6197 sayılı Eczaneler ve Eczacılar Hakkındaki Kanun’un bazı maddelerindeki  değişiklik teklifi TBMM’nde oy birliği ile kabul edildi. Büyük olasılıkla Cumhurbaşkanı’nın onayı ve Resmi Gazete’de yayınlanması ile yürürlüğe girecek.

Değişiklik kısaca nüfusa göre sınırlama, ikinci ve yardımcı eczacılık ile eczanede satılan ürünlerde bir belirleme getiriyor.

Yasanın bazı maddelerinde değişiklik teklifinin sunulması ve meclisten geçmesi ile beraber bir çok olumlu ve olumsuz eleştiriler de yoğunlaşmaya başladı.

Geçtiğimiz hafta (18.05.2012) cuma günü gazetemizin önceki editörü Ecz. Mustafa Nuri Şener ile birlikte İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde ağırlıklı 3. sınıf öğrencilerinin önünde bir seminer verdik. Konu "SGK Provizyon Sistemi ve Eczacı-Kamu İlişkileri" üzerineydi.

Semineri düzenleyen Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Erdal Cevher’in de katkıları ile aklımızın erdiğince, dilimizin döndüğünce bildiklerimizi aktarmaya çalıştık.

Benim öğrenciliğim zamanında altı tane olan Eczacılık Fakültesi sayısı, korkunç bir hızla ve ihtiyaç olup olmadığı gözetilmeksizin bugün otuzlara dayanmış durumda. Bir emekli öğretim üyesi Dekan olarak atanarak bilgi, alt yapı hak getire neredeyse apartman dairelerinde Eczacılık Fakültesi açılacak. Ve bu fakültelerden "eczacı" adı altında öğrenciler mezun oluyor.

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı gelişmiş ülkelerdeki Eczacılık Fakülteleri ile akreditasyon konusunda girişimleri başlatmış ve önemli bir yol almış durumda. Mevcut binaların yanı sıra yeni binalar da yapılıyor, üstelik ve ne yazık ki Üniversite Rektörlüğü’nün bir kuruş katkısı olmadan.

Meclisten onaylanarak geçen yasa değişikliği yakın bir zamanda eczane eczacılığının sorunlarına çözüm getirmeyecek. İkinci eczacılık, bir nebze eczacı istihdamını sağlayacak. Eğer popülist politikalarla süreç içersinde değiştirilmezse altı sene sonra etkileri görülmeye başlayacak.

Yasa değişikliğine bir çok eleştiri var. Bakış açısına göre her biri haklı eleştiriler. Mevcut eczacılar ve Eczacılık Fakültesi öğrencileri haklı olarak yasa maddelerindeki değişikliklerin kendi geleceklerine olası etkileri üzerine endişeleniyorlar.

Ne yazık ki, bu güne değin akademik eczacı çevrelerin, eczacılık örgütlerinin ciddi olarak üzerinde kafa yormadığı, sadece laf olsun diye bir, iki toplantıda dillendirdiği bu konu, bizim dışımızda TBMM’nde artısıyla, eksisiyle ete kemiğe büründü.

Bu durum ne getirebilir?

Ülkenin batısında 1200 - 1300 kişiye bir eczane düşerken, ülkenin doğusunda 10000 - 12000 kişiye bir eczane düşmekte. Büyük oranda eczane dağılımında bir homojenlik sağlanabilir.

Eczacılık Fakültelerine olan rağbet azalabilir. Bu da gecekondu misali Eczacılık Fakülteleri açılmasını kendiliğinden engelleyebilir.

Eczacı olmak isteyenler tercihlerini bilimsel anlamda yeterli, akreditasyonunu sağlamış eczacılık fakültelerinden yana kullanıp, eczane eczacılığı haricinde eczacılık alanlarına yönelebilirler.

Zaman içinde yaşayıp, göreceğiz.

Oysa ki, asıl canımızı acıtan sorunlar önümüzde durmakta.

İlaç fiyatlarının sürekli düşmesi, kamu kurum iskontoları, telafi edilmeyen raf zararları, kamu kurum reçetelerinin eşitsiz dağılımı, vs, vs....

"Geleceğimizi biz şekillendirmek istiyoruz" diyorsak, diyorsanız!!!

Buyurun. Bugün ilk gündür ...

 

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat