6308 sayılı yasa ile değiştirilen 6197 sayılı yasamızdan -6 ay içinde yayınlanması yasa emri iken- tam iki yıl sonra 12.04.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanabilen Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Yönetmeliğimiz , yayınlandığı tarihten itibaren birçok çelişkileri de beraberinde getirdi.

Aslında çelişkiler yönetmelik yayınlanmadan önce yerleştirme puanı hesabında "çarpalım mı, bölelim mi, toplayalım mı?" tartışmaları ile başlamıştı.

Yayınlandıktan sonra da ülkemiz şartlarına tam uyamayan çelişkiler benim görebildiğim kadarı ile;

- Eczane açabilmek için Yapı Ruhsatı veya Yapı Kullanım İzin Belgesi istenmekte (Mad. 10/1/c). Ancak, sıkı bir şekilde çerçevesi belirlenmiş yasa maddelerine karşın ne yazık ki ülkemiz hali hazırda bir kaçak yapı cenneti.

Belediye yetkililerinin görmezden gelmesi ile çok uygun dükkanlara her türlü işyeri açılabilirken, eczane açılamıyor. Bu nedenle bazı il ya da ilçe sağlık müdürlükleri bu haksızlığı giderebilmek adına, inisiyatif kullanarak yapı müracaat belgesini kabul eder oldular.  

- KDV hariç yıllık cirosu 3 milyon TL’sını aşan her eczane için bir, bunun üzerine her 2 milyon TL için ayrıca birer ikinci eczacı şartı getirildi (Mad. 16/1).

Söylendiği kadarı ve TEB’in o dönem yayınladığı tablo ile bir eczanemiz bu şartlarda 17 tane ikinci eczacı çalıştırmak zorundaymış. Eczacılar eczaneye sığmaz haldeymiş. Demek ki, benim 1 ayda yüzlerce reçete karşılığı yapabildiğim ciroyu, bu meslektaşım tek bir reçete ile karşılayabiliyor. Bu da eczaneler arası reçete dağılımında düşünülmesi gereken bir olgu.

- Buzdolabı ve eczane içi ısı/nem takibi (Mad. 20/7) . Özel saklama koşulu olan ve soğuk zincire tabi ilaçların ortam kontrolü ve uygun koşullarda saklanması, nakledilmesi hakkında en ufak bir aksi söylemimiz olamaz. Ancak ülkemizin iklimsel ortamında ve oda sıcaklığında saklanan ilaçların özellikleri göz önüne alındığında eczane ortamlarının yaz/kış 15-25 santigrat derece aralığında bulunması olanaksıza yakın. (Konu hakkında 08.07.2014 tarihli yazımı okumak için tıklayınız). Buna benzer bir uygulamanın dünya üzerinde sadece Ekvador’da olduğu söylenmekte, başkaca örneği yok.

- Yine aynı maddede 07.02.2015 tarihli yapılan değişiklik ile beş yıl süresince eczane bulunan binalarda sağlık kurum ve kuruluşu açılabilir hale getirildi (Mad. 20/8). Bu madde değişikliği ile kim ya da kimler sebeplendi acaba?

- Yönetmeliğimizin hükümleri gereği eczane tabelaları standart hale geliyor (Mad. 25/2), vitrinlere de ürün tanıtımı amacı ile ilan ve levha yapıştırmak yasak (Mad. 25/3).

Yanı başımızdaki marketin vitrini sattığı ürünleri tanıtan ibarelerden yıkılırken, bizim aynı ürünleri sattığımızı ima dahi etmemiz, hatta orada eczanemiz olduğunu bile duyurmamız yasak !!!

- İl harici eczaneler arasında ilaç takası da yasak (Mad. 42/5).

Her ne kadar Eczacı örgütlerimiz il dışı ilaç takasına karşı iseler de, bu konuda Samsun’da yapılan Bölgelerarası Toplantıda bunu yazılı olarak deklare ettiyseler de, son günlerde yaşadığımız ilaç yokluğunda bu uygulamanın ne kadar saçma bir yasaklama olduğu görüldü. Bir ilde ilaç bulunurken, diğer ildeki hasta ilaç yokluğundan mağduriyet yaşadı.

Şunu demek isterim ki; bizim asli görevimiz hastaya ilacı ulaştırabilmek. İlacın kötü amaçla ticaretinin yapılmasını engellemek bizim değil resmi güvenlik güçlerinin, savcıların, mahkemelerin görevi.

Yönetmeliğimizin Geçici Madde 1 hükmü gereği 12 Nisan 2016 tarihinden itibaren mevcut tüm eczaneler bu yönetmelik maddeleri hükümlerinde yazılı olan kuralları yerine getirmek zorunda.

Bu hükümlerin sıkıntıları da beraberinde getireceği çok açık.

Aldığımız duyumlara göre bir yönetmelik değişikliği gündemde. Değişecek mi, değişirse neler değişecek hep birlikte göreceğiz.

Umudum, yeni oluşan TEB yönetimimizin aklı seliminde. SGK sözleşmesine dalıp yönetmeliği unutmamalarında.

Bekliyoruz.....

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat