CEZAİ ŞART VEYA FESHE KONU OLAN REÇETE BEDELLERİNİN TAHSİLİ VE YENİ PROTOKOL’DE İSTİSNALAR

SGK-TEB İlaç Temin Protokolü’nde, öteden beri, cezai şart ve fesih(/yazılı uyarı) uygulamasında, yaptırıma esas olan reçete bedelleri de tahsil edilmektedir. Yani hem ayrı ayrı her maddedeki yaptırımlar uygulanmakta, hem de hepsi için fazladan genel bir maddeyle reçete bedelleri alınmaktadır.

Bu uygulama, hem önceki Protokol’de hem yeni Protokol’de aynı maddede, yani 4.3.6 maddesinde düzenlenmiştir. Ancak yeni Protokol reçete bedellerinin tahsilatında üç maddedeki fiiller için istisna hükmü getirmiştir. Yeni Protokol’de 4.3.6 maddesi şöyledir: “Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez (5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç).

Madde; önceki Protokol’ün, (5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç) şeklindeki parantezi dışında noktasına, virgülüne kadar aynıdır.

Esas itibariyle 4.3.6 maddesi hatalı düzenlenmiş bir maddedir. Ancak buna rağmen pozitif bir yorum yapılması mümkünken, Kurum tarafından da yanlış yorumlanıyordu. Sadece Kurum zararına yol açan fiillerde uygulanması, böylece kamu zararının karşılanması gerekirken; tüm cezai şart ve feshe konu olan fiillerde kullanılmıştır.

Halbuki cezai şart ve fesih maddeleri arasında kurum zararı oluşturmayan, suç olmayan, sadece usule ve işleyişe, başka bir deyişle ilaç temin düzenine ilişkin maddeler vardır. Bunlardan yüksek reçete bedeli tahsilatı nedeniyle en ayyuka çıkan ve bu nedenle “reçete bedelleri” üzerine yoğunlaşılmasını sağlayan fiil, “katılım payı atlatma” fiili oldu.

Diyelim ki toplam bedeli 5000.-TL olan bir reçetede, katılım payını almamak maksadıyla erteleme/atlatma fiili işlendi. Bu durumda aslında eski sözleşmeye göre uygulanması gereken cezai şart iki eczacı karıştığını varsayarsak ayrı ayrı 250.-TL olmaktadır. Ancak ceza uygulaması bununla bitmemekte ve bu fiil için bir de 4.3.6 maddesine göre reçete bedeli yani 5000.TL’de alınmaktaydı. Böylece ortada suç niteliğinde olmayan, kamu zararı oluşturmayan bir durum karşısında çok yüksek tutarlı bir bedel ödenmekteydi. Adaletsiz olan bu uygulama, reçete bedeli 20.000.-TL olsa 20.000, 50.000.- TL olsa 50.000 TL alınacak şekildeydi.

Yeni Protokol bu genel düzenlemeyi bozmamakla birlikte, üç madde için istisna getirmekte ve bu maddeler sözkonusu olduğunda reçete bedellerinin alınamayacağını öngörmektedir.

Bunlardan birincisi “sözleşmesi feshedilen eczacıya ait reçetelerin Kurum ile sözleşmeli eczacı tarafından Kurum’a fatura edilmesi” halinde yaptırım uygulanmasını içeren 5.3.3 maddesi; ikincisi “ilaç katılım payları ve/veya poliklinik muayene katılım paylarının ve/veya eşdeğer ilaç uygulaması nedeniyle oluşan fiyat farklarının tahsil edilmemesi veya hastaya iade edilmesi” halinde yaptırım uygulanan 5.3.6 maddesi; ve üçüncüsü ise “belli amaçlarla(muayene katılım payını almamak, ilaç alınmasını engellemek, ilaç veriliş sürelerini ihlal vb) reçete girilip silinmesi” halinde yaptırım uygulanan 5.3.14 maddesi sözkonusu olduğunda “reçete bedeli veya ilaç bedelleri” ayrıca alınamayacak, sadece anılan maddelerde bulunan yaptırımın uygulanmasıyla yetinilecektir.

Aslında gerçekçi bir hukuki yaklaşım sözkonusu olduğunda sözleşmede 4.3.6 maddesine ihtiyaç yoktur. Çünkü maddenin gerekçesi, konusu suç teşkil eden ve kamu zararına yol açan fiillerden dolayı oluşan Kurum zararını karşılamaktır. Buna göre cezai şart ve fesih gerektiren fiillerle “kamu zararının” ilişkilendirilmesi sorunu çözecektir. Kural olarak kamu zararını karşılamak için, sözleşmede olsun ya da olmasın reçete bedelleri zaten tahsil edilmelidir.

Buna karşın yeni Protokol’le açık bir düzenleme yapmak yararlı olmuştur. Getirilen istisnalar, toptancı bir içerikte olan 4.3.6 maddesini genel bir madde olmaktan çıkararak doğru, hukuki ve amaca uygun bir mecraya çekmektedir.

Ancak düzenlemede usule/uygulamaya ilişkin eksiklik/boşluk vardır. 4.3.6 maddesi tahsilat içermekle birlikte, sözleşmenin fesih ve cezai şartları içeren 5. bölümünde değildir. Yine cezai şart ve fesih işlemlerine ilişkin uygulama biçimini düzenleyen 6. bölümdeki açıklamaların da anılan maddeyle ilgisi yoktur. Buna göre 4.3.6 maddesindeki istisna hükümleri için Protokol’ün 5 ve 6. bölümündeki hükümler uygulanamayacaktır.

Şu halde örneğin bir eczanede reçete atlatmaya ilişkin fiil 2012 Protokolü döneminde gerçekleşmekle birlikte, işlemleri bu dönemde değil 2016 Protokolü’nden sonra bitirilerek tebliğ edilmiş ise uygulama hangi protokole göre yapılacaktır. Ya da eski Protokol döneminde işlemler tamamlanmakla birlikte çeşitli nedenlerle “reçete bedellerinin tahsili” henüz gerçekleşmeyenler, başvurdukları takdirde Protokol’ün hangi maddesine göre açıklama yapılacak, hangi maddeye göre işlem yürütülecektir. Sorular çoğaltılabilir.

Burada şöyle yapılmalı, böyle olmalı, buna göre yapılmalı meselesinden ve yorumundan önce Protokol’de bir boşluk olduğunu ve bunun önemli bir uygulama/usul eksikliğine yol açacağını belirtmek gerekiyor.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat