Eczanelerimizde son sekiz senedir bir kırım yaşanıyor. Bu kırım 2005 yılının başında SSK ve Yeşil Kart mensubu hastaların ilaçlarının serbest eczanelerden alımı uygulamasının başlaması ile daha bir ivme kazandı.

 

Her haftaya indirgenen ilaç fiyat düşümleri, arttırılan kamu kurum ıskontoları, raflarımızda duran ve ederi, vergisi ödenmiş öz sermayelerimizin, emeğimizin, alın terlerimizin gözlerimizin önünde erimesi.

 

Bu yaşadıklarımızın kelime olarak karşılığı -ne kadar yumuşatırsanız yumuşatın- “soygun”dur, “gasp”tır.

 

Pahalı alıp, ucuza satmaya daha ne kadar dayanabileceğiz.

 

Örnekleme diye tanımlanan ucube yöntem ile incelenen, hastaların mağdur olmadığı, kurumun zarara uğramadığı sehven yapılan hatalarda bile hatanın on misli, onbeş misli, yirmi misli kesilen para cezalarını söylemek bile istemiyorum.

 

Son kamu kurum ıskontolarının yükseltilmesi ve referans fiyat bahanesi ile ilaç fiyatlarının düşürülmesi sonucu sermayelerimiz ortalama % 7 – 11 oranında eridi.

 

Sermayelerimizin erimesinin yanı sıra cirolarımız düştü, karlılığımız daha da azaldı. Buna karşın işletme ve taşıma giderlerimiz her geçen gün artıyor. Dolayısı ile eczanelerimizin yaşamını devam ettirmekte daha çok zorlanacağız.

 

Eczanelerimiz üzerinden geçirilen kamu kurum ıskontoları nedeni ile Kamuya verdiğimiz ilaçlarda % 12’leri aşan zararlarla karşı karşıyayız.

 

Üstelik bu kamu kurum ıskonto oranlarının Haziran ayında yeniden yükseltileceği söylenmekte.

 

Kamu, kendi zararlarını hastalara muayene ücretleri, ilaç fiyat farkları ile yansıtıyor. Hastalar özel ve kamu hastanelerine gittiklerinde muayene başına 12 TL’ye reçete başına 3 TL’ye varan miktarlarda muayene ücretleri ödüyorlar.  Bildiğimiz gibi Aile Hekimlerine reçete yazdırıldığında alınan muayene ücretini mahkeme iptal etti. Ama bu değildir ki, yakın bir zamanda aile hekimlerine yazdırılan reçetelerden muayene ücreti alınmayacak. İktidarın geçmişi pas edilen, uygulanmayan mahkeme kararlarının örnekleri ile dolu.

 

Geldiğimiz süreçte eczanelerimizden karşıladığımız reçetelerde reçete başına ya da kutu başına belirlenecek bir “meslek hakkı” kaçınılmaz hale gelmiştir. Yayınlanması gündemde olan İlaç Fiyat Kararnamesi’nde “meslek hakkı” mutlaka yer almak zorundadır.

 

Meslek hakkı kazanımı sorunlarımızın çözümü olmasa da biraz nefes almamızı sağlayacaktır.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat