Ecz. Süleyman ARSLANTÜRK

 

Barışma, dinlenme, düşünme, ibadete ve sağlığa yönelme amaçlıdır bayramlar.
Oruç her toplumda beden ve ruh sağlığı için, çeşitli şekillerde var olmuştur.
“Eczacılık Günü” bilimi, mesleği, toplumu düşünme, koruma, kollama, hatırlama amaçlıdır.
Seçimler de hareket halindeki yaşamın rekabet ortamındaki itiş kakışıdır.
Önümüzde bayramlar, sıcaklar ve arkasından da Sonbahar’da Eczacı Odası seçimleri var.
Ramazan Bayramı, Hicret’in 2. Yılında Hazreti Muhammed’in bildirimi ve uygulaması ile başlamış.
‘14 Mayıs Eczacılık Günü’ 1968 yılında kabul ve ilan edildi.
‘Bilimsel Eczacılık’ ülkemizde, Sultan 2. Mahmut döneminde, 14 Mayıs 1839 tarihinde, ‘Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’de bir eczacılık sınıfının açılması ile başlamış.
‘14 Mayıs Eczacılık Günü’ İ.Ü Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kasım Cemal Güvenin, Spor ve Sergi Sarayı’ndaki büyük ve uzun alkış alan konuşması ile açıldı; kutlandı.
Bayramlar hayırlı, kutlu, mutlu, uğurlu olsun.
Günler bereketli, hareketli, umutlu, üretimli verimli geçsin.
Seçimler akıllı, dikkatli, enerjik, güleç, sahici olsun.
‘Eczacılık Günü’ unutulur, unutulmaz bilemeyiz..
Sürece bakılırsa eczacı ve eczaneler yerlerine sağlam basamıyor, oturamıyor.
Korkarım ‘adım başı eczane’ yerine ‘İlaçmatik’ yerleştirirler.
Gıda takviyelerini, vitaminleri de hangar marketlerde beyazında beyazı gömlekli, mininin de minisi etekli genç kızların önüne dizerler; saat başı verdikleri reklamlarla da sepetler dolup taşar.
Yolculuk eli hastaya değmeyen doktorlar ile eli ilaca değmeyen eczacılar dönemine doğru kayıyor.
Korkarım…  Sabuncular, Terziler, Yorgancılar gibi Eczacı ve Eczaneler de kaybolacak.


XXX


Uzm. Ecz. Ayşe Arık Facebook’ta:
 “Amazon, insanların büyük zincir eczanelere ya da lokal küçük eczanelere gitmeden, 7/24 hizmet alacağını vadediyor ve insanların alışkanlıklarını değiştirmek istiyor.
‘Kendilerini tanımlarken de derin bir eczacılık deneyiminin, teknolojiye odaklanma kombinasyonu’ diyorlar, diyor ve de “Tehlikenin farkında mısınız?” diye de soruyor.
Prof. Dr. İsmail Üstel “Farmasinerji Yetmezliği” yazısında :
Onlarca eczacılık fakültesi, yüzlerce eczacı akademisyen, Enstitü, Merkez, Teknokent, Dernek, Meslek Örgütü, İlaç Endüstrisi, Ecza Depoları, Ecza Kooperatifleri var.”  
Ama, “Sinerji” yok. Diyor.
Tıp ağacı ülkemizde 1839 da Tıp ve Ecza diye iki ana dala ayrıldı.
Bu iki ana daldan eczacılık ana dalı kendine iyi bakamadı, gelişemedi, güncelleşemedi, güdük kaldı.


Adaylığım:
Eczacı Odamın seçimli bir genel kurulu yapılıyordu.
(Genel kurul deyince gençler bir matah zanneder. 500 üyeli eczacı odamızın genel kurulunda, seçim listesinde yaklaşık 50 kişinin adı bulunurken salonunda 30 kişi anca vardı.)
Özünü her zaman anlattığım, yazdığım konuşmamı yaptım.
Birinci cümlede hep, “Seçimli genel kurulunda %50 üye toplamayan, toplayamayan odanın herhangi bir şey yapma niyeti yoktur veya o oda bir şey yapamaz” diye arkadaşlarımı taşlıyorum.
Başkan ve aynı zamanda da gene başkan adayı olan arkadaşım; konuşmama yanıt verirken “Arkadaşımızın uçuk hayalleri umarım gerçekleşir” demişti.  
Ardından “Aday Belirleme” ye geçildi.
Usulen “Başka aday var mı?” diye soruldu.
Kalkıp adaylığımı ilan ettim.
“Kurullarınızın hiçbir yerine aday değilim.
‘Hayalciler Kurulu’ kurarsanız işte oraya adayım” demiştim.


Önerilerim:
1. Oda Kurulları netice alıcı, verimli çalışamıyor; kaldıralım.
2. Odalarımızda sadece bir avukat, bir muhasebeci, bir de sekreter kalsın.
3. Muvazaa çeşit çeşit çeşitlenerek devam ediyor, önleyemiyoruz, mücadeleden vazgeçelim.
4. ‘Deontoloji Dersi’ almadık, duymadık, görmedik gibiyiz; kaldıralım gitsin.
Oda kurulları yerine:
a. Hayalciler Kurulu
b. Tasarlayıcılar Kurulu
c. Planlayıcılar-Projelendiriciler Kurulu
d. Yasa Taslağı, Tasarısı Hazırlayıcıları Kurulu
(İhale yasası hazırlayanlar gibi sürekli, kesintisiz çalışan en önemli kurul olmalıdır)
e. Politikacılar Kurulu
Kuralım.


XXX


Sistem 50 yıldır patinaj yapıyor.
Eczacı, eczane geri geri kayıyor.
Yaşı ermiş, yetmiş olup konuşan yazanlar ile bir kurul daha kuralım.
Merkezi Ankara, Antalya, Adana, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir olabilir.
Demokrat, dingin, gönüllü, hevesli kimselerden sınırsız sayıda eczacı katılabilsin.
Giderleri ilaç deposu, ilaç üreticisi, helal gıdacı, şarlatan vitaminci, TEB, Eczacı Odası ödemesin.
Herkes cebinden, kesesinden, kara gün için, son gün için ayırdığı bütçesinden ödesin.
Toplantıları yönetecek, toplantı başına ücret alacak bir “Genel Sekreter” bulalım.
15 günde bir toplanalım.
Toplantılara 3 defa katılmayana sarı, beş defa katılmayana kırmızı kart gösterelim.
Acilcileri, acelecileri, haşinleri, sertleri oyundan atalım.
Akıllı uslu, adı değil kendi özü-yapısı özgür, cesur, demokrat, dinginler kalsın.
Sorun çözmek isteyen eczacı odalarına ayda bir çözüm önerileri göndersinler.
Adı: “Uygulanabilir Fikirler Kurulu” olsun
Bu seçimlere yetişirse işte tam buraya ADAYIM.


Sonuç:
Eczane eczacılığı ağacı hasta.
Herkesin gözü, gönlü, kafası, kamerası, kulağı ağacın meyvesinde.
“Genel Politika Yolcusu” meslek politikacıları ortalığa hakim ve tekrar, tekrar seçiliyorlar.
Bir aydınlık, bir karanlık döngülü bu yalan dünya melekleri ve şeytanları iç içe, yan yana yaşatıyor.
Örtülü, sessiz düşünürleri, toplumsal plan yapıcı, yarar sağlayıcıları bulup öne çıkaramıyoruz.
Sonuca götürücü gündemler ve çalışma modelleri bulamıyoruz; varsa da uygulayamıyoruz.
Eksik, hatalı, sorunlu, yaralı, yorgunuz.
Kendimize… Birbirimize iyi bakalım


XXX


Küresel şirketlerin, zenginlerin oyuncağı, oyuncusu olduk.
Amin Maalouf:
“Parayı yüceltmenin bedelini ödüyoruz.
Batı eşitsizliği alkışlayan bir toplum haline geldi.
Yeni bir dünya düzeni kurulmalı.
Pek çok sorun küresel. Sorunlar daha fazla beslenmemeli, çözülmeli”, diyor.


Gençlere başarılar…
Bizlere… Canımız Sağ Olsun…. Sağlık Olsun…

 

12 Mayıs 2021 KUŞADASI



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat