Kütüphanenin “Yeni gelen kitaplar” rafında “Öyküye Bir Bakış” adlı kitabı görünce elim kendiliğinden uzanıverdi. Öykü hakkında bir inceleme okumak aklımın köşesinden bile geçmiyordu ama, kapağın grafik düzenlemesi kitabın akademik bir çalışmadan farklı olduğunun ipucunu verir gibiydi. Belki bu yüzden ilgimi çekmişti. İçindekiler bölümüne göz atıp önsözü okuyunca yanılmadığımı anladım. Kültür ve edebiyat dünyasının tanınmış simalarından, gençliğinde gazetecilik yapmış, dergi yönetmiş, çok sayıda kitap yazmış, edebiyatla ilgili konferansların, seminerlerin tanınmış konuşmacılarından Bertil Falk’ın konuşmalarındaki canlı, sıcak üslûp önsöze de yansımıştı. Yazarın, anılarına da yer verdiği “Öyküye Bir Bakış”ı, iyi kurgulanmış akıcı bir anlatı gibi kaleme aldığı belli oluyordu. Hele yazarın binlercesi arasından en beğendiği 200’ü arasında Demir Özlü’nün “Apoteket” (Eczane) adlı öyküsünü görünce kitabı aldım.

Öyküye Bir Bakış”ın her satırı, öyküyü bilen, bu konuyu inceleyip kafa yoran, öyküye gönül vermiş birinin kaleminden çıktığını belli ediyor. Kitabı okuduktan sonra telefon edip kendisiyle konuştum. Kitabında da anlattığı gibi, gün boyunca başını kaşıyacak vakti olmasa bile gece uyumadan mutlaka bir öykü okuyormuş. “En az 20 bin öykü okudum” diyor. Kitaptaki konuya angaje, hararetli, güvenli üslup telefonda da hissediliyor. Özgün düşüncelerini hesapsız, kitapsız, söylediklerine inanmanın verdiği güvenli tonla, kitaba da yansıyan hararetli üslubuyla anlatıyor. Favorisi de Mauppassant: “Maupassant çizgisini Çehov ekolüne tercih ettiğim anlamı çıkabilir ama bu gene de okura yanlış sinyal vermek olur. Aslında Maupassant’dan etkilenmiş Çehov muhteşemdir ve benim itirafım çok abartılmamalıdır.”

Dünya öykü seçkisi” diye de tanımlanabilecek “Öyküye Bir Bakış”a İsveç Radyosu Yayınları arasında çıkan “Stockholmsnoveller” (Stockholm Öyküleri) adlı kitapta rastladığı Demir Özlü’nün Türkçe “Eczane” adıyla yayımlanmış olan “Apoteket” öyküsünü neden aldığını Bertil Falk kitapta şöyle açıklıyor: “Bir eczane ile lunapark, bağlantı kurmak için öncelikle akla gelen iki olgu değildir. Ama Stockholm Hikâyeleri kitabındaki Demir Özlü’nün ‘Eczane’ adlı öyküsünde, ilaçların hazırlanması için bir reçetenin döner band ile eczanenin ayrı bir bölümüne gönderilmesi ve hazırlanan ilaçların aynı band üzerinde gelmesi, lunaparktaki aşk tüneline bir ucundan girip diğer ucundan çıkan kayıkları hatırlatıyor.”

Bertil Falk, kitabında belirtiyor ama sesinden duymak için “Eczane” hakkındaki görüşünü telefon konuşmamızda da sordum. Kitapta yer alan yukarıdaki açıklamaya ek olarak şunları söyledi: Yaratıcılık ve dil. Demir Özlü’nün ‘Eczane’ öyküsünü okurken, metaforik yaratıcılığa, fanteziye hayran olmamak mümkün değil. Dil de çok iyi. Bu özellikleri taşıyan bir öykü her zaman en iyiler arasında yer almaya adaydır.” l

osman.ikiz@tele2.se



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat