Dünyanın “Teknoloji dört sıfırı” ve bu teknolojinin insanlığa etkilerini ortadan kaldırmayı hedefleyen “Toplum Beş Sıfırı” konuştuğu, Çin’den sonra İsrail’in bile aya araç indirdiği bir dönemde; bir yandan bebeklerde daha önce görülmeyen hastalıklar, diğer yandan da bu hastalıklara karşı kullanılan aşılar dâhil birçok ilacın hala bulunabilir olmaması gündemimizde...

Uydu kanallarında ise ateistlere inat namaz kıldıran krem satıcıları, her türlü derde deva muskacıları, cins cins şifacıları, herfitologları kargo dâhil sadece 99 te le ye kapımıza kadar sağlık hizmeti getiriyorlar;

          Aşınız mı yok?

          Çin mucizesi Fikis merhemimiz var!

          ...

          İlacınız mı yok?

          Herfito officinalisin suyu var!

          ...

İlaç dışı sözüm ona alternatif tıp ürünlerinin tamamı denetimsizlik ve kontrolsüzlük nedeniyle maalesef ciddi bir halk sağlığı sorunu halini almış durumda ama bunlara bir dur demek yerine hala eczacıların havacılık ve meteoroloji kolundaki ilkokul çocukları gibi her gün termometreye bakıp ısı ve nem değerlerini yazıp yazmadığı kontrol ediliyor.

          Isı değeri demişken;

Bilimsellikten her alanda gittikçe uzaklaşıyor, terminolojinin bozulmasını bile üniversite eğitimi almış bir camia olarak dahi artık umursamıyoruz. Isının ölçüm birimi kalori, sıcaklığın ölçüm birimi derece ama eczanenin ısı değerini ölçüp, derece cinsinden kayıt altına almayı başarıyor ve buna şaşırmıyoruz!  Bir de haziran sonuna kadar bu iş için cihaz alacağız ya; o zamanki kayıtları Fahrenheit cinsinden ölçüp Jule olarak mı kayıt etmemiz istenecek, yoksa onu da bilgisayarlar mı yapacak, hayal sınırlarımın içinde bile cevap bulamıyorum.

          ...

Eczanelerde satılan ilaçların İTS’ ye bildiriminde sistemin kendisi başta olmak üzere internet kesintisi, firmaların toplu giriş yapması, eczane programlarının birebir İTS ile uyumlu olmaması gibi birçok nedenden dolayı bildirim yapılmamış olması yüzünden eczane stoklarında gözüken ilaçlar için hiçbir şeyden haberi olmayan eczacılara para cezaları kesiliyor.

          Hem de kutu başına!

Bir evde hırsızlık yapan adi hırsıza bile çaldığı her eşya için ayrı ayrı değil, “suçların icma-ı” kuralı gereği bir tek suçtan ceza uygulanırken eczane programlarının toplu gönderiminde oluşan toplu sistem hatasından dolayı tek tek, kutu başına ceza kesiliyor!

Herkeste bir telaş bir telaş; itiraz edelim, böyle ceza mı olur diye düşünmüyor, stokları nasıl düzeltiriz kaygısını yaşıyoruz.

Sistem bu şekliyle sağlıklı çalışmıyor; eczane programları dâhil Medulasıydı, özel sağlık sigortalarının sistemleriydi, hepsinin birebir entegrasyonu sağlanmadıkça da sorunsuz çalışması imkânsız.

          Ama olsun;

          Biz sayım yapıp bu ayki stokları düzeltelim de, gerisi Allah kerim(!)...

          ...

Büyük marketler bizim yapmadığımız işi yaptı; iktisat ve işletme biliminin kurallarına uygun olarak azalan karlılık ortamında sabit ve değişken maliyetleri nasıl azaltırız diye düşünürken çevrecilik ambalajı ile poşet parasını devlete de ekonomik katkı sağlayacak şekilde paketleyip sundu. Ucuzcu marketlere bir bakın; orta halli bir eczane kadar çalışanla depo girişini, rafa ürün dizilişini ve kasa hizmetini (sabit işletme giderini düşürme işini) hallederken, her türlü satış işlemini de kasada barkod okutarak sonlandırdığı için rahatlıkla 1 Ocaktan beri yeni sisteme uyum sağladı. Çatır çatır 25 kuruşları tahsil ediyor. Biz ise en yüksek makamdan alınan söze rağmen tek katı 15 mikron olarak imal dahi edilemeyen, iki tane köraspirini taşımayıp yırtılacak poşeti kullanmak ya da gece ve pazar nöbetlerinde poşete fiş kestik mi kesmedik mi stresini yaşamak arasında sıkışık olarak bekliyoruz.

          ...

          Bu arada;

İTS demişken, bizi herhalde çok sevdi, yerini beğendi ki memleketten çağırdığı emmioğlu ÜTS de eczanelerimize kesin giriş yapmak üzere. Karekod sistemi ayrı, kayıt sistemi ayrı, bayilik kaydı ayrı... Hepsi ayrı ayrı bir zaman ve iş gücü gerektiriyor.

          ...

Bunların yanı sıra da; Antibiyotiklerin reçeteli satışıyla başlayan zorunluluğun kapsamı antidepresanlar, antialerjikler ve hormon ilaçları ile genişliyor, eczacıların ilaç satacağı alan kısıtlanıyor... ÜTS ile ilaç dışı ürünleri satsa bir dert, satmasa ayrı bir dert...

          ...

          Sadece son günlerde gündemimize giren sorunlara bakarsak;

          Poşet için ayrı bir hesap tutulacak, veresiye de olsa hepsine fiş kesilip beyanname doldurulup verilecek,

          Isı-nem cihazı alınıp kesintisiz elektrik sistemi kurulacak, takibi, bakımı ve kalibrasyon kontrolü yapılacak,

          ÜTS kaydı, giriş, çıkış kayıtları, bayilik kontrolleri ve girişleri yapılacak,

          İTS kayıtları her gün yine ve yeniden düzeltilecek,

Tüm bunları da eczacılar; “Neden bazı ilaçları reçetesiz olarak satamadığını” anlatırken gerçekleştirecek bir çalışanını her gün kura ile “Günün -Şanssız- Elemanı” diye seçerek halledecek herhalde!

          ...

İlaç sattığı için, aşı kartıyla gelen anne babaya aşısını verdiği için eczacılara cezalar yazılıyor, hiç şaşırmıyor, cezayı nereye yatıracağız, gününü geçirmeyelim bari diye düşünüyoruz...

          “Efendiii, Efendiii!!!

          Avrupa’da da reçetesiz satılmıyor bu ilaçlar! Yazıp, çiziyorsun ama boş yapıyorsun!”

          Diyenler çıkacaktır mutlaka.

          ...

          Evet, satılmıyor.

          ...

Ama mesela Fransa’da reçeteli satılması gereken bir ilacı hiçbir Fransız eczacı elinde sistemi aşmasını sağlayacak bir imkân olsa bile satmaz ve de satmıyor.

          Neden biliyor musunuz?

          Çünkü reçetesiz olarak satacağı fiyatın çok daha üstünde bir meslek hakkı alıyor reçeteli satışta.

“Yani reçetesiz olarak satma, ciro kaybın olacak biliyorum, onun için de her reçeteli satışta senin bu zararını sistemi koruduğun için fazlasıyla karşılayacak bir miktar vereceğim” demiş ve yasal hale getirmiş oranın yetkilileri.

          Rakamları vermeyeyim, üzülürsünüz...

          ...

          (Yıllardır yazıp çiziyoruz, başvuruyoruz ama bizde meslek hakkı denilince tepki “Kim bu Eczacı Hakkı yaaa?” dan öteye gidemedi.)

          ...

Anlayacağınız; Avrupa sadece telekomünikasyonda beş sıfıra geçmiş değil, eczacılık alanında da meslek hakkıyla yıllardır “Beş Sıfırı” yaşıyor.        

          Biz hala Avro kuru gibi “üç kırk” ta bulunmayan ilacı bulmaya çalışıyor,

          Her gün, bugün ne olacak diye üç buçuğu yaşıyoruz.

          …

          Eczacı Hakkı belki gelir de,

          Bir gün biz de beş sıfırı yaşarız...

          ...

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat