Olmuyor olmuyor olmuyor!..

 

Bir türlü eczacıların sağlık sistemi içinde, toplum sağlığına yaptıkları hizmetin ne denli kıymetli olduğunu anlatamıyoruz.

Ne sağlık otoritesi ne de toplum bunu göremiyor, gösteremiyoruz.

Eczacıların ilaç ve eczacılık hizmetinin yanında temel sağlık danışmanı oldukları gerçeğini görünür yapamıyoruz.

Eczacıların temel sağlık danışmanlığı işlevi insanlarımızın sağlığı açısından çok kıymetli, biz bunu biliyoruz.

Diğer yandan eczacılar çok ciddi olarak Kamusal Sağlık Sistemi’ ni rahatlatıyorlar.

Şöyle yapsak…

Seçilmiş bir günde 26 bin eczanede, eczacılar, eczane teknisyenleri tansiyonunu ölçtükleri insanları kamu sağlığı birimlerine, sağlık ocaklarına, hastanelere yönlendirseler…

Deseler ki; “Tansiyonunuzda problem var, mutlaka doktora gidin…”

(Mevzuata göre eczanelerde tansiyon ölçmek yasak ancak ücretsiz olarak ölçüldüğünü herkes biliyor)

Ne olur?

Kamu sağlık birimleri tıkanmaz mı?

Dağılmaz mı?

Dağılırlar.

Hem de nasıl dağılırlar!..

Onca insan sağlık ocaklarına, hastanelere yığılınca.

26 bin eczacı kendisine danışan herkese ; “Doktora git, durumun ciddi…” dese mesela…

Nasıl olur…

Öncelikle sağlık otoritesine eczacıların yapmakta oldukları kamusal hizmetin sağlık sistemi içindeki önemlerini anlatabilmek zorundayız onlar da anlamak zorundalar…

Başka yolu yok.

Gündemin Ardından Sürüklenmek

Görüntümüz yine gündemin ardından sürüklendiğimiz şeklinde.

Oysa gündelik sorunlarla uğraşırken asıl olarak eczacılık mesleğinin bugününe, geleceğine dair “sağlam” meslek politikaları ve stratejileri oluşturmak zorundayız.

Üretime el atmalı, hakikaten söz sahibi olmalıyız.

Bugün için örgütlü, güçlü bir biçimde üretim yapmamak için ne gibi bir engelimiz var?

Bence yok.

Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları bu ülkenin en güçlü meslek örgütlenmeleri.

Evet, bu anlamda bir şeyler yapılıyor…

Ancak o kadar cılız ki…

Eczacıların eczanelerinde satabileceği “eczane ürünlerimiz” niye yok?

Yapılacak üretimden ayrıca eczacıların pay alabileceği bir sistemimiz neden kurulu değil?

Neyi bekliyoruz ki?

(Celal Abi’ nin- Ecz. Celal Mert- kulakları çınlamıştır. Bugünlerde onunla sık sık bunları konuşuyoruz. Aynı şeyleri düşünüyoruz)

“Kamusal Sağlık Bizim İşimiz”

Kamusal sağlığa ilişkin makro politikalar oluşturup, bu politikaları sağlık otoritesine, topluma iletmeliyiz.

Uygulanan sağlık politikalarına ilişkin düşüncelerimizi, önerilerimizi, eleştirilerimizi yüksek sesle duyurmalıyız.

Toplumsal alanda suskun kalıp kendisiyle ilgili her şeye “mızmızlanan” görüntüden hızla çıkmalıyız.

Her şeyden önce de şu düşünsel tembellikten bir an önce kurtulmalıyız.

Çok şey mi istedim?

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat