Değerli arkadaşlarım , özellikle protokol ve sözleşme yenileme dönemi geçirdiğimiz şu son iki aydır yaşamımız tam bir kabusa dönüşmüş durumda . Her gün eczacılıkla ilgili internet sayfalarını açarken elimiz yüreğimizde bekliyoruz . Acaba şimdi ne ile karşılaşacağız diye . Bu durum SGK ‘ dan ve İEO ‘ dan gelen mesajlar içinde geçerli . Birbiriyle çelişen ve özellikle eczacıların gündelik yaşamlarını ve ruh sağlıklarını bozan bir dizi direktifler zinciri ile karşı karşıya bırakılıyoruz .

 

Bana göre bunların hepsi bilinçli olarak yapılıyor . Zaten işlerimizin ve ekonomilerimizin bozuk olduğu bir dönemde bu tip saçma sapan bürokratik uygulamalarla eczacılar özellikle yıpratılıyor . Direncimizin çözülmesi , örgütlerimize kızgınlık ( sağ olsunlar örgüt yöneticilerimiz de bu kızgınlıklarımızı körükleyecek davranışlar açısından sanki birbirleriyle yarışıyorlar ) , birbirimizle çatışma ortamlarına girmek , dolayısı ile de örgütlülüğümüzün bozulması , bizleri 40 metrekare eczanelerimizde yalnız olduğumuzu hissettirip ,umutsuzluğumuzun artması için uğraşıyorlar .

 

Çünkü biliyorlar ki  insanların yalnızlaştığı ve umutlarının tükendiği nokta en kolay teslim alınabilirlik noktasıdır . İşte tam da bu yüzden , ne olursa ama ne olursa olsun lütfen umudumuzu ve örgütlenmeden alacağımız gücü yitirmeyelim aksine birbirimize daha bir omuz verelim , kenetlenelim .

 

Gelelim şimdi rekabet kurulu kararlarına ; yukarıda söylediklerimin ışığında değerlendirirseniz eğer bu kararlarda oyunun bir parçası aslında . Serbest piyasa ekonomisinin ve vahşi kapitalist düzenin dayatması sonucu oluşturulan bu kuruldan aksi yönde kararlar beklenemez elbette .

 

Rekabet kuruluna göre ; ilaç = ticareti yapılan herhangi bir mal , eczacı = sadece kar amacı olan bir tüccar , hasta = müşteridir .

 

Yıllardır öncelikli olarak hasta sağlığını paranın önünde tutan , şu geçirdiğimiz en zor günlerde bile hastalarımıza hiçbir şey yansıtmadan çok büyük özverilerle ilaç hizmeti sunan sizin , benim gibi eczacıları böyle bir bakış açısına sahip olan bir kurulun anlamasını beklemek boşunadır .

 

Rekabet kurulu küresel sermaye sahibi ilaç patronlarının ve yerli işbirlikçilerinin düşüncelerini bize ayna gibi yansıtmaktadır . Bizleri zaten bu kadar rekabete açık bir çalışma ortamındayken , iyice birbirimize düşürmek , altta kalanın canı çıksın mantığı ile düşünmekle eşdeğerdir bence .

 

Eczacılık fakültesinden mezun olup , diplomasını alan her arkadaşımızın hakkıdır bana göre eczane açmak . Elbette ki üniversite tercihini yaparken bunu düşleyerek yapmıştır hepimiz gibi . Rekabeti önlemenin yolu bu olmamalıdır .zaten eczane sınırlamasını geçtim , hala daha eczacılık fakültelerinin kontenjanlarını dondurmak yerine , yeni fakülteler açılmakta  ve  vakıf üniversitelerine bu konuda onay verilmektedir . Bu durum yarasa yarasa o ağızlarının suyu akarak zincir eczanelerin geleceği günü bekleyen büyük sermaye gruplarının işine yarayacaktır . Çünkü ne yazık ki pek çok genç meslektaşım eczane açmak için yeterli sermayeye sahip olamadıkları için , bu zincirlerde maaşlı olarak çalışmaya razı olacaklardır . Eczanemde çalışan stajyer arkadaşlardan ve onların arkadaşlarından biliyorum ki hemen hepsi mutlaka muvazaa teklifleri ile karşı karşıya kalmaktalar . Eskiden sıfır sermaye ile eczane açmak mümkündü . Ama bugünün şartlarında çok çok zor .hadi açtılar diyelim , belli bir sermayeleri olmadan ayakta kalmaları neredeyse imkansız hale geldi .

 

Özellikle OTC grubu ilaçlar  , mamalar , gıda destek ürünleri , bitkisel ilaçlar gibi ürünler başta olmak üzere ilaç ve reklam pastasından pay kapmak için bekleyen , pek çoğu çok uluslu şirketlerden oluşan bir takım grupların en birincil önceliği marketlerde satışın ve zincir eczanelerin yasal hale gelmesidir . Arkasından nasıl bir ölçüsüz ve pervasızca bu pazara saldıracaklarını inanın düşünmek bile istemiyorum . İşte rekabet kurulunun savunduğu yurt dışından örnekler verdiği sistem budur . Bu sistemde insan sağlığı kesinlikle ikinci plandadır . Yanlış ve bilinçsizce ilaç kullanımının getireceği zararlar , daha çok para kazanma uğruna görmezden gelinecektir . Hepimiz eczanelerimizde yaşamıyor muyuz ? Bir hastamıza reçetesinde ki ilacın kullanımını anlayana kadar belki 5-10 kez anlattığımız olmuyor mu ? Marketlerde kim yapacak bu işi ?

 

Ben eczanemde özel sigortalarla anlaşma yapmak istediğimde , öyle iskonto teklifleri ile karşıma çıktılar ki , kızayım mı , üzüleyim mi bilemedim . Çünkü bu tekliflerini kabul edemeyeceğimi , yasal olmadığını belirttiğim zaman cevapları “ veren meslektaşlarınız var ama “ oldu . Şimdi ilacın fiyatını ve kar marjının devlet tarafından belirlendiği bir sistemde rekabet kurulu “ kamunun ilaç bedeli yükünün artmasının vatandaşa sunulan sağlık hizmetinin kapsamının daralmasına yol açacağına ve rekabetin engellenmesinin yanı sıra ciddi bir toplumsal bedel ortaya çıkacağı bu bedeli de vatandaşın ve devletin ödemek durumunda kalacağı öngörülmektedir “ demektedir . Bu ne demek bu bedelleri ödeyebilen eczaneler yaşasın ödeyemeyenler batsın demek değil mi kısaca ? Böyle bir mantığın karşısında inanın sözler yetersiz kalıyor .

 

Kısacası rekabet kurulu tavsiye ve kararları biz eczacılar açısından kabul edilebilir ve uygulanabilir nitelikte değildir .

 

6197 sayılı yasanın bu ve benzer koşullarda yürürlüğe girmesi ihtimali her zaman Demokles’in kılıcı gibi tepemizde özellikle sallandırılmaktadır . Tasarının değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddesi olan “ eczanenin sahibi ve mesul müdürü eczacıdır “ ifadesinin çıkarılması , ardından da içinde eczacının adının geçmediği  “ ilaç kurumu yasa tasarısının “ kabul edilmesi yukarı da bahsettiğim  sermaye gruplarının tek amacıdır . “ kurt  puslu havayı  sever “ derler . Belki içinizi biraz daha kararttım ancak , siyasi iktidarın bu tip, herkesin çok yoğun ve kafasının karışık olduğu ortamlarda en can yakıcı kararları ve tasarıları bir gece de nasıl çıkarıverdiğinin sayısız örneğini yaşadık bu ülkede . Çıkartılan bir kararın geri dönüşünün çok zor , hatta imkansız olduğunu da görüyoruz .

 

İşte tüm bu nedenlerden dolayıdır ki uyanık , örgütlü ve tepkimizi göstermeye hazır olmalıyız.  Çünkü birkaç defa denediler , tepkileri görünce geri adım attılar , ama yeniden deneyeceklerdir .

 

Ecz. Betül ZEYBEK

Eczacının Sesi Meclisi Üyesi

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat