Ecz. Merve MÜFTÜOĞLU

Merhaba;

Çocukluk çağları; fazla merak, heyecan ve bunun sonucu olarak kontrolsüz hareketler sebebiyle yaralanmaların ve sakatlıkların çok görüldüğü zamanlar. Ebeveynlerin ‘’elimin altında bulunsun’’ düşüncesiyle bu tip durumlar için ürün satın alıp; önceden hazırlıklı olmaya çalıştığını ve çocukları için mümkünse doğal ürün tercih ettiğini hepimiz biliyoruz. Yaşlı popülasyon da denge kaybı sebebiyle sakatlıklar; kas-eklem yapısındaki bozulmalar sebebiyle ağrılı durumlar yaşayabiliyor. Zaten çokça ilaç kullandıkları için;  oral farmasötik dozaj formları yerine, topikal formülleri tercih ediyorlar. Günümüz insanının saatler boyu masa başı ve stresli çalışıyor olması da kas-iskelet sistemi ağrılarının ortaya çıkmasının başlıca sebebi. Bu grup da analjezik, anti-inflamatuvar ürün arayışında. Yine spor yaralanmaları acil serviste tedavi edilen tüm akut yaralanmaların %10-19'unu oluşturuyor. Tipik spor yaralanmaları, hematom oluşumu olsun ya da olmasın; zorlanma, gerilme ve ezilme ile karakterize ediliyor. Fonksiyonel sınırlanma ve hareket kabiliyetinin azalması olarak kendini gösteriyor. Sporcular da hafif sakatlanmalarda akut durumu yönetmek için topikal farmasötik form arayışında olabiliyor.

Etkinliğin yeterli olabileceği durumlarda;

-Oral farmasötik form yerine topikal farmasötik form tercih etmenin,

- Kimyasal formüller yerine doğal bitki ekstraktlarıyla tedavi etmeye çalışmanın,

daha az yan tesir ve genellikle daha iyi hasta uyuncu ortaya çıkardığını biliyoruz. Peki biz bitki ekstraktlarıyla topikal tedaviye ne kadar inanıyoruz ve bu ürünleri ne kadar öneriyoruz? Gelin hep beraber bitkiler dünyasına kapı aralayalım. Ve bilimsel çalışmalar ışığında etkinliklerini değerlendirelim…

AĞRI:

‘’ Gerçek veya potansiyel bir doku hasarından kaynaklanan hoş olmayan bir duyu ve duygusal bir deneyimdir."

                                                                Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği (IASP)   

İNFLAMASYON:

Vücudun herhangi bir zarara karşı verdiği normal koruyucu bir yanıttır. İnflamasyon kimi zaman akyuvarlarımızın bizi bakteri veya virüs gibi bir dış etkenden koruması anlamına gelirken, kimi zaman herhangi bir sakatlık durumunda bedenin kendini iyileştirme mekanizması anlamı taşır. Akut inflamasyonun beş belirtisi vardır: Kızarıklık, ateş, şişme, ağrı ve vücudun etkilenen bölgesini hareket ettirmede zorluk çekme.

Sakatlıklar sonucu ortaya çıkan tablo akut inflamasyon. Etkilenen bölgede kişilerin yaşam kalitesini bozan ağrı, ödem, morluk, fonksiyon kaybı meydana geliyor. Bu sebeple analjezik ve anti-inflamatuvar etkin maddelerin kullanılması kaçınılmaz oluyor. Fakat başlıca oral analjezik, anti-inflamatuvar ajanların her biri olumsuz yan tesirler veya kötüye kullanım potansiyeli ile ilgili doğal dezavantajlara sahip. Topikal analjezikler, aktif maddeyi sistemik dolaşıma vermek yerine  lokal olarak etki ettiği için tercih ediliyor. Tolere edilebilirlikleri daha iyi ve ilaç etkileşimi riskleri az. Hastalar bu ürünleri tanıdık ve kullanışlı olarak kabul etme eğiliminde ve yaşlanan nüfus, yutulması zor oral ajanlar veya opioidler kullanmadan ağrılı semptomları yönetmeye çalıştıkça tercih edilirlikleri gün geçtikçe artacak gibi görünüyor.

Topikal analjezik, anti-inflamatuvar dendiğinde ise akla hem ilaç etkin maddesi içeren preparatlar, hem de bitkisel ekstraktlar içeren preparatlar gelebilir. Fakat tıbbi bitkilerin tercih edilmesi, geleneksel farmasötiklere göre daha iyi bir güvenlik profili ve daha düşük maliyetler gibi bazı avantajlar sunuyor. Peki; nedir topikal analjezik, anti-inflamatuvar etkili bitki ekstraktları ve nasıl etki gösterirler?

Escin

Escin; at kestanesi (Aesculus hippocastanum) tohumlarından izole edilen, triterpen glikozit yapısında, hafif sabunlu bir his veren ve saponin grubuna ait bileşiktir. İlk kez 1960'larda Lorenz ve arkadaşları, at kestanesi tohumlarının denatürasyon olmadan kimyasal olarak izole edilebilen bir fraksiyon içerdiğini buldu. Bu fraksiyona escin adı verildi.

At kestanesi ekstraktının yakın zamanda test edilen 65 farklı bitki ekstraktı arasında en yüksek ‘’aktif oksijen temizleme’’ yeteneklerinden birine sahip olduğu gösterildi. Bu tür ekstraktlar, E vitamininden daha güçlü antioksidanlar ve aynı zamanda antioksidanların iyi bilinen yaşlanma karşıtı özellikleriyle bağlantılı güçlü hücre koruyucu etkiler de sergilerler. Bu sebeple bu ekstraktı içeren preparatların cilt üzerinde birçok potansiyel olumlu farmakolojik etkisi vardır. Bunun yanında yapılan in vitro deneyler escin ile inkübasyonun, kılcal damar dışı matrisin ana bileşenlerinden biri olan hyaluronik asidi parçalayan hyaluronidaz aktivitesini güçlü bir şekilde inhibe ettiğini göstermiştir. Hyaluronik asit gibi bileşenlerin geri kazanımı ve buna ek olarak escinin kılcal damar kırılganlığını azaltması; plazma sıvılarının endotelden çevre dokulara sızmasını ve şişmeye neden olmasını önlemeye yardımcı olur.

Yakın zamanda yapılan bir çalışma escin içeren jelin topikal uygulanmasının güçlü anti-inflamatuvar etkinlik gösterdiğini ve buna glukokortikoid reseptör üzerindeki bir etkinin aracılık ettiğini ortaya koydu.

Sporcu yaralanmaları ile ilgili Escin üzerinde yapılan bir bilimsel çalışma sonucu şöyle;

Futbol, hentbol veya karate müsabakalarındaki yarışmacılar zorlanma, burkulma veya ezilme geçirdikten sonra escin içeren kombine lokal tedavi ya da plasebo kullanıyor. Ve sonuç olarak  Escin içeren jel preparatları, plasebodan önemli ölçüde daha etkili bulunuyor. Yaralı bölgede başlangıç kontralateral hassasiyet değerine (ağrının çözülmesi) ulaşma süresi tedavi gruplarında plasebo grubuna göre daha kısa. Aktif jel preparasyonu, plasebo jelden daha hızlı ağrı giderme sağlıyor. Ayrıca Escin içeren jellerin güvenliği ve tolere edilebilirliği mükemmel bulunuyor.

BROMELAİN

Bromelain, Bromeliaceae familyası üyesi Ananas comosus’tan elde edilen proteolitik enzim karışımıdır. Ve bu sebeple gıda, tıp, ilaç ve kozmetik endüstrilerinde hücre yenileme, yaşlanma karşıtı etki ve selülit önleyici özellikleri nedeniyle kullanılmaktadır. Yenilmeyen sap kısmı bromelainin önemli bir kısmını içerdiğinden, daha fazla ananas tüketerek ekstra bromelain elde etmek çok mümkün değildir. Bromelainin farmakolojik etkileri birçok hayvan modelinde araştırılmıştır. Bu çalışmalar sonucu anti-inflamatuar, anti-ödem, anti-trombotik, yatıştırıcı ve kızarıklık giderici etkileri bulunmuş ve bromelainin faydalı bir doğal madde olduğu görüşüne varılmıştır. İnflamasyon, otoimmünite ve alerjide terapötik hedefe uygun etkiler yaratması nedeniyle bromelaine çok çeşitli terapötik faydalar atfedilmiştir. Eklem ağrısı ve sertliği de dahil olmak üzere artrit semptomlarını hafifletmek için doğal bir çözümdür.

Epidermisteki stratum corneum büyük oranda keratin olarak bilinen bir proteinden oluşur. Proteolitik bir enzim olan bromelain, proteinleri amino asitlere parçalayarak çalışır. Bu etkinliği keratin üzerinde de gösterir. Böylece bromelain içeren jel inflamasyonlu bölgeye uygulandığında cilt gözenekleri genişler ve hem bromelain, hem de formülasyondaki diğer etkin maddeler doku tarafından uygun şekilde emilebilir.

Bromelain; postoperatif ağrının, inflamasyonun ve ödemin süresini azaltan bir etki göstermektedir. Bromelain günümüzde akut inflamasyon ve spor yaralanmalarının tedavisinde kullanılmaktadır.

 Bromelain enziminin anti-inflamatuar olarak aktivitesini ortaya koyan bir çalışma dizaynı şöyle;

Çalışmada deney hayvanlarının deri altına % 2 İrlanda yosunu verilerek inflamasyon indükleniyor. Bromelain içeren dozaj formu topikal olarak uygulanıyor. Uygulama sonrasında ödem hacmi, lökosit hücrelerinin  toplam sayı ve  yüzdesi ölçülerek anti-inflamatuvar etki gücü ölçülüyor. Çalışmanın sonuçlarından, %0.1, %0.5 ve %1 konsantrasyonlarındaki bromelain enziminin, eksüda hacmini ve toplam lökosit sayısını baskılayarak anti-inflamatuar etkiye sahip olduğu sonucuna varılıyor.

Bromelaininin ödem ve damar dışına çıkan kan birikimlerinin (hematom) reabsorpsiyonunu hızlandırdığı gösteriliyor. Burkulma, gerilme, yırtıklar gibi eklem veya kas travmaları ile venöz yetersizliğe bağlı ödemlerin  tedavisinde etkili bulunuyor.

Rakte ve Nanjwade'e (2014) göre bromelain, anti-inflamatuar ve anti-ödem olarak görev yaptığı bilinen bir proteolitik aktiviteye sahiptir.  Bromelain, toksik maddelerin ve inflamasyona neden olan ajanların parçalanmasına yardımcı olur ve kan pıhtılarını parçalayarak inflamatuar faktörlerin aracılık ettiği ağrıyı giderir ve ödemi azaltır. Tüm bu farmakolojik etkileri sebebiyle; bromelain sakatlanmalarda haricen kullanımı tercih edilebilecek bir bitkisel ekstrakttır.

BOSWELLİA SERRATA

Boswellia serrata (Burserace), subtropikal  Asya ve Afrika'nın kuru bölgelerinde yetişen   büyük, dallı, yaprak döken bir ağaçtır. Boswellia serrata’dan elde edilen sakız reçinesinin aktif bileşenleri Boswellik asitlerdir.(BA) Bunlar, alfa veya beta konumunda metil grupları, bir karboksil grubu ve en az başka bir fonksiyonel (hidroksil-, asetil- veya keto-) grubu olan pentasiklik triterpenlerdir.  Anti-inflamatuvar ve immünomodülatör aktivitelerinin yanı sıra fibroblastlar üzerindeki uyarıcı etkileri nedeniyle geleneksel Hint tıbbında çeşitli inflamatuvar hastalıkların ve kanserin tedavisi için oral olarak uygulanırlar. Anti-inflamatuvar aktivitesi; 5-lipoksijenazın seçici, enzime bağlı redoks ve rekabetçi olmayan bir şekilde inhibisyonuna atfedilmiştir.

İn vitro ve in vivo çalışmalarda BA'ların pro-inflamatuvar moleküler yollar üzerinde çeşitli inhibitör,  kollajen ve elastin metabolizması üzerinde uyarıcı bir aktivite gösterdiği gözlenmiştir.

Yapılan bir çalışma sonucuna göre;

Kroton yağı kaynaklı fare kulak ödemi, karagenan kaynaklı sıçan pençe ödemi ve sıçanlarda adjuvan kaynaklı gelişen artritte topikal olarak Boswellik asit uygulanmasının anti-inflamatuar etki gösterdiği bulunmuş. BA’ların topikal uygulama yoluyla kullanıldığında, sistemik yol kadar etkili olduğunu ortaya koymuşlar.

TROKSERUTİN

Troxerutin, Japon pagoda ağacı olarak da bilinen bitki Sophora japonica'dan elde edilen flavonoid bir maddedir. P4 vitamini olarak da tanınır.  İnsan vücudunda meydana gelen oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında rol alır. Araştırmalar, topikal olarak uygulandığında serbest radikalleri temizleyen ve oksidatif stresi önleyen bir antioksidan olarak işlev gördüğünü göstermiştir. Bazı çalışmalar, trokserutinin mikroRNA expresyonunu regüle ederek, UVB ışınlarına karşı foto koruyucu bir etkiye sahip olduğunu da göstermiştir. Formülerde ihtiyaçlara  bağlı olarak %0,1 ila %1 aralığında kullanılır. Tıpkı escin gibi trokserutin de hyaluronik asit biyosentezini bloke eden hyaluronidaz enzimini inhibe eder.  Anti-oksidan, anti-inflamatuar, anti-diyabetik ve anti-tümör etki dahil olmak üzere çeşitli değerli farmakolojik ve terapötik aktivitelere sahiptir. Bu farmakolojik etkiler in vitro ve in vivo çalışmalarda gösterilmiştir. Ayrıca klinik çalışmalar, mikrosirkülasyonu teşvik etme ve endotel hücrelerini koruma kapasitesi ile ilişkili olan hemoroidal hastalıkların tedavisinde troxerutinin etkinliğini göstermiştir

Kılcal damar duvarlarını güçlendirir, kapiller direnci arttırır, kapiller geçirgenliği düzenler. Troxerutin jel, kan damarlarının duvarlarını güçlendiren venotonik bir dış ajandır. Belirgin anti-inflamatuar ve anjiyoprotektif aktivite ile karakterize edilir.

Damar koruyucu, morluk ve kızarıklık giderici ve anti-ödematöz etki sağlar.Kozmetik kullanımın yanında; venöz yetmezlik, selülit, ödem ve hemoroid için de kullanılır.

MENTOL

Mentol, nane uçucu yağının ana bileşenidir ve topikal analjezik olarak uzun bir kullanım geçmişi vardır. Bu analjezik etkinlik büyük oranda mentolün cilt üzerinde yarattığı serinlik hissi ile alakalıdır. Soğuğa duyarlı olan nöronların çoğu, nane yapraklarında bulunan ve siklik terpen alkol yapısındaki mentol'e de duyarlıdır. 1950'lerde Hensel ve Zotterman; mentolün soğuk reseptörlerinin aktivasyonu için eşik sıcaklığı artırarak "serinlik" hissi ortaya çıkardığını buldu. Bu araştırmacılar mentolün, bu sinirlerin aktivasyonunda yer alan bir enzim üzerinden etki gösterdiğini öne sürdüler. Şaşırtıcı bir şekilde Hensel ve Zotterman'ın hipotezinin doğrulanması 50 yıldan fazla sürdü. Asıl olan şuydu; mentol insanlarda soğuk somatosensasyonun birincil dönüştürücüsü olan TRPM8 kanalları üzerinden etki gösteriyordu. Böylece analjezik etkinin rasyonel ve kanıta dayalı mekanizması ortaya konmuş oldu. Klinik çalışmalar topikal mentolün kas-iskelet sistemi ağrısı, spor yaralanmaları, nöropatik ağrı ve migren gibi çeşitli ağrılı durumların tedavisinde güvenli ve etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Optimal düzeydeki konsantrasyonda mentol içeren ürünler kullanıldığında hoş bir serinlik hissine neden olduğunu ve bunun mekanizmasını anlattım. Şimdi; etkin olan mentol konsantrasyonunu bulmak için yapılan bir çalışmadan bahsetmek istiyorum.

10 sağlıklı erkek gönüllü seçiliyor. Sol uyluk bölgesine rastgele sırayla üç farklı  konsantrasyonda mentol içeren jel topikal olarak uygulanıyor ve dijital kızılötesi kullanılarak cilt serinletme etkileri ölçülüyor. Her üç konsantrasyon da en az bir saat boyunca taban çizgisine kıyasla cilt sıcaklığını önemli ölçüde azaltıyor. Dolayısıyla mentolün cilt üzerinde kanıtlanabilir bir soğutma etkisi var ve bu etki mentol konsantrasyonuyla orantılı değildir. Bununla birlikte formülasyonda optimal düzeylerden daha yüksek dozlarda mevcut olduğunda mentol zararlı olabiliyor ve yanmaya, tahrişe ve ağrıya neden olabiliyor.

Mentolün bir diğer etkisi de; stratum korneumun güçlü bariyer özelliğini geri dönüşümlü olarak değiştirmesi ve penetrasyonu artırmasıdır.

Bu etkiyi ortaya koyan bir çalışma şöyle dizayn edilmiş. Mentollü ve mentolsüz karbomer araç içinde %4 tetrakain içeren anestezik jeller hazırlanmış. Mentol içeren jel, doza bağlı bir şekilde, mentol içermeyen jele göre tam kalınlıktaki fare derisi boyunca önemli ölçüde daha yüksek tetrakain difüzyonu sağlamış. Buna sebep olarak; mentollü jel ile tedavi edilen derideki stratum corneumun hücreler arası boşluklarının, mentolsüz jel ile tedavi edilen stratum korneum ile karşılaştırıldığında daha geniş olması gösterilmiş .Özetle bu demek oluyor ki;  mentol analjezik etkiye sahip olmanın yanında, formülasyona beraber eklendiği diğer aktif maddelerin de deriden penetrasyonunu ve dolayısıyla etkinliğini artırabiliyor.

Özetlemek gerekirse;

 Escin ve Trokserutin hyaluronik asit biyosentezini bloke eden hyaluronidaz enzimini inhibe eder. Bu sebeple hyaluronik asit seviyelerinde artışa yol açar. Hücre dışı matriksin önemli bir elemanı olan hyaluronik asidin artışı dokuların hidrasyonunu  ve eklem hareketliliğini artırabilir.

Escin, bromelain, boswellia serrata ve troxerutin ekstraktları lokal olarak deriye uygulandığında anti-inflamatuvar ve anti-ödem etki gösterirler. Formülde bir arada kullanılmaları sinerjik etki ortaya çıkarabilme potansiyeli sebebiyle, daha düşük doz ile daha güçlü etki sağlayabilir.

Mentol biyokimyasal değişikliklerle topikal uygulandığı bölgede serinlik hissi yaratır. Bu serinlik hissi sonucunda sinir uçları duyarsızlaşır ve analjezik etki ortaya çıkar.

Bromelain ve mentol topikal uygulandığı yerde stratum korneum üzerinde değişiklikler yaratır. Geçici olarak hücresel boşluklara sebep olup, formüldeki diğer maddelerin de deriden emilimini artırırlar.

Escin, bromelain ve troxerutin düşme, çarpma sonucu oluşan morluk ve kızarıklıkları gidermeye yardımcıdır.

Tüm bu etkileri sebebiyle escin, bromelain, boswellia serrata, troxerutin ve mentol içeren topikal ürünler; sporcular, küçük çocuklar, masa başı çalışan kişiler ve yaşlılar başta olmak üzere 7’den 70’e herkeste kas ağrıları, yumuşak doku travmaları, eklem burkulmaları, tendinitler, travmatik şişlikler, travmatik morluklarda kullanılabilir. Bu jellerin kullanımı hem güvenli, hem de etkilidir.

Sevgiler.

İLERİ OKUMA:

Badriyya E., Salman, Pratiwi A. R. , Dillasamola D., Aldi Y., Husni E., Topical Anti-Inflammatory Activity of Bromelain. Pharmacogn J. 2020; 12(6)Suppl: 1586-1593

Gallelie L.,  Escin: A review of its anti-edematous, anti-inflammatory, and venotonic properties. Drug Design, Development and Therapy, 2019;13:3425-3437.

Hensel H., Zotterman Y., The Effect of Menthol on the Thermoreceptors. Acta Physiologica Scandinavica. 1951;24(1):27-34

Liu Y.,  Ye X., Feng X., Zhou G., Rong Z. X., Fang C., Chen H., Menthol facilitates the skin analgesic effect of tetracaine gel. International Journal of Pharmaceutics. 2005;305(1-2):31-36

Rakte, Amol S., Nanjwade, Basavaraj K., Somkuwar, Anti-Inflammatory Activity and Acute Toxicology Study of Enzymes. Journal of Pharmaceutical Sciences and Pharmacology. 2014; 4(1):275-282

Wetzel D., Menke W., Dieter R., Smasal V.,  Giannetti B. ,Bulitta M., Escin/diethylammonium salicylate/heparin combination gels for the topical treatment of acute impact injuries: a randomised, double blind, placebo controlled, multicentre study. British Journal of Sports Medicine. 2002; 36(3):183-188

Wilkınson J. A., Kahverengi A., Horse Chestnut – Aesculus Hippocastanum: Potential Applications in Cosmetic Skin-care Products. International Journal of Cosmetic Science.2001; 21(6):437-447

 ZHAO S.,  XU S.,  CHENG J., CAO X., ZHANG Y., ZHOU W.,  HUANG Y.,  WANG J.,  HU X., Anti-inflammatory effect of external use of escin on cutaneous inflammation: possible involvement of glucocorticoids receptor. Chin J. Nat. Med.                                                                        



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat