Son haberlere göre; yaklaşık 550.000 Bağ-Kur sigortalısı işverene “eksik prim yatırdıkları” gerekçesi ile ve önceden bir tebligat, uyarı yapılmaksızın eksik primlerin tahsilâtı ve bunlar için gecikme faizi ile para cezaları kesilecek.

Biz eczane eczacıları da, 2006 yılında çıkan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. Maddesinin b/1 bendinde ifade edilen “Ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” olarak tanımlanan gruptayız. Yasanın metinlerinde de “4 b” olarak isimlendiriliyoruz.

Yine söz konusu habere göre yaklaşık 7.000’e yakın eczacının bu cezalandırma furyasından nasibini alması olası.

Peki, nedir bu eksik prim hesabı?

17.04.2008 tarihli 5754 sayılı yasanın 47. Maddesi ile düzenleme yapılan 5510 sayılı yasanın Prime Esas Kazançları belirleyen 80. Maddesinin 2/b bendinde yer alan hüküm Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz. Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.” olarak ifade edilmiş.

Eğer ki, daimi veya geçici bir süre yanımızda çalıştırdığımız eleman için ödediğimiz SSK primi, kendimiz için ödediğimiz Bağ-Kur priminden fazla ise işte o an yandık! Yeni adı ile SGK bu aradaki fark için düzenlemenin yapıldığı 17.04.2008 tarihine kadar geriye gidip hesapları inceleyerek, bizlerden bu aradaki farkı gecikme zammı ve gecikme cezasını da üzerine ekleyip tahsil edecek.

Öncesi nasıldı?

1971 yılı tarihli 1479 sayılı Bağ-Kur (Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu) Kanunu gereğince belirlenen Gelir Basamakları doğrultusunda Bağ-Kur primleri ödenirdi. Bu basamakların sayısı başlangıçta -yanılmıyorsam- 12 iken, 1999 yılında yapılan düzenleme ile 24’e yükseltildi.

2006 yılından önce Bağ-Kur sigortalısı olanlar için ilk 12 basamakta her bir basamak için 1 yıl olan bekleme süresi, 13.ncü basamak ve sonrası için 2 yıl olarak belirlendi.

Ödenmemiş toplam 3 aylık prim borcu bulunan mükellef takip eden ay içinde yazılı olarak bilgilendirilir, yine borcunu ödememesi halinde bilgilendirmeyi takip eden 4 ay içinde borç bildirimi yapılır ve aleyhine icra takibi başlatılırdı.

Oysa şimdi…

5510 sayılı yasanın “primlerin ödenmesi” başlıklı 88. maddesinin 16. bendi süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun hükümlerinin uygulanacağını söylüyor. Bu arada, primlerin tahsilinde 5 yıllık zaman aşımı süresini tanımayacağını, tahsil olanaksızlığı nedeni ile de olsa bu alacağından vazgeçmeyeceğini de ayrıca belirtiyor. 89. maddede de gecikme faizlerinin yüzde kaç olacağı belirtiliyor. 

Görünen o ki, birçoğumuzun muhasebecisinin bilgilendirmediği, bizlerin de öğrenmek için çaba harcamadığımız bu durum eğer ki son anda olumlu bir siyasi gelişme olmaz ise bazılarımızın canını fena yakacak.

SGK elindeki teknik olanakları mükellefin gözünün yaşına bakmadan kendi lehine kullanacağı açık. Banka hesaplarımızdan ya da SGK reçete ödemeleri alacaklarımızdan bu meblağ anında kesilecek gibi…

Umarım olmaz.

Yoksa zaten zorda olan birçok meslektaşımız dönüşü olmayan bir yola girecek.

Bu arada üst örgütümüz TEB ne yapıyor derseniz….

Onlar sadece eczacının sesini bastırmanın, duyulmamasının derdinde.

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat