Reçetesiz ilaçlar geri ödeme kapsamından çıkarılırsa, sağlık alanında önemli bir tasarruf elde edilecek. İlk bakışta bu tasarruf hastaların cebinden çıkıyor gibi görünse de, bu işten tüm taraflar kazançlı çıkabilir. İlaç şirketleri, devlet, doktorlar ve hastalar da…

Pınar Çelik

Londra’da şehrin ana caddelerini turlarken karşınıza çıkan Boots mağazalarına girdiğinizde bin bir çeşit şampuan, kozmetik, yiyecek, içecek reyonlarının hemen yanında ilaç reyonlarını görmeniz mümkün. Ya da baharın şu ilk günlerinde enfes bir havayla sizi kucaklamaya hazır bekleyen New York’da Manhattan’da her köşe başında karşınıza çıkan Duane Reade marketlerinden migreninize deva olacak bir ağrı kesici ya da tansiyon dengeleyici bir ilacı kolaylıkla satın alabilirsiniz. Tıpkı Avrupa’nın birçok ülkesinde de alabileceğiniz gibi. Tüm bu örnekler ilaç satışında yurt dışında uzun süredir uygulanan bir modelin hayata geçmiş halini yansıtıyor aslında: Over the Counter yani tezgah üstü denilen ve reçetesiz satılan ilaçlar…
Reçetesiz ilaç kavramının temelinde kendi kendini tedavi etme (self medication) kavramı yatıyor. Bu kavram, sağlık bilincinin yüksek olduğu toplumlarda belli başlı şikayetlere yönelik ilaç kullanımının, şikayeti yaşayan kişi tarafından uzmanlara da danışılarak bizzat yönlendirilmesini amaçlıyor. Diğer yandan sosyal güvenlik ya da sağlık sisteminin dışında kalan bu ilaçlar o ülkenin devletine ilaç sübvansiyonu konusunda daha az yük bindirilmesi ve tasarruf sağlanması anlamında avantajlar da sağlıyor.
Reçetesiz ilaç konusu Türkiye’de neredeyse 15 yıldır konuşuluyor fakat pek fazla ilerleme kaydedildiğini söylemek mümkün deüil. Buna karşın son dönemde reçetesiz ilaç konusu ciddi biçimde ele alınmaya başladı. Bunun belli başlı sebepleri var. Örneğin Türkiye’de ilaç alımları büyük bir oranda devlet tarafından karşılanıyor ve bütçeden her yıl yaklaşık 10 milyar YTL ayrılıyor. Bu yapı içerisinde 1 YTL’lik çok basit bir ilaç sübvanse edilirken yüzlerce YTL’lik birçok önemli ilaç karşılanmayabiliyor. Bu noktada düşük maliyetli ilaçların destek kapsamından çıkarılması devlete önemli bir tasarruf sağlayabilir. Diğer taraftan IMF’ye verilen taahhütler kapsamında 1.4 milyar YTL’lik bir sağlık tasarrufu hedefleniyor ki bunu yapmanın efektif bir yolu da ilaç harcamalarının düzenlenmesinden geçebilir.
Genel Sağlık Sigortası’nın ‘yeniden gözden geçirilmesi’ gerekçesiyle 2007’nin ikinci yarısına ertelenmesinin ardından, Maliye ve Sağlık Bakanlıkları da sağlık harcamalarında başı çeken ilaç harcamalarının önüne geçmek için bir dizi önlem almak için kolları sıvamıştı. Reçetesiz ilaçların reklamının yapılmasının ve marketlerde satışının önünü açan bir taslakla yola çıkan ilgili bakanlıklar, sektörden gelen tepkiler nedeniyle geri adım attı. Ancak konu tamamen rafa kalkmadı. Türkiye için bir reçetesiz ilaç yasası çıkarılması ve bu yasanın gerektirdiği uygulamaların hayata geçirilmesi için bakanlıklar şu sıralar reçeteli – reçetesiz ilaç ayırımı için çalışmalar yürütüyor. Eğer bu gerçekleşirse, reçetesiz ilaçlar geri ödeme kapsamından çıkartılabilecek. Bu da devletin sağlık harcamalarında önemli bir tasarruf elde edilmesi demek.

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat