Yaşamın hengamesi içinde kimimizin gözünden kaçsa da canımızı acıtan olaylar yaşıyoruz. Önceden çok kez örneklerini yaşadığımız gibi geçtiğimiz günlerde Eczacının Sesi e-gazetemizde yayınlanan "Ankara fena karıştı" başlıklı haber de bunlardan biri.

Cezalara muhatap olanlarımızın canı yandı, ağır para cezaları ödediler. Denetlenmeyenlerimiz ise "aman, bu sefer de sıyırdık" mı demişlerdir? Yoksa yaşananların farkına bile varmamışlar mıdır? Kim bilir....

Habere konu denetimlerin nedeni; eczane çalışanlarımızın çalışma saatleri.

İş Teftiş Kurulu Başkanlığına bağlı müfettişler teftişlerini "programlı" ve "program dışı" olarak yaparlar. Program dışı teftişler ihbar, şikayet ve talep gibi nedenlerle yapılmaktadır. Bu haberde de, bakanlığa yapılan yoğun şikayetlerden bahsediliyor.

Türkiye’de çalışanların çalışma yaşamını -yasanın 4. maddesinde belirtilen çalışma alanlarında çalışanlar hariç- 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri belirlemekte.  İş kanununda haftalık çalışma süresi 45 saat, çalışanın onayı ile yaptırılabilecek fazla mesai süresini yılda azami 275 saat olarak belirlemiş ki bu da haftada 5,28 saate denk gelmekte. Yani, İş Kanununa göre bir çalışan ortalama olarak haftada azami 50,28 saat çalıştırılabilinir.

6301sayılı Öğle Dinlenmesi Kanunu hükümleri onbin ve daha fazla nüfusu olan yerleşim yerlerinde çalışana günde en az bir saat olmak üzere öğle dinlenmesi verilmesini şart koşmuş.

398 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanunun 4. maddesi ise eczanelerin hafta tatilinden bile ayrı tutulmasını öngörmüştür (Eczanelerin açık olmaları istenmiştir).

Bağlı bulunduğum İstanbul Eczacı Odası, eczanelerin çalışma saatlerini -zorunlu olan nöbet yükümlülüklerimiz hariç- yaz saatlerinde 09.00-19.30, kış saatlerinde de 09.00-19.00 olarak belirlemiş ve bu çalışma saatleri ve nöbetler ilin en yüksek mülki amiri olan valilikçe onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Yani; eczanelerimiz nöbet yükümlülüklerimiz hariç yaz saatlerinde haftada 63 saat, kış saatlerinde de haftada 60 saat bilfiil açık olup halka sağlık hizmeti vermektedir.

Günlük bir saatlik öğle dinlenmesi sürelerini çıkarsak bile sonuçta İş Kanununun öngördüğü süreler aşılmaktadır.

Olaya objektif olarak bakarsak;

Ülkemizde faaliyet gösteren 25.000 civarında eczane var. Bu eczanelerin büyük bir çoğunluğu eczacının haricinde bir ya da iki elemanla görev yapıyor. Bir birinin yerine ikame edebilecekleri sayıda eleman mevcut değil.

Bir eczacıya "elemanını günde en fazla sekiz saat çalıştıracaksın, ama sen aralıksız eczaneden ayrılmadan günde on, on buçuk saat çalışacaksın, ayrıca nöbetlerde de kesintisiz eczanenin başında bulunacaksın ve çalışacaksın" demek yaşamın gerçeğine ne kadar uyabilir. Bu sürelerde hem mesleki enformasyonunuzu yaşama geçireceksiniz, hem bir ticarethanenin işletim kurallarını yerine getireceksiniz, üstelik o eczanenin ekonomik olarak zarar etme riskini de üstleneceksiniz. Hangi insan bu yoğunlukta bir çalışmayı ve stresi tek başına uzun süreli taşıyabilir?

Halihazırda yürürlükte olan İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sanki her iş yerinde onlarca çalışan varmış düşüncesi ile oluşturulmuştur. Oysa ki, yaşamın gerçeği buna uymamaktadır.

Sonuç olarak;

Evet, çalışma saatlerimiz insani ölçütler çerçevesinde uzun.  Bu nedenle gelecekte de iş müfettişlerinin baskınlarına uğrayacağımız, yeni cezalarla karşı karşıya kalacağımız çok açık.

Ancak, ilaç alımlarının yüzde doksanların üzerinde SGK tekelinde olduğu ve SGK mensuplarına ilaç satışından eczacının entelektüel yaşamını sürdürecek karlılığın ve akademik meslek hakkının olmadığı, bu nedenle ilaç dışı ürünlerin satışına yönlendirilen eczanelerimiz için "sizin mesai saatleriniz uzun, bu nedenle size ceza kesiyoruz. Mesai saatlerinizi kısaltın. Ama hemen yanı başınızda sizinle aynı ilaç dışı ürünleri satan dükkanlar istedikleri kadar açık kalabilir" demek ne kadar hakkaniyete uygun.

Meslek örgütlerimize düşen görev bu sorunu görmezden gelerek sürüncemede bırakmak değil, eczanelerin kurumsal yapısını da göz önünde bulundurup ülkemiz gerçekliğinden yola çıkarak olabilirliğini sağlayacak girişimlerde bulunmaktır.

Unutulmaması gereken; eczacılar olarak sadece sermaye koyan patronlar değil, aynı zamanda beden gücü ve bilgi birikimiyle de çalışan emekçileriz.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat