Ecz.Tuncay SAYILKAN

İzmir Eczacı Odası Başkanı

Bu ülkede eczacılık yapan herkes biliyor ki uzunca bir süredir işler hiç de iyi gitmiyor.Her yıl bir önceki yıldan daha zorlu ve sıkıntılı geçiyor.Eczacılar haklarının yeterince savunulmadığını ve gereken mücadelenin verilmediğini düşünüyor.

Bu gün geldiğimiz noktada Temmuz 2008 ‘de ve Ocak 2009 ‘daki sözleşme sürecinde yaşadıklarımızın büyük etkisi var. Bu sefer haklıyız ve başaracağız beklentisine giren ve örnek bir örgütlülük sorumluluğu gösteren meslektaşlarımızın yaşadığı hayal kırıklıkları bu olumsuz  tabloyu oluşturdu.

Yaşanan her kayıptan sonra meslek örgütümüz sorgulanır hatta suçlanır hale geliyor. Eczacı ile örgütü arasındaki mesafe  biraz daha açılıyor ve bunun sonucunda güven sorunu ve kopukluk yaşanıyor.Bu karmaşık durum içerisinde yapılan doğru işler ve iyi niyetli çalışmalar da yeterince değerini bulmuyor ,anlam kazanmıyor.

Mayıs ayı sonunda yapılan başkanlar danışma toplantısında da açıkça görüldü ki üyelerdeki bu umutsuzluk dalgası ne yazık ki yöneticilerin bir kısmında da etkili olmaya başlamış.İşte asıl tehlike de burada başlıyor.En önemli gücümüz olan birliktelik ve örgütlü yapımız zarar görüyor.

Oysa bu zor dönemi her zamankinden daha fazla bütünlük içinde ve daha güçlü olarak,en az kayıpla aşmamız gerekiyor.Bunun için de hızla toparlanmamız,kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp umut ve güven sorunumuzu çözmemiz gerekiyor.  

İlaçtaki en büyük alıcı olan sosyal güvenlik kuruluşlarının ilaç alım koşullarını,üreticilerin de satış koşullarını belirlediği bir düzlemde zor koşullarda sağlık hizmeti vermeyi sürdürüyoruz.
Bu nedenle karşımıza çıkan her yeni sorun eczanelerdeki ekonomik sıkıntıyı daha da artırıyor.

Her gün önümüze konan ve eczanelere ek yükler getirecek ITS gibi yeni sorunlara çözüm ararken diğer taraftan da geleceğimizi de şekillendirmemiz  , ülke insanımıza sunulan sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve nitelikli hale getirilebilmesi için öneriler , projeler üretmeliyiz.Ülke gerçeklerini de göz önünde tutarak sağlık harcamalarının amacına uygun kullanılmasına katkı sağlamalıyız.

İlaç firmalarının keyfiyetine bırakılmış ticari ıskontolarla oluşan karlılıkla bu işin sürmeyeceği açıkça ortaya çıkmıştır.Daha fazla kazanmayı düşünen firmalar ekonomik krizi de bahane ederek  ticari ıskontoları kaldırmış ve kendi karlılıklarını artırmışlardır.

Bazı ilaç firmaları ise özellikle eczacılık günü olan 14-Mayıs haftasında vadeleri uzatarak eczacılara jest (!) yaptıklarını dile getirmişlerdir.

Eczanelere uygulanan ticari iskontoları önce kaldırıp , daha sonra da vade uzatmanın tek bir anlamı vardır.Eczaneler düşük karlılıklarla ama depolara ödemelerini yapacak vadelerle çalışsınlar ve ödemelerinde sorun çıkmasın.Depolar da firmalara ödeme gecikmeleri yaşatmasın…

Oysa Ocak ayından beri , SGK ödemelerinin Mayıs ayından sonra gecikeceği ve bu nedenle eczanelerde sorun yaşanacağı herkesçe bilinmekteydi .Samimi yaklaşım bu tabloya göre doğru bir iyileştirme yapmayı gerektirirdi.

Ayrıca ticari ıskontoların buharlaşmasının hemen ardından ,Mayıs ayında ilaç alım koşullarında yapılan vade iyileştirmelerinin eczanelere yansıması ise en erken 3 ay sonra olabilecektir.

Eczacı karlılığının taleplerimize uygun hale getirilmesi ve meslek hakkı alabilmemizin yasal düzenlemelerle ivedilikle sağlanması sorunun kalıcı çözümüdür ve  uzunca bir süredir de tüm meslektaşlarımızın beklentisidir.

14-Mayıs eczacılık günü etkinliklerimizin başlangıcında da vurguladığımız gibi yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen umutlarımızı ve tüm kesimlere örnek gösterilen örgütlü yapımızı kaybetmeden doğru bir yol haritası ile mücadeleyi sürdürmeliyiz.

Saygılarımla…



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat