ECZACININ SESİ/ ÖZEL HABER

 

“ Dava dosyasında zehir zemberek ifadeler kullanılmış.

 

Örneğin; “Anlaşılan odur ki, TEB eczacıların hak hukuk ve menfaatleri korumak görevini bir yana bırakarak, meslektaşlarını zenginleşme aracı olarak gören bir yapıya dönüşmüştür.” deniliyor. “

 

 

İstanbul Eczacı Odası’ nın, Türk Eczacıları Birliği yönetimine karşı 11 Eylül 2008 tarihinde, sözleşme bedeline ilişkin, Ankara 1.İdare Mahkemesi' nde 2008/ 1376 sayı ile dava açtığı ortaya çıktı.

 

Bilindiği gibi, 500 ytl.sözleşme parası eczacı kamuoyunun gündemini epeyce meşgul etmişti.

 

Protokol öncesi süreçte de gerek hükümet gerekse de bürokratlar tarafından TEB Yönetimi’ ne karşı şiddetle kullanılan bir koz olmuştu.

 

SGK’nın e- sözleşmeyi gündeme getirmesi “örgütlerimizi parasız bırakarak çökertmek istiyorlar” düşüncesi ortak düşünce haline gelmişti.

 

İstanbul Eczacı Odası’ da yaptığı sayısız açıklamayla ısrarla bu düşünceyi dile getirmişti.

 

Ancak, aynı İstanbul Eczacı Odası’ nın mahkemeye “bu sözleşme 20 kuruşluktur” dediği ortaya çıktı.

 

Dava dosyasında: “davalı idarece tip sözleşme fiyatını 500 ytl. Olarak belirlenmesine ilişkin işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istenmektedir” deniliyor.

 

Zehir Gibi İfadeler

 

Dava dosyasında zehir zemberek ifadeler kullanılmış. Örneğin; “Anlaşılan odur ki, TEB eczacıların hak hukuk ve menfaatleri korumak görevini bir yana bırakarak, meslektaşlarını zenginleşme aracı olarak gören bir yapıya dönüşmüştür.” deniliyor.

 

“20 Kuruşluk Sözleşme”

 

Dava dosyasında ki ağır ifadelerden biri de “ TEB ortalama 20 kuruş maliyeti olan sözleşmeye “ne fiyat belirlersem belirleyeyim bu parayı ödemek zorundalar” zihniyeti ile hareket etmektedir.” şeklinde.

 

Dava dosyasında sözleşmenin ederinin “20 kuruş” olduğuna dair matbaa teklif fiyatları da var.

 

Güngör’ den Dönemin Saymanına Açık Seçim Çeki…

 

Diğer yandan, dava açılmasından 7 ay sonra, 31 Mart 2009 tarihinde, İstanbul Eczacı Odası Başkanı  Ecz. Semih Güngör’ün, TEB’ in o dönem saymanlığını yapan Ecz. Özgür ÖZEL için aşağıdaki satırları yazması açık bir çelişki ve önümüzdeki dönem yapılacak olan TEB seçimlerine yönelik bir ittifak ve işbirliği arayışı olarak değerlendirildi. O satırlar şöyle:

 

“…Aslında doğru olan TEB Merkez Heyeti'nin kalan görev süresi içinde kendisinin görevi kabul etmemesidir. Önümüzdeki süreçte yapılması gereken Olağanüstü Seçimli Kongre'de ya da bu kongre gerçekleşmediği takdirde Aralık ayında yapılacak Olağan Seçimli Kongre'de aday olursa, bu örgüt yaptığı hizmeti göz önüne alarak kendisini yeniden göreve getirecektir…”( Ecz. Semih Güngör’ün yazısından)

 

Bilindiği gibi Ecz. Özgür ÖZEL, Manisa Belediye Başkan Adayı olmuş ve TEB’ deki saymanlık görevinden yerel seçimler öncesi ayrılmıştı.

 

Önce 20 kuruşluk sözleşmeyi 500 ytl. ye satarak, zenginleşmeye çalışmakla suçlamak, sonra da aday olursan, yaptığın hizmetleri değerlendiririz, seçilirsin demek, biz de sana oy veririz imasında bulunmak, herhalde İstanbul Eczacı Odası’ na özgü bir politika olsa gerek…

 

İstanbul Eczacı Odası “Ağır Borçlu”…

 

Bilindiği gibi TEB’ in 500 ytl. kararına rağmen, oluşan tepkiler üzerine İstanbul Eczacı Odası sözleşmeyi 250 ytl. den satmıştı. Bu nedenle kalan büyük fark için İstanbul Eczacı Odası’ nın TEB’ e yüklü miktarda borçlu olduğu bildiriliyor. İstanbul Eczacı Odası’ nın bütçesinin ciddi oranda ekside olduğu biliniyor.

 

ECZACININ SESİ’ NİN YORUMU

 

1)  Sözleşme bedelinin 500 ytl. olması kabul edilemez.

 

 

Okurlarımız hatırlayacaklardır, sözleşmelerin 5oo ytl. olduğunu ilk biz duyurmuş ve karşı çıkmıştık.

 

2)  Makul bir ederle eczacılara satılmalıdır.

 

 

3)  Her ne olursa olsun, kişisel olmayan örgüt içi problemlerimizi aramızda çözmeliyiz, mahkemeler yoluyla değil. Bu bizim geleneğimizde yoktur.

 

4)  Anlaşılan o ki; son protokol sürecinde bu dava ve içeriği karşıtlarımız tarafından- açık ya da üzeri örtülü bir biçimde- tepe tepe kullanılmış.

 

 

5)   İstanbul Eczacı Odası “24 saatlik politikalarla” idare edilmektedir. İşine geldiği gibi. Bugün öyle, yarın tam tersi bir biçimde.

 

 

 

6)  Böyle yapa yapa ortada örgüt falan bırakmadılar. Yalnızca tabelaları duruyor. Yarın eczacı da kalmayacak. Dolayısıyla o tabelalar da inecek.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat