ZÜBÜK

 

Ecz.Zekeriya KIZIL

 

 

Lise ve üniversite yıllarımda okuduğum kitapları fırsat buldukça okumaya çalışıyorum.

Aziz Nesin’in ZÜBÜK - KAĞNI GÖLGESİNDEKİ İT adlı kitabını yeniden okudum. İlk basımı 1961 yılında yapılan kitabı ,1967 yılında çok gülerek ve çok eğlenerek okumuştum. Bu kez ne gülebildim ne eğlenebildim.Bir fantazi (hayal ürünü) sandığım zübükleşmeyi defalarca yaşayan ve yaşlanan tanığı olmuştum.

 

Kitabın yeni basımının kapak içinde bir atasözü var: İT KAĞNI GÖLGESİNDE YÜRÜR DE KENDİ GÖLGESİ SANIRMIŞ. Kitap, Anadolu’nun bir kasabasında, (yazarın sözleriyle) ALÇAKLIK MESLEĞİNDE KİMSENİN ELİNE SU DÖKEMEYECEĞİ ZÜBÜKZADE İBRAAM’IN öyküsüdür.

 

Zübükzade İbraam’ın ne mal olduğunu kasabada herkes bilir ama yükselişini kimse engelleyemez. Ankara’dan kendi eliyle, kendi adına gönderdiği mektuplar ve hediyeler ,

kadri-kıymeti bilinmemiş (!) İbraam’ın ,ne önemli biri olduğuna kasabalıyı inandırır. Üstelik bu mektupların birinde ,çaresizlik ve çözümsüzlük içindeki "hökümet", İbraam’dan akıl ve medet ummaktadır.Sözün özü, binbir fırıldak sonucu bizim Zübük milletvekili olur.Hikaye budur.

 

Olayın tanığı kasabanın Almanca öğretmeni ,bir arkadaşına mektubunda şöyle yazıyor: ...BİZ ÖNCE KENDİMİZİ KANDIRIP ,ONLARI DA BİZİ KANDIRSINLAR DİYE ZORLUYORUZ. KENDİ İÇİMİZDEKİ ZÜBÜKLERİ BİRİKTİRİP, BİRLEŞTİRİP ZORLAYA ZORLAYA ZÜBÜK YARATIYORUZ. GERÇEKTE ZÜBÜK BİZİZ,BENİM ,SENSİN. ACABA GERÇEKTEN ZÜBÜKLERDEN ,KENDİ ZÜBÜKLÜĞÜMÜZDEN KURTULABİLECEK MİYİZ?...

 

Konuya ve gündeme denk düştüğü için , Sayın Ahmet İnam’ın AHLAK BİREYSEL MİDİR?... başlıklı yazısından altını çizdiğim cümleleri aktarmak istiyorum : ..BENİM AHLAKIM BİREY OLARAK BENDE BAŞLAYIP BENDE BİTMİYOR. TOPLUMUN  AHLAKI ,BİREY OLARAK AHLAKIMA DAHİLDİR.  ...BÜTÜN SİYASETÇİLERİN HER NEDENSE NAMUSSUZ OLDUĞU AMA YÖNETİLEN İNSANLARIN MAZLUM VEYA DÜRÜST OLDUĞU GİBİ BİR GÖRÜNTÜNÜN, ÇOK GERÇEKÇİ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM.  ...SİYASETİ YÖNETEN , ERKİ ELİNDE TUTAN ,YÖNETİM GÜCÜ OLAN VE BENİM ADIMA KARAR VEREN KİŞİLERİN AHLAKSIZLIĞI , ONLARI BEN SEÇMEMİŞ OLSAM DA BENİ AHLAK AÇISINDAN BAĞLIYOR. ...BENİM KARDEŞİMİN HIRSIZ OLMASI VEYA BENİM OY VERDİĞİM PARTİNİN HIRSIZ OLMASI , BENİ DE AHLAKSIZ KILIYOR....(Cumhuriyet Bilim Teknik - 01 Haz. 07 )

 

 

Her iki yazarımız da ZÜBÜK ve ZÜBÜKLÜK’ten , birey ve toplum olarak herkesi sorumlu tutuyor.

 

ZÜBÜK VE MACHİAVELLİ

 

Zübüklüğün bir tür MAKYAVELİZM (Machiavelizme ) olduğu söylenir. Benzeşse de , aynı şey değildir. Ne Zübüklük bir makyavelimzdir, ne de Zübük bir MAKYAVEL (Machiavelli) dir. Zübüklük YÜKSELMEK için hiç bir ahlaki değer tanımamaktır. Makyavelizm ise YÖNETMEK için hiç bir ahlaki değer tanımamaktır. Zübüğün, işi seçilene kadardır.Makyavelin işi ise ,seçildikten sonra başlıyor.

 

Üstelik Machiavelli, bir düşünür ,yükseliş halindeki burjuva sınıfının bir ideologudur. 1500 lü yılların başında Floransa’nın bağımsızlığını savunmuştur. Marx’ a göre onun tarihteki yeri , inancı (ilahiyatı) ilk kez devlet yönetiminden dışlaması ve yerine insan aklını , denemeyi ve yasaları koymuş olmasıdır. Bu bir anlamda hıristiyan şeriatının devlet yönetiminden dışlanmasıdır. Yaşamının son yıllarında ,bilime kanat geren Medici ailesinin ve yönetimin yanında yer almıştır. Ona göre iyilik ve kötülük , hükümdarın simgelediği YURDUN YÜKSEK ÇIKARLARINA bağlı olmalıdır. Acımasızdır. Siyasi mücadelede ,zulüm ve her türlü ihanetin meşru olduğunu savunmuştur. Devlet üzerine yazdıkları , günümüze dek düşünce adamlarının konusu olmuştur. Eğrisi ve doğrusu ile bir toplumsal proje sahibidir.

 

Bizim Zübüğün hiç böyle bir derdi olmamıştır. Hiçbir inancı ,hiçbir değer manzumesi (ölçüsü) yoktur. O kendine odaklıdır. O sadece bir Zübüktür.

 

Denebilir ki ; Zübük daha bir bizdendir ve bu topraklara aittir. Kuşkusuz ikisinden birini seçmek gibi bir zorunluluğumuz yok. Ama öyle olsaydı ," illede bizdendir", diye Zübüğü seçmek gibi bir şöven yanım olmadığını  söylemeliyim.

 

Buraya kadar birilerinden aktardık. Birkaç kelime de biz söyleyelim: Zübüğün durumu kötü.

Ama Zübüğe yol döşeyenler, çıktığı merdivenlere halı serenler ,sofrasında zıkkımlanıp ,onunla olmaktan gurur duyanların durumu , Zübükten daha kötü.

 

Bize düşen ; yeni Zübükler yaratmamak.Zübükleşme sürecine müdahale etmek... Politik mücadelenin gereğidir, diye ,dün söylediğini , bugün inkar edenlere ,dün birlikte olduğu arkadaşlarını ilk köşebaşında satanlara , kısaca Zübük adaylarına dikkat etmek. Yoksa ZÜBÜK le uğraşmanın bundan sonra pek anlamı yok.

 

Hepimizin üzerine basarak geçti ve yerini buldu ZÜBÜK.

 

 

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat