Eczanenize giderken yolunuz üzerindeki değişimleri fark ediyor musunuz?

Üç yıl önce, beş yıl önce, on beş yıl önce eczanenin yakınındaki binanın, sağda kalan bakkalın, soldaki kitapçının hatta çiçekçi ablanın dönüşümünü biraz gözlemleyince fark edeceksiniz.

Deprem, iklim şartları, ne derseniz deyin dönüşmeden duramıyoruz.

Paris modası bile yüzünü doğaya dönerken biz taşa dönüyoruz.

Her sabah eczaneme varmadan hemen önce Tıbbiye Caddesinin yokuşunu inerim.

Sağda, babamın top oynadığı Selimiye stadı halen duruyor.

Sola baktığımda Haydarpaşa Numune hastanesinin yaşlı ama duygulu binası, bahçesindeki banklarda hastalarını dinlendirir.

https://cdn.islamansiklopedisi.org.tr/gorsel/Manzara%20foto%C4%9Fraf%C4%B1/haydarpasa-2.jpg

 

Yeni binası ise büyük! ihtişamlıdır her yerden görünür.

Görünmek önemli değil mi?

Görünür olmak ile nelerden feragat etmek gerekir diye düşünen var mı?

Devam edelim.

Olmadı, devam edemedik.

Hastaneler bölgesi olduğu için hem trafik yoğundur hem de yavaş gitmek mecburidir, bu da doğrudur.

Hemen sağda, yetim gibi duran eski ismi ile Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi (tarihçesine bakarak yazıyorum meraklılar için yazının altında özeti mevcuttur)

Beni de gör diye çığlık atar.

Ya da bana öyle hissettirir.

Neden mi?

Sağlı sollu binaları olan 80 bin metrekarelik bir alan içinde, 1903-1933 yılları arasında hastane, askeri tıp fakültesi, eczacılık fakültesi (içindeki botanik bahçesinde tıbbi bitkiler ile eğitim ve araştırmalar yapılmış), veteriner okulu barındırmış inanılmaz bir komplekstir.

Bu alan içindeki çeşitli binalar;

1933-1983 yıllarında Haydarpaşa Lisesi

1983-2016 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İletişim fakültesi olarak görevini yapmıştır.

Avluları, bahçeleri, binaların büyük camları, dev kapıları ile dikkat çeker.

Tarihi dokusu yanında anıları olan Haydarpaşa’ya kimi hastane ziyareti için, kimi asker olarak, kimi zaman da öğrenci olarak insanların hayatlarında bir defa olsun yolu düşmüştür.

Yıllardır hangi bina nedir, karışır durur!

Yani benim açımdan öyle.

Marmara Eczacılığı Nişantaşı’nda okudum, o arada fakülte taşındı Eczacılık diplomamı Haydarpaşa yerleşkesinden aldım.

Eczane açtım, o zamanlar GATA vardı, yatan hasta reçeteleri için anlaşma yapılırdı...

Askeriyenin kendi eczanesi vardı, özel izinle girilir, 3 saat içinde reçeteler hazırlanır, hastaneye yetiştirilirdi. (yeni mezunlar bilmez, hatırlamaz)

Yıllar içindeki bu gidiş gelişlerimden zihnimde bana kalan ise bahçenin temizliği, ağaçların bakımı ve çiçeklerin güzelliği idi.

Denizden gelen iyot çimlerin kokusu ile karışırdı.

Bu yazdıklarım hiç de eski zaman anları değildir.

Üniversitede beni en etkileyen yer ise kütüphanesiydi.

Binanın tepesine çıkıp kulelerden birine tırmandım.

İstanbul manzarasına (360 derece) kitap kokusu karışmıştı, baş döndürücü değil mi?

Baş bir baykuş gibi döner, her dönem siyasiler o gözlerle buraya çöker.

O, direndi.

Binalar eskir, deprem olur, yıpranır.

Yedi yıldızlı otel olsun derler, biz direndik.

Neyse ben daha eczaneye varamadım değil mi?

Yeşil ışık yandı, yavaşça devam ettim.

Eskiden bu binalardan birinde veterinerlik fakültesi vardı diye düşündüm.

Yine aşağıda solda pembe çok güzel bir bina vardır. Depremden önce Kadıköy İlçe Sağlık olarak görev yaptı.

Ve nihayet Haydarpaşa Garı sizi karşılar.

Nereye gitmek isterdiniz?

Hayal edin o sizi taşısın!

En güzeli gar bahçesinde yapılan kitap günleriydi.

Gar tadilata girdiğinde altından yeni bir dünya daha çıktı.

Yakında Bizans şehrini açık hava müzesi olarak gezebileceğiz.

Sabırsızlıkla bekliyorum.

Şimdiye kadar Selimiye’den Kadıköy Rıhtımın başına kadar olan kısacık bir bölgeden bahsettim.

Düşünün...

Adına Şiirler yazılmış, darbeler, yangınlar geçirmiş, aşklara konu olmuş, senaryosu olan bir Haydarpaşa karşımızda.

Nihayet, her an değişen yol güzergahını aşıp eczanemin önüne gelebildim.

Belediye seçimleri yaklaşırken ev- eczane arasındaki gidişatıma başka bakar oldum.

Değişim her alanda olabilir, yık yap değil yenile yapılandır, dönüş desek daha iyi değil mi?

Geçmişi sildiren, ruhu korunmayan dönüşüm, geleceğe zarar verir mi?

Benim gözlüğümden Haydarpaşa işte böyle, ya sizin Haydarpaşa’nız nasıl?

        

Sağlıkla Kalın...

Ecz.Gül Kara

Hürriyet Eczanesi

03.03.2024 Haydarpaşa, KADIKÖY

 

Tarihçe

Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne Külliyesi, tıp eğitimi vermek üzere Sultan II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan ilk tıp okuludur. Yapımına 1894’te başlanmış ve 1903 yılında tamamlanmıştır. Binanın açılışı ise Sultan II. Abdülhamid’in doğum günü olan 6 Kasım 1903 Cuma günü gerçekleştirilmiştir.

Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne adıyla eğitime başlanan binanın mimari tasarımı, dönemin önde gelen mimarlarından Alexandre Vallaury ve Raimondo D'Aronco'ya aittir. Bina Haydarpaşa Askeri Hastanesi ve Selimiye kışlası mimari tarzıyla uyum içinde, 80 bin metrekarelik arsa üzerinde inşa edilmiştir. Dört kenarı koridorlarla çevrili dikdörtgen bir iç avlusu ile 54 bin metrekarelik inşaat alanına sahiptir.

Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne, 1903-1909 yılları arasında Askeri Tıp Mektebi iken bu tarihten sonra sivil tıp mektebi olarak da hizmet vermiştir. Bünyesinde cerrahhane de barındıran Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne, botanik bahçesi ve tıbbi bitkileri ile eczacı yetiştirilmesine de katkı sunmuştur. Baytar mektebi binanın hemen civarında kurulmuştur. Karşısında bulunan Haydarpaşa Asker Hastanesi, yeraltı tüneli ve raylı sistem ile Mektep binasıyla bağlantı sağlayarak öğrenciler için eğitim hastanesi olarak kullanılmıştır. Almanca, Fransızca ve Türkçe dillerinde eğitim verilen bu Tıp Mektebi’nden çok değerli siyasetçi ve bilim insanları yetişmiştir.

1933 yılına kadar tıbbiye olarak hizmet veren Mekteb-i Tıbbiyye-i Şâhâne, 1933-1983 yılları arasında Haydarpaşa Lisesi olarak eğitim vermiştir. 1983 yılında ise Marmara Üniversitesi’ne tahsis edilerek içerisinde Tıp Fakültesinin de bulunduğu eğitim külliyesi olarak hizmet vermiştir.

Marmara Üniversitesi adına tahsisli olan Haydarpaşa Külliyesi, 15 Temmuz 2016 sonrasında Gülhane Tıp Akademisi (GATA), 669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile devredilmiş olup Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak devam etmektedir.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat