Sonunda Bakla Ağızdan Çıktı Ve Sadede Geldik...

 

 

 

 

Sonunda bakla ağızdan çıktı ve sadede geldik...

 

Sağlık ve ilaç sermayesinin “düşman” bellediği 1262 sayılı yasanın kaldırılma istemi net olarak ortaya çıktı.

 

Uzun yıllardır gerçek ve nokta hedefin bu olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz?

 

***                                                      

 

1262 sayılı,  “İspençiyari Ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu”  26.05.1928 tarihli.

 

 Yani,  Cumhuriyetimizin ilk yıllarına ait.

 

İlaç ve sağlık alanına ilişkin cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri. Can Abi (Yetişen) nin deyimi ile devasa bir çınar ağacı...

 

Peki ne emrediyor bu yasa, niye kimileri tarafından düşman bellenmiş?...

 

Her şeyden önce, her yasa gibi bu yasanın da bir ruhu, amacı var.

 

Yasa, ilacı ticari bir meta gibi görmüyor. İnsanı ve halk sağlığını temel alıyor.

 

1262 ye göre,

 

1)      İlaç özel bir toplumsal üründür. Üretiminden tüketimine, fiyatlandırılmasına kadar bu özelliği göz önünde bulundurulmak zorundadır.

      

2)       Reçeteli ya da reçetesiz tüm ilaçlar eczanede eczacı eli ile sunulur.

 

 

3)      İlacın tüketimi hiçbir biçimde özendirilemez, şu ya da bu yolla reklamı yapılamaz.

 

Özetle bu...

 

***                       

 

Şimdi, siyasi iktidar güttüğü genel politikaya tam da denk olarak ilacı tümüyle “serbest pazar malı” yapmaya hazırlanıyor.

 

Sağlık Bakanlığınca hazırlanmış “Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yasası Tasarısı” ortalığa atılıverdi.

 

 

Söz konusu taslak yasalaşırsa, 1262 geçersizleşecek ve ilaç sermayesinin yolu tümüyle açılacak.

 

 Eczacılık mesleği de ölümcül bir yara alacak.

 

***                                   

 

Bazı arkadaşlarımızı anlamakta güçlük çekiyorum. Hala soruyorlar :

 

“-Ne oluyor böyle ardı ardına?...”

 

Yahu, görmüyor musunuz, çevrenize bakın, günlük yaşamınıza bakın, tükettiklerinize...

 

Büyük sermaye giderek her şeyi, her alanı ele geçiriyor. Bunda anlamayacak ne var...

 

Bitip, tükenmez ve bitmeyecek, tükenmeyecek bir kavga bu.

 

Emek ile emek yandaşları bir tarafta, büyük sermaye ve yandaşları bir tarafta...

 

 Bilimden yana olanlar bir tarafta, “para en yüce değerdir ve ne kadar çok olursa o kadar yücedir” diyenler bir tarafta...

 

 Kavga ediyoruz...

 

Bu kadar basit.

 

Nesini anlamıyorsunuz?

 

***                           

 

Ve bu kavgada bizdenmiş gibi görünen birileri, öyle ya da böyle aslında karşı tarafta...

 

Bir biçimde ikna edilmişler.

 

İşte, en fenası da bu...

 

 

 

 

Ecz. Hakan Gençosmanoğlu

 

 

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com

 

e-posta: ecz.hakan@superonline.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat