Ecz. Özlem DEMİR

 

o.demir@eczacininsesi.com

 

Kusursa söylediklerim sakın üstünüze alınmayınız ama aklıma gelen tek şey bu oldu; "deliler boşandı".

 

Akıl tutulması gibi deyimleri geçtik.... Öylesi olaylar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz ki aklımızı yitirdiğimizi sanıyoruz, gerçeklik ve inandırıcılık duygumuz zedeleniyor.

 

Aziz Nesin'in kurulu düzene yergi diye yazılmış eserinin konusu, bir şehri ele geçiren delilerin, şehri yönetme, ve akıllıların bozduğu hayatı, kendilerine göre yeniden düzene sokma çabalarıdır.

 

Hayali bir ülkede deliler, ülke yönetiminden memnun kalmadıkları için tımarhaneden kaçarlar. Bu olayın duyulması üzerine herkes kaçan delileri aramaya koyulur. Ancak kimin akıllı, kimin deli olduğunu anlamak çok zordur.

Aklı, akıllılığı savunan hiçkimse kalmamıştı. Tektük varsa bile bunlar da sinmişler, evlerine çekilmişlerdi. Akıllı oldukları anlaşılırsa, tımarhaneye kapatılacaklarından ödleri kopuyordu, bu yüzden onlar da işi deliliğe vurmuşlardı.
Yığın yığın insanlar alanlarda toplanıyor,
- Yaşasın delilik! yaşasın deliler! diye bağırıyorlardı.
Yollarda delilik gösterileri başlamıştı. bu gürültüye uymak isteyen işini bilir birtakım akıllılar, akıllı oldukları anlaşılmasın diye yollarda takla atıyor, elleri üstünde başaşağı yürüyorlardı.

Yine bir bölümde:

Gazeteci yeni tımarhane müdürüne soruyordu:
-Siz daha dün, delileri kaçırmamak için çalışanlar arasında değil miydiniz?
Müdür bu soruya,
-Evet, diye karşılık veriyordu.
-İçeri kapatılanların akıllı olduklarını bilmiyor musunuz?
-Biliyorum.
-Sizi buraya kim müdür yaptı?
-Deliler.
-Öyleyse, nasıl oluyor da, kendiniz de akıllı olduğunuz halde içerdeki akıllı arkadaşlarınızı dışarı bırak mıyorsunuz?
Müdür, bu soruya çok kısa ve kesin şu cevabı vermişti:
-Arkadaş, vazife vazifedir. İşte o kadar.
Yine düne kadar akıllı olan hastanenin müdür yardımcısı, gazetecinin bu sorusuna,

-Beyanat vermeye yetkili değilim, diye cevap vermişti.


İnsanlara nasıl bir bataklıkta yaşadıklarını göstermek için tımarhaneden kaçan deliler, bu durumu görünce pes ederek tımarhaneye geri dönerler, sorarlar "Kimbilir, kim akıllı, kim deli?"

 

Nerden mi çıktı bu hikaye?

 

İşim(mesleğim) gereği;

1'i i ile 9’ u arasındaki reçeteleri düzelttim.

Fiyat farklarını, fiyat düşüşlerini, artan muayene ücretlerini ve girilemeyen reçeteleri granül haline getirdim.

Sistem hatalarını sertçe tablete bastım.

Meslektaşlarımın yaşadığı diğer sorunları un ufak eleyerek kaşe yaptım.

Banka seçimlerini ve bankalarda kullanılacak bizim paralarımızı biraz tatlandırarak şuruplaştırdım.

Reçete karşılarken sözleşmeli olduğumuzu kabul edip, faturalandırmaya gelince algılamayan SGK sistemini enjektöre çektim.

Yöneticiyim diye açıklama yapanları bir kapsülde topladım.

Ve "İstifa Eden Üyelerimiz" sözü ile karar verdim.

İyiler sizin, kötüler herkesin.

 

“Deliler Boşandı.”



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat