Bio. Damla Çimen

Aslında hepimiz grinin tonlarıyız. Kimimiz daha koyu, kimimiz daha açık.

Engin Geçtan, İnsan Olmak

Son dört yıldır eğitimlerimde ya da kısa konuşma yaptığım toplantılarda üzerine yoğunlaştığım ve çok önemsediğim bir kavram var; duygusal dayanıklı olmak. Duygusal dayanıklılık hepimizin içinden geçtiği zor dönemlerden daha güçlü çıkmak için adeta bir can simidi. Tabii her eğitimde olduğu gibi bazı kavramları kabul ettirmek ve hayata geçmesini sağlamak için altını doldurmak, günlük pratikte kolay uygulanabilir hale getirmek çok değerli. Daha da önemlisi kendinizin uygulamadığı bir tutumu, bakış açısını, davranış modelini aktarmak diğer insanlar üzerinde hiçbir etki uyandırmıyor. Sizde anlattıklarınızdan izler görmek istiyorlar. Anka kuşu gibi küllerinden doğmuş insanlar hepimizi etkiliyor. Bu yüzden eğitimlerde buluştuğum gruplara öncelikle kariyerimde yer alan başarısızlık hikayelerini anlatırım. Çünkü onlar bana ne yapmamam gerektiğini gösterdi. Kişisel hayatımda seçtiğim yanlış insanlar, iş ortaklıkları, yanlış iş yerleri başındaki “yanlış” kelimesini çıkardığımda anlam buldu. Çünkü yanlış olan onlar değil bana uygun olmayan seçimlerde benim ısrarcı olmamdı. Ve sonra hayatın her alanında başarılı olan insanlara baktım. Duygusal dayanıklılık orada karşıma daha net çıktı.

Peki neydi duygusal açıdan dayanıklı olan insanların farkı? Gerçeği kabullenmek. Hem de tüm yönleriyle. Kaderciliğe kaçmadan, somut haliyle gerçeği kabul ediyorlardı. Kendilerini kandırmıyor, bahanelere sığınmıyor, o an var olan gerçeği masaya yatırıyorlardı. Duygusal dayanıklılık özünde iyimserliği taşısa da bu insanlarda gerçeklik algısının bozulmadığı bir iyimserlik olduğunu gördüm. Çünkü ne yazık ki uç noktalarda iyimserlik bazen hayatlarımızda felaketlere yol açabiliyor.

Duygusal dayanıklılığa sahip başarılı insanların sahip olduğu özellikleri özetlemem gerekirse;

  • Başlarına gelen başarısızlık, maddi manevi zarar gibi durumlarda başkalarını suçlamıyorlar. Kurban rolüne girmiyorlar.
  • Zorluklardan ders çıkarmayı biliyorlar.
  • Gerçekleri olduğu haliyle kabulleniyorlar.
  • Şikâyet etmiyorlar.
  • Çözüm odaklı yaşıyorlar.

Hayat hem zorlukları hem de bize getirdiği güzel anlarla bir öğrenme ve deneyim yolculuğu. Ve dilerim hepimiz duygusal dayanıklılığımıza odaklanarak bazen nefes almamızı zorlaştıran dönemlerden aklın, bilginin ve deneyimin ışığında kolaylıkla geçeriz. Gerçeklerle barışmak ve kabullenmek hepimizin yolunu aydınlatan ışık olsun.

Okuma önerisi; Harvard Business Review, Resilience  



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat