Kışın yapraklarını dökmüş ağaçlar yeşillenmeye başladı.

Papatyalar, nergisler, çiğdemler cümle güzellikler rengarenk doğaya boy veriyorlar.

Bıktık…

Yıldık bu sisli, puslu havadan, karanlıktan…

Artık güneş parlak yüzünü gösteriyor.

Güzel ülkeme bahar geliyor…

Şimdi baharı karşılamanın zamanı.

İLETİŞİM İÇİN:

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat