Kırşehir ilinde nöbet tutan eczacı meslektaşımız bu görevi esnasında saldırı ve tehdide maruz kalmış. İşin avundurucu tarafı bir yaralanma ve can kaybı yaşanmaması.

Meslektaşıma ve eczane emekçilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Mesleğimizin icrası esnasında yapılan bu saldırı ilk değil ve ne yazık ki, son da olmayacak.

Önceden hırsızlık, gasp, uyuşturucu temini gibi nedenlerle yapılan taciz ve saldırılara şimdi de SGK reçetelerindeki SUT kurallarına aykırılıklar ve TC Sağlık Bakanlığı genelgeleri ile kontrol altına alınan ilaçlara ulaşamayanların yaptıkları eklendi.

Bu ilaçların bir bölümü de antibiyotikler.

Sağlık Bakanlığının 21.03.2013 tarihli 80727150 sayılı genelgesine bağlı olarak antibiyotiklerin eczanelerden hastalara ulaştırılmasının doktor reçetesi karşılığında olması istenmekte.

Birçok meslektaşım gibi ben de bu nedenle her gün hasta ve hasta sahipleri ile küçük, zaman zaman da büyük sorunlar yaşıyorum. Özellikle eczanemin bulunduğu bölgede epeyi fazla sayıda başta Suriye’den gelen ve diğer ülkelerinden ayrılmak zorunda olan insanlarla.

Yazımın yanlış anlaşılmaması için öncelikle altını çizerek söylüyorum;

"İnsanların hastalıkları ile ilgili her ihtiyaç anında hekimlere ulaşabilmesi, hekimler tarafından belirlenmiş yeterli süreler içinde muayene edilmeleri, gerekli ise ilaçlarını hekimlerce düzenlenmiş, tanısı belirlenmiş reçete karşılığında almaları doğrudur".

Bu tespite hiç birimizin itirazı olamaz.

Ancak, bu tespitte yer alan unsurların doğru bir şekilde yaşama geçirilmesi için de her türlü ortamın iktidar erki tarafından sağlanması olmazsa olmaz zorunluluktur.

Gel gör ki, ekonomik ve sosyal anlamda bizden çok ileri ülkeler dahi bu ortamı sağlayamamışlar, biraz sosyal güvenlik kurumlarının harcamalarını azaltmak, biraz da ilaç firmalarının baskısı ile bazı grup ilaçları OTC adı altında reçete harici satışlarını kabul etmek zorunda kalmışlar.

Tekrar ülkemize dönersek;

Dikte ettirilen "Sağlıkta Dönüşüm Politikaları" resmen çökmüş durumda. Bu politikalar doğrultusunda oluşturulan "Aile Hekimliği" müesseselerinin bir bölümünde hekim bulunmamakta. Bu nedenle hastanelerin ACİL Polikliniklerine oluşan yoğun talep, gerçekten acil konumdaki hastaların bazen geri dönüşümsüz mağduriyet yaşamasına sebebiyet vermekte. Tabiidir ki, çoğu kez diğer hastalar da gerekli şartlar doğrultusunda muayene edilemediğinden, baştan savma reçetelerle savuşturulmaktadır.

Hekim reçetelerinin çoğunda "gazoz antibiyotikler" olarak tanımladığımız efervesan tablet normlarındaki antibiyotikler havada uçuşuyor. Bir hekimin teşhis ve reçete yazma hakkına müdahale hiç haddim değil, ama en basit bir vakada bile yeni jenerasyon antibiyotiklerin sıkça yazıldıklarını görüyoruz.

Ülkemizin bu konuda bir başka sorunu da besi hayvancılığı. Büyükbaş hayvanların 120 günden az, kanatlı hayvanların da 45 günde kesime hazır hale getirilebilmesi için verilen antibiyotik ve steroid kalıntılarının beslenme yolu ile insan vücuduna alınması gerçeği nedense göz ardı ediliyor. Üstelik GDO’lu yemlerle beslenmeleri de ayrı bir konu.

Halkına sağlıklı yaşanabilecek yaşam alanları sunamayan, sağlıklı sağlığa ulaşımı gitgide "paran kadar sağlık" çerçevesine oturtmaya çalışan iktidar erki bu konuda da işleyiş bozukluğunun suçlusu olarak biz eczacıları göstermeye çalışmaktadır.

Dönemin başbakanının "gerekirse ilaçları marketlerde sattırırım" sözü, iktidar erkinin sağlığa ve biz eczacılara bakış açısının klişesi halinde önümüzde durmaktadır.

Oysa ki, bu konuda akademik eğitim almış, kariyer yapmış biz eczacılar teorikte tedavinin bir parçası konumundayız. Pratiğin de böyle olması gerekmektedir. Eczacılar, almış oldukları eğitim doğrultusunda tedavi hizmetlerindeki boşluğu doldurmalı, sağlık danışmanlığı görevini yazılı olarak üstlenmelidir.

Eksiklerimiz olabilir, ama her eksik tamamlanır.

Eczanelerimiz mağaza değildir, kimse de bize tezgahtar muamelesi yapmasın.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat