4. Değerlendirme Raporu’nu görüşmek üzere Hükümetlerarası İklim 
Değişikliği Paneli Paris’te toplanırken, 44 Greenpeace eylemcisi de 
327 metre uzunluğundaki Eyfel Kulesi’nin üzerine “Henüz geç değil, 
iklimi kurtarın” mesajlı bir pankart astılar.

Uluslararası — BM Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bu hafta 4. İklim Değişikliği Değerlendirme raporunun bilimsel yönlerini açıklamak üzere Paris’te toplanıyor. 30’dan fazla bilim insanı, dünya çapında saygın bilim kuruluşları ve yenilenebilir enerji sektörünün katkılarıyla Greenpeace ve Avrupa Yenilenebilir Enerji Konseyi 2050 yılına kadar sera gazı salımlarını yarı yarıya düşürmek için yol haritasını çizdiler. Bu denklemde tek bir eksik var: İklim değişikliğinin önemini kavrayacak ve uygulamaları başlatacak politikacılar.

Greenpeace Eyfel Kulesi’nden uyarıyor:
Bilim insanlarının uluslararası çağrılarını dikkate alın. Felaket boyutunda değişimler yaşanmadan harekete geçilmeli.   

4. Değerlendirme Raporu’nu görüşmek üzere Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Paris’te toplanırken, 44 Greenpeace eylemcisi de 327 metre uzunluğundaki Eyfel Kulesi’nin üzerine “Henüz geç değil, iklimi kurtarın” mesajlı bir pankart astılar.Greenpeace dünya hükümetlerine henüz zaman varken, bilim insanlarından oluşan bu kuruluşun uyarılarını dikkate alma çağrısı yaptı. Greenpeace dünyaya aynı zamanda Enerji [D]evrimi çağrısı yaptı.      

Greenpeace İklim Değişikliği kampanyası sorumlusu Stephanie Tunmore “IPCC raporundan iyi haberler beklemiyoruz. Henüz açıklanmamış olsa da raporun, bilimsel literature dayandığını biliyoruz. Bu bilimsel literatür de bize iklim değişikliği başladı ve önceden düşündüğümüze oranla daha hızlı gerçekleşiyor diyor. İklimle ilgili gerçekleri ne kadar çok öğrenirsek manzara o kadar kötüleşiyor. İklim değişikliğinin gerçekliği ile artık yüzleşmeliyiz” dedi.   

Tunmore ifadesinde “1990’da IPCC ilk değerlendirme raporunu yayınladığında Kuzey Denizi buzullarının kaybı belirsiz modellerin bulanık bir öngörüsü gibi karşılanmıştı. O yıla kadar 0,3 °C oranında yükselmiş olan dünya sıcaklığı 0,8 °C’ye çıktı ve deniz buzulları her yıl büyük kütleler halinde gözümüzün önünde yok oluyor. Bugünki modeller, 40-50 yıl içinde tüm Kuzey Kutbu buzullarını kaybedeceğimizi gösteriyor” diye belirtti.

2001 yılında yayınlanan 3. rapor ise son elli yılda yaşanan küresel ısınmanın seragazlarında özellikle de karbondiyoksit salımlarından kaynaklandığını ortaya çıkarmıştı.
   
Tunmore “Hükümetler uyanmalı ve fosil yakıtlar ve ormansızlaşma gibi sorunun asıl kökenine inmelidir. Hala uçurumun kenarında çekilmek için hala zaman var ama hemen harekete geçmemiz ve küresel ortalama sıcaklık artışını en kötü zararların oluşacağı 2 °C’ye ulaşmadan sabitleyebiliriz.Bunun tüm araçlarını gösteren yol haritası ise elinizde” dedi.  

Çözüm Enerji [D]evriminde

Sürdürülebilir bir enerji geleceği için bugüne kadar hazırlanmış en anlaşılır planlardan birine göre; yenilenebilir enerjiler, enerjinin verimli ve akıllı kullanımı ile birleştirildiğinde 2050 yılına kadar dünyanın enerji ihtiyacının yarısını karşılayabilir. Greenpeace ve Avrupa Yenilenebilir Enerji Konseyi (EREC) tarafından kamuoyuna sunulan “Enerji [D]evrimi: Dünya Enerji Geleceği için sürdürülebilir bir bakış açısı” adlı rapor, karbondiyoksit salımlarının önümüzdeki 43 yılda %50 oranında düşürülmesi için pratik bir yol haritası çiziyor. Rapor aynı zamanda karbondiyoksit salımlarının yarı yarıya azaltılırken elde edilen enerji arzının güvenli olmasına ve dünya çapında ekonomik gelişmenin devam ettirilmesine özen gösteriyor. Plan Çin, Hindistan ve Afrika gibi hızlı bir ekonomik gelişme gösteren bölgelere de ayrıca vurgu yaparken enerji devrimi senaryosunun ekonomik avantajlarını gösteriyor. Bu rapor uygulamaya geçirilirse yenilenebilir enerjiler -sadece OECD ülkelerinde değil aynı zamanda Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde de- dünya ekonomisinin bel kemiği haline gelecek.

Rapor politikacılara da iklim değişikliği ile mücadelenin nasıl gerçekleştireceklerine dair siyasi adımları ve izlenmesi gereken politikaları gösteriyor. Raporda 2020 yılına kadar nükleer enerjiden tamamıyla vazgeçmenin mümkün olduğu gösterilirken karbondiyoksit salımları yenilenebilir enerjiler, enerji verimliliği ve akıllı enerjiler gibi sürdürülebilir yöntemlerle yarı yarıya düşürülüyor.      

Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı ise “Başbakan Erdoğan Etiyopya’da iklim değişikliği konusunun konuşulacağı Afrika Birliği Zirvesi’ne katılarak Türkiye’nin küresel ısınmayla mücadeleye verdiği önemi anlatacak. Sayın Erdoğan Afrika ülkelerine Türkiye gibi olmamaları gerektiğini anlatmalı. Son 15 yılda seragazı salımları %110 artan Türkiye küresel ısınmaya karşı mücadeledeki samimiyetini ancak Kyoto Protokolü’nü imzalayarak ispatlayabilir. Türkiye sera gazı salımlarını düşürmek ve yenilenebilir enerjilerin payını artırmak için yasal hedefler koymalıdır. Bunlar yokken küresel ısınmayla mücadeleden bahsedilemez” dedi.

Greenpeace Enerji Uzmanı Sven Teske ise “Dünyamız iklim değişikliğine yol açan fosil yakıtlar ve enerji ihtiyacı arasında bir iklem içindeydi. Enerji Devrimi Senaryosu ekonomik büyüme durdurulmadan bu ikilemden nasıl çıkılacağını gösteren bir yol haritası. Bu yol haritasıyla tehlikeli nükleer enerji de ve kömür ile birlikte tamamıyla devre dışı bırakılıyor” dedi ve ekledi “Bu senaryonun hayata geçirilmesi için nükleer ve fosil yakıtlara destek vermekten hemen vazgeçmeli, yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliği teşvik edilmelidir.”



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat