“Her gün bir yerden göçmek ne iyi, 

Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,

Dünle beraber gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”

Mevlana

 

 

Düşünceyi, eylemi karşıtlıklar üzerine oturttuğunuz zaman son derece palyatif sonuçlar elde ediyorsunuz…

Tercümesi; yaptığınız iş, işe yaramıyor yani.

Neye karşı olduğunuz elbette önemli ama çok daha önemlisi sizin ne yaptığınız, ortaya ne koyduğunuz, ne ürettiğiniz…

İşte asıl mesele burada!

“Şu şunu yapmasın, bu bunu yapmasın filan”…

“İyi de siz ne yapıyorsunuz?” diye sorarlar insana…

Eczaneden satılmasını istediğimiz ürünlere ilişkin var mı eczacıların bir perspektifi, bir planı, bir çizgisi?

Eczane pazarında ilaç dışı ürünlerin toplam payı ne kadar?

Yaklaşık ortalama yüzde on.

"Sürünüyor" yani.

E, hani biz 26 bin eczaneyle, her yerde, mahalle aralarında bile vardık, güçlüydük, örgütlüydük vs.vs…

Hani nerede?

“X firması bilmem ne kremini falancaya vermiş…”

“Benim ülke bütününde 26 bin satış noktam var, sen bilirsin…” diyebiliyor muyuz?

Var mı sana ait bir marka ya da anlaşmalı bir marka, edinebilmiş misin?

Yok.

“Senin ürününü eczanelerimize sokarız ama mesela 10 yıl- 20 yıl garanti isteriz, dışarı vermeyeceksin” diyebiliyor muyuz?

Yok.

“Senin ürününü satarız ama eczane pazarına özel ürün isteriz” diyebiliyor musun?

Yok.

Bu ülke 10- 20 yıl öncesinin ülkesi değil…

Bunu anlayalım artık.

İnternet var, sosyal medya var, türlü türlü dijital dünya var, gelişmiş marketler var, kişisel bakım “dükkan” zincirleri var…

Var oğlu var…

Kişisel bakım “dükkanlarında” neredeyse yarı fiyatına her şey var.

Alımları, yönetimleri tek elden, tek merkezden.

Güçlüler.

***

Araştırmalarda, eczaneler ve eczacılar, güven ve saygınlık algısında hep üst sıralarda çıkıyor.

Kullanabiliyor muyuz bunu?

Ne gezer…

Var mı son derece profesyonelce, yaşadığımız dünyanın gerçeklerine uygun hazırlanmış “merkezi” bir stratejimiz?

Yok.

Hiç kusura bakılmasın…

İşimiz gücümüz öküz öldükten sonra ardından bağırıp çağırmak.

“Şu şunu yapmasın, bu bunu yapmasın” diye söylenmekle, bağırıp çağırmakla günümüz dünyasında bir şeyler elde edilemiyor.

Günümüz dünyasında öngörü, akıl, planlama ve o planlamayı hayata geçirebilmekle, rakibin farkında olmakla kazanılıyor her şey.

Günümüz dünyasında gücüne akıl katmıyorsan gücünün hiçbir anlamı kalmıyor.

***

“Kızdım şunu satmıyorum, sinirlendim oraya gitmiyorum, sıkıldım bunu almıyorum…”

İyi de…

Kimin umurunda ki?

Bak, elin oğlu bastı milyonluk TV reklamlarını takır takır OTC ye hazırlanıyor.

Dünya devi Amazon’ da geldi.

Hadi buyurun bakalım...

Böyle olmaz.

Aklımızla gücümüzü harman etmezsek bu fırtına bizi siler süpürür…

 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat