Ecz. Süleyman ARSLANTÜRK

 

1955-58 yıllarında, 23 Nisan Çocuk Bayramlarında, bayram meydanlarında, “23 Nisan Neşe Doluyor insan”; gibi şiirlerden okuduğumda 25 kuruş ödül hak ediyordum babamdan.
Büyüdüm, büyüdüm eczacı oldum; uzun yıllar eczane işlettim.
Çok 23 Nisanlar geldi, öyle keyifli şiir, şarkı, türkü okuyamadım. Eczacılık şiirleri yazamadım. Eczacılık keyifleri yaşayamadım.


XXX 


Herkese Bilim Teknoloji Dergisinde (2 Nisan 2021) hocaların hocası Doğan KUBAN:
- Kent Planlaması ve Mimarlık Tasarımının son yarım yüzyılı bir çöküş sürecidir.
- Ülkenin bütün kurumları ile tepetaklak gitmesi toplumsal bir deformasyondur.
- Projeyi yaptıran mal sahibi, yetiştiren hoca, kabul eden belediye, o sokakta oturanlar ortak ve az gelişmiş bir kent kültürünün ortak temsilcileridir.

Dedi.
“Son yarım yüzyıl, eczacılıkta bir çöküş sürecidir” diyebiliriz biz de.
Eczacının “İlaç Yapıcı ve İlaç Bilici” olmak üzere iki ayağı vardır.
Ne yazık ki “iki ayağını da kullanamayan futbolcu-oyuncu” haline geldi eczacı.
Ne yazık ki Eczacılık Fakülteleri Dekanlar Konseyi ilaç ambalajına, “beklenmeyen bir etki görüldüğünde eczacınıza başvurunuz” ibaresi eksikliği ile uğraşmakta.
Halbuki 50 yıldır eczacı kayıp.
İlaç yapmıyor, yapamıyor, bilgi kullanmıyor, katkı koyamıyor, yorum yapamıyor.
Ciddi bilgi, yüksek lisans ile, doktora ile, ciddi hazırlık ile olur.
Bilgiye, katkıya, yoruma hazırlık için alan, ortam, mekan, para, sistem, zaman yok.
Sadece ilaç tedariki, dağıtımı, ticareti yapılıyor; yaptırılıyor; o da baskılı, frenli, kısıtlı olarak; baskıyı, freni, kısıtlılığı telafi edici bir avantaj sağlamadan.


XXX


Ali AKURGAL, ‘Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’ndeki (15 Nisan 2021) “Politik Bilim” köşesinde “Şaka Değil” diye bir yazı yazdı ve özetle:
Kalkınmak için:
1. Ülke fethetmek. (Artık modern dünyada devletler tarafından kullanılmıyor).
2. Toprak altındaki zenginlikleri ortaya çıkarmak. (Bu yolu haddinden fazla kullandık)
3. Ar-Ge yapmak. (Teknoloji üretmek, o teknolojiye dayanan ürünleri yurt dışına satmak, teknolojiyi başka ülkelere transfer edip, onların ürettiklerinden de pay almak ki bu yolda oldukça yaya kaldık.)
Aklına koyan, gereğini yapan, arkasına akademik destek alan herkes teknoloji üretebilir.
Teknolojinin değeri, savunma, TIP, mühendislik, tarım, ulusal stratejik olduğu için dış satımına engel konulduğunda tavan yapıyor. Bunu da kendi akademisyenlerimizin kuramsal bilgisine dayanan, kendi Ar-Ge’mizde geliştirdiğimiz teknoloji olmadan elde etmemiz mümkün değil.
Kanal İstanbul gibi rant projeleri oldukça da, sermayenin o tatlı geliri bırakıp, Ar-Ge’ye yatırım yapması hayal.

Dedi.
Anlaşılıyor ki Tıp (Eczacılık) dalında da memlekete önemli bir katkı yapmak için Ar-Ge yatırımı gerekli.
İlaç alıp satmakla bir yere varılamıyor, yoksulluktan kurtulunamıyor.
1950 ye kadar ülkeyi kurtarmak moda idi, sonradan kendini kurtarmak moda oldu.
“Çok ilaç satarsan kendini kurtarabilirsin” diye fısıldadı büyük kör şeytan kulağımıza ve bizi kandırdı.
Çok ilaç sattık; yerimizde saydık. Ar-Ge kuranlar, başaranlar, binlerce misli büyüdü, devleşti; sahipleri ayda tatile hazırlanıyor.


XXX


Prof. Dr. İsmail Üstel “Farmasinerji yetmezliği” yazısında da özetle:
Onlarca Eczacılık Fakültesi, yüzlerce Eczacı Akademisyen, İlaç Ar-Ge’si ile doğrudan ve dolaylı ilgili çok sayıda, Enstitü, Merkez, Teknokent ve dernek var. Bütçesi iyi Eczacılık Meslek Örgütü, İlaç Endüstrisi, Ecza Depoları ve Eczacı Kooperatifleri var.
“Farmasinerji Yetmezliği” var.
Ama, “Sinerji” yok.

Dedi ve topu “Eczacılık Fakültesi Dekanlar Konseyi”ne attı.
Hocamız 25 yıl önceki bir yazısında da:
-Değişim dönüşüm olgusunu algılamak, kabullenmek, gereğini yapmak.
-Bireysel boyutta, meslek ölçeğinde, Eczacılık Mevzuatında reform.
-Eğitimde güncelleme.
-Meslek kimliğinin tazelenmesi.
-Toplumsal imajın yenilenmesi…

Diye özetlemiş, “Bir dizi çalışmaya en ideal noktadan değilse bile akılcı bir noktadan başlamalıyız”.
Diye bitirmiş.
Eczacılar “hala o kapıda, o noktada bekliyor, o hendeği atlayamadı” gibi geliyor bana.
“İdeal Nokta” tartışmasına ömür yetmez.
Akılcı Nokta’yı tartışıp kararlaştıralım ve işe başlayalım.
Çünkü çöküş çok hızlandı. 50 yıl iyi dayandık; sonrası zor.


 XXX


Varım yok olacağım, eczanem var o da yok olacak.
Eczacı Odam umarım ilelebet payidar kalacak.
Eczacı Odasının ana direği, görevi, temeli eczacıyı, eczacılığı kollamak, korumak ve topluma eczacılığı tanıtmak ve sevdirmektir.
50 yıldır beni adaletli, bilimsel, hakkaniyetli koruduğundan ve kolladığından emin değilim.
Topluma eczacılığı anlatabildiğinden, sevdirebildiğinden emin değilim.
Bu kadar önemli olan Eczacı Odam beni koruyamadı, kollayamadı derken, “Sen de Odan için ne yaptın” diye kendimle de kavga ediyorum.
Oda benim Eczacı Odam, ben odanın eczacısı iken…
Neden barışık, kaynaşık değiliz; sinerji üretemiyoruz.
‘Eczacı Odasında’ akıl var, başkan var, bilim insanı var, bina var, para var, sekreter var.
Böyle bir güzelim mutfak 50 yıldır neden bu kadar atıl kaldı.
Neden o mutfaklarda bin bir çeşit yemek yapıp TEB’e, “Bunları tat ve iyilerini tanıt” diyemiyoruz?
Hep acele, telaşlı, kısa, kolay, parasız yollar aranıyoruz; çeşitli tuzaklara takılıyoruz.

ÖNERİM:
Akılcı başlangıç noktası “Eczacı Odaları” olsun.
Çalışma Mecrası Yeni Yasa olmalı.
Doktor deyince, peşinden “Ne Doktoru” sorusu 50 yıldan beri var.
“Ne Eczacısı” sorusu da çoktan gündeme gelmeli idi.
İlaç, eczacı anlaşılır, kısa, net tarif edilmeli.
Eczacının görevi, hakkı, sorumluluğu net, denetlenebilir, yapanla yapmayan ayrılabilir şekilde belirlenerek “Eczacının Yönü” belirlenmeli, bulunmalı.
Yasa ile de o yöne gidecek yolları döşemeye başlamalı..
Bu işler, “İş Bitiriciler” ile olmaz.
“İş Başlar” bitmez.
Akıllı, becerikli, çalışkan, cesaretli, iyi niyetli “İşi Yoluna Koyucular” gerekli.
Önümüzde bayramlar; eczacı odası seçimleri var.
Adaysan “Neyi, ne ile, nasıl değiştireceksin?” sorusuna yazılı yanıt ver.
Seçmensen adaylara bu soruyu sor; yazılı yanıt iste.
Anadolu’da, insanların “Yedi Kişiden Biri Hızır”dır” derler.
Haydi gençler, gelecek bekleyenler, yedişer kişi bir araya gelin ve bulun-seçin ‘Hızır’ınızı.

 

23 Nisan 2021  KUŞADASI



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat