Eczacının İnternetle İmtihanı 4: İnternet Sitesi Açılabilir mi? Yasak Sadece Eczacılara Mı?

Bir önceki yazımızda eczacılar internet sitesi açabilir mi sorusunu sormuş, herkes açarken 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Kanununun 24. maddesindeki kısıtlamanın yaygın yanlış olduğunu, sanki hiçbir konuda eczacıların web sitesi açamayacağının bir algı olarak yerleştiğini ve konunun tüm yönleriyle hiçbir şekilde tartışmaya açılmadan üstünün örtüldüğünü, oysa teknolojik/ticari/toplumsal gelişmelerin bunların yeniden düşünülmesini zorunlu kıldığını belirtmiş, genel bir hukuksal çerçeve çizdikten sonra bu yazıda da uygulamadan örnekler vereceğimizi ve benzer çalışma biçimine sahip serbest çalışanlarla, yine benzer işleri yapan sağlık çalışanlarının nasıl internet sitesi açtıklarını ve faaliyet gösterdiklerini göstereceğimizi belirtmiştik.

Benzer serbest meslek sahiplerinden avukatlara baktığımızda; avukatlar ve hukuk bürolarının reklam yasağı yönetmeliğine ve avukatlık kanununa aykırı durumlar olmadığı sürece internet sitesi kurabildiklerin görüyoruz. Nitekim uygulamada örenk alınacak biçimde yaygın biçimde “av. uzantılı” web sitesi bulunmaktadır.

Peki eczacılar gibi sağlık çalışanları?...

Doktorlar nerede çalışırlarsa çalışsınlar internet sitesi kuruyor, muayene ve tedaviye dönük bilgiler veriyor, hatta uzaktan işlemleri çok ileri aşamaya taşıyorlar.

Eczacılara ticaret ve sağlık hukuku bakımından daha yakın olan medikalcilerin ise hemen hepsinin web sitesi var ve önemli ölçüde medikal malzeme satışını internet üzerinden yapıyorlar. Eczaneler için yasaklama varken özel hastanelerin her türlü içeriğe sahip web siteleri var. Bu kategoride sağlık çalışanı olmamakla birlikte, söylenmeden geçilemeyecek olanlardan, ilaç dışı ürünler satışında giderek ilerleyen aktarları söylemeye bile gerek yok.

Gelelim ilaç ve münhasıran eczanede satılan ürünlerin dışında kalan ilaç dışı ürünlerin eczacılarca internet satışı konusuna…

Bunların satışının eczacılar tarafından da yapılabileceğini önceki yazılarda saptamıştık. Biz bunu yeni tartışırken, bugün bütün takviye edici gıda üreticilerinin kapsamlı internet sitelerinin olduğunu ve buralardan çok ciddi satışlar yaptıklarını biliyoruz. Sektör dışı büyük zincir internet siteleri ise internet satışında ilaç dışı ürünlerde çok büyük pazar payına ulaşmış durumdalar.

Peki hepsini bir yana bırakalım; internet satışına meraklı birisiniz ve bir işyeri açtınız, ertesi gün web sitesi açıp, eczanede satılan “ilaç dışı ürünleri” satabilir misiniz?..

Kesinlikle satabilirsiniz.

O halde benzer serbest çalışanlar ve benzer sağlık işi yapanlara baktığımızda geriye internetten satış yapamayan tek bir meslek grubu kalıyor: Eczacılar

Yanlış yorumlar ve yorumcular yüzünden bugüne kadar kıpırdayamamış, manipüle edilmiş; değişimi algılayamayan, hiç kalem oynatmadan oturduğu yerden ahkâm kesen, ilaçtan, ilaç ve eczacılık hukuku üzerine düşünmekten uzak kişiler ve örgütler tarafından deontoloji ve yasa sopasıyla korkutulmuşlar. Bilrsiniz ki, hiçbir akıl yürütme, hiçbir analiz olmadan ezberden hayır deniyor.

Bu kestirme yaklaşım biçimi nedeniyle eczacıların çok önemli bir kısmı hâlâ hiçbir konuda internet sitesi açamayacağını düşünüyor. “Hiçbir konuda” kısmının özellikle altını çizelim.

Bunu da 6197 sayılı yasanın önceki yazılarda sözü edilen yasağına ve İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununun idari para cezası içeren maddelerine bağlıyorlar.

Halbuki “ilaç ve münhasıran eczanede satılan ürünlerle” ilgili reklam yasağı, satış yasağı vb kamu sağlığını korumaya dönük sınırlamalar dışında her konuda internet sitesi açılabilir; bilgi verebilir ve nihayet sıradan bir aktar, bir medikalci, bir doktor, bir hastanenin yaptığı sağlık faaliyeti gibi açtığı siteden 6197 sayılı yasanın tanımladığı ve her ticari internet sitesinde satışı yapılan ilaç dışı ürünler için faaliyette bulunulabilir. Bilindiği gibi, sürekli görmezden gelinse de bu alanda fiili durum yaratmaya başlayan eczacılar da az değil.

Burada başka bir tartışma konusu da 6197 sayılı yasanın 24. maddesindeki yasaklama hükmünün hem serbest eczacıyı hem eczaneyi kapsayacak şekilde olması. Kuşkusuz bu konunun da ayrıca tartışılması, bunun sadece ve sadece yürütülen mesleğe ve yapılan işe dönük olduğu şeklinde anlaşılması, başka bir deyişle diğer her konuda bu yasaklamanın Anayasa’nın ticaret yapma ve düşünceleri açıklama özgürlüğüne aykırı olduğunun bilinmesi gerekiyor.

Öte yandan yasal planda yasaklamadan ne anlamak gerekiyor? Başka bir deyişle yasaklamanın amacı ve niyeti nedir? Yasaklama maddesi olan 24. maddenin ruhu, aslında sadece ve sadece bir meslek olarak eczacılara ve sadece bir sağlık kuruluşu olarak eczanelere, sadece eczacılara özgü işler ve sadece eczaneye dönük işler için internet sitesi açılamayacağı şeklindedir.

Zira diğer tüm satışlar eczacı olmayan başkaları tarafından ve eczane olmayan işyerlerinden de zaten yapılabilmektedir.. O halde buradan 6197 sayılı yasanın 28. maddesi ile buna dayanarak çıkarılan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 42. maddesinde belirtilen ilaç ve münhasıran eczanede satışı yapılacak ürünler dışında kalan tüm ürürnler için açılabilecek bir internet sitesinden satış yapılabileceği açıktır.

Bu konuda temel hak ve özgürlüklerde yasaklamanın/sınırlamanın önceden, kanunda, açık ve net yapılması; buna karşın özgürlüğün önceden sınırlayıcı/yasaklayıcı bir düzenleme yoksa var kabul edilmesi şeklindeki ilkeden aldığını, bunun hukuk tarihimizde önemli açılımlar sağladığını da belirtmek gerekiyor. Örneğin memur sendikalarının ortaya çıkışı ve kuruluşu bu yoldan ilereleyerek fiili durumla gerçekleşmiştir. Her ne kadar bir yasaklama olmasa da önceki yazılarda yazdığımızı tekrar belirtelim; ideal olanı, ilaç eczacılık alanında elektonik işlemlere özel açık bir düzenleme yapmaktır.

Başka hiçbir meslek dalında, bu kadar meramı anlatamayan, bağlamı kopuk, ayrıntısı düzenlenmemiş ve hepsinden de önemlisi herkesin yanlış anladığı bir yasaklama hükmü yok.

Bilirsiniz, devlet memurları için de böyle tersten anlaşılan bir yasaklama efsanesi vardır. Mikrofonu uzatıp hayat pahalılığını ya da göçmen sorununu soran muhabire, memur “ben devlet memuruyum konuşamam” der. Oysa sayısız idari yargı kararıyla saptandığı üzere sadece ve sadece “yapılan işle ve hatta özel olarak kendi yaptığı işle ve oradaki bilgiler veya gizli bilgiler” hakkında konuşulamaz.”

Ama gelin görün ki devlet memuru, kayısının prebiyotik özelliği var mıdır sorusunu bile ben devlet memuruyum konuşamam diye yanıtlayabiliyor.

Tıpkı eczacıların “yassah hemşehrim efsanesi” çerçevesinde bir internet sitesi kurarak “kayısının prebiyotik özelliklerini” anlatamadıkları gibi…



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat