“Son Değişikliklerle Geçici Durumlarda Eczaneye Mesul Müdür Atanması” başlıklı önceki yazımızda, mevzuat değişikliği ile iki gruba daha geçici olarak “mesul müdür” ataması yapma yetkisi verildiğini; bunların Yasa’daki tanımlama ile TEB Başkanlık Divanı üyeleri ve yüksek lisans veya doktora eğitimi yapanlar olduklarını belirtmiş, Merkez Heyeti Başkanlık Divanı (TEB Başkanlık Divanı) üyelerinin durumunu ayrıntılı olarak değerlendirmiştik.

Ancak yüksek lisans veya doktora eğitimi yapanlar için getirilen mesul müdür atama yetkisine değinilmemesi bu konu için eksiklik olurdu. Dolayısıyla bu yazıda yüksek lisans veya doktora eğitimi yapanların mesul müdür atamaları hususu irdelenmeye çalışılacaktır.

6197 sayılı yasanın 17. maddesinde yapılan değişiklikle; askerlik hizmetine alınma, milletvekili ve belediye başkanı seçilme hallerine, “TEB Başkanlık Divanı üyeliğine” seçilme ve “yüksek lisans veya doktora eğitimi” yapma halleri eklenmiştir.

Böylece lisansüstü sayabileceğimiz yüksek lisans veya doktora eğitimi yapanlar, bu eğitim süresince “mesul müdür çalıştırmak zorunda” kalacaklardır. Zorunda kalacaklar; çünkü bu husus dikkatsiz biçimde veya bilinçli olarak “bir zorunluluk hali” olarak düzenlenmiş görünmektedir. Dikkat edilirse madde “mesul müdür atayabilir” dememekte, “mesul müdür atar” demektedir.

Maddenin oluşum süreci TBMM kayıtlarından izlendiğinde; yasa teklifinin 17. madde son kısmının “…eczaneye bir mesul müdür atamak zorundadır” şeklinde olduğu görülmektedir. Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda ise anlamda hiçbir değişiklik yapılmadan “…devam ettiği müddetçe eczaneye bir mesul müdür atar.” şeklinde sadece Türkçe bakımından bir düzeltme yapılmıştır. İki cümle de emir cümlesidir ve açıkça, her ne şekilde olursa olsun yüksek lisans veya doktora yapanların mesul müdür atama zorunluluğunu göstermektedir.

Yüksek lisans ve doktora eğitiminin nasıl ve ne şekilde olduğu üzerine kafa yormadan yapılmış, teknolojik gelişmelerden bihaber bir madde düzenlemesiyle karşı karşıyayız. Üstelik eczacının eczanesinde bulunma zorunluluğu nedeniyle işin ucu yapılacak denetimlerde ciddi yaptırımlara kadar uzayabilir.

Bu durum, örgün eğitimin uzaktan eğitime doğru evrildiği, ulaşım ve iletişim olanaklarının arttığı bir zamanda geriye gidişi göstermektedir.

Öte yandan yüksek lisans ve doktora eğitimi, örgün ve tez dönemi kabul edilen iki aşamadan oluşur. Eğitim sürecinin örgün kısmında bile, öğrenci, lisans eğitimi gibi tam zamanını vererek eğitim kurumuna devam etmemektedir. Tez aşamasında ise eğitim kurumuna son derece sınırlı gidilmektedir. Teknolojinin, internetin gelişmesi sonucu “uzaktan yüksek lisans eğitimi” sözkonusu olduğunda ise düzenlemenin ne denli günümüz koşullarından uzak kaldığını, değişikliğin sosyal gelişmeleri kavrayamadığını söylemeye lüzum yoktur.

Dolayısıyla sanılanın tersine eczacı yüksek lisans veya doktora eğitimi görmek istediği zaman, eczanesinden çok fazla ve uzun sürelerle ayrı kalmamaktadır. Bu nedenle şayet gerçekten eczacıların kendilerini geliştirmeleri ve lisansüstü eğitim yapmaları isteniyorsa; buna uygun gerçekçi bir düzenleme yapılması ve lisansüstü eğitim almak isteyenler için mesul müdür atanması zorunluluğunun isteğe bağlı bir uygulama haline getirilmesi ya da günlük veya haftalık olarak belli zamanlarda (gün veya saat olarak) izinli sayılmaları doğru bir düzenleme biçimi olacaktır.

6197 sayılı yasanın 17. maddesinde yapılan değişiklik, her ne kadar bir hak tanımamıymış gibi gözükse de, uygulamada hak kaybettiren bir sonuç doğurmuştur. Madde değişikliğiyle yüksek lisans veya doktora yapan eczacılar zor durumda kalacaktır. Bu, bir yandan eğitim hakkının engellenmesi, bir yandan da “zorunlu mesul müdür maliyeti” nedeniyle önemli bir masraf kapısı demektir.

Ne diyelim, eğitime destek artık böyle oluyor demek ki!..

 

f.cakmak@eczacininsesi.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat