Konya'da Bir Başkan Adayı-1. Bölüm

Eczacı Odalarının seçimleri hızla devam ediyor.

Eczacıların sıkıntıları arttıkça meslek örgütlerimizden beklentiler de yükseliyor.

İşte böyle bir ortamda Konya’dan yeni bir aday, farklı söylemler ve bir dizi proje ile yollarda... Konya Eczacıları ile buluşuyor.

Konya Eczacı Odası, 5. eczacı odamız ve TEB Merkez Heyetine iki defa genel sekreter gönderdi. TEB’in genel görüşlerinde oldukça etkin bir oda. 15 Eylül 2013 günü yeni yönetimini seçecek.

Biz de, Konya Eczacı Odası Başkan adayı, Ecz. Ahmet Nezihi PEKCAN ile konuştuk.

Ecz. Ahmet Nezihi PEKCAN’a açık, net ve içten paylaşımları için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.

Ecz. Özlem DEMİR

 

Ö.DEMİR: Ahmet Bey Konya Eczacı Odası yönetimine alışılmış söylemlerin dışında projelerle talip olduğunuzu biliyoruz. Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız.

A.N.PEKCAN: 1961 doğumluyum. ilk orta ve lise öğrenimini Konya’da tamamladım. Ankara Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden 1981 yılında mezun olduktan sonra eczanemi,  halen faaliyet gösterdiğim İstanbul caddesinde, doğup büyüdüğüm yer olan ve adını dedelerimizden alan Hacı Hasan Başı semtinde açtım. Aralıksız 32 yıldır bu semtte hizmet vermekteyim. Evliyim, Eczacılık Fakültesi 1.sınıfta eğitim gören bir kızım var. Doktor ve Eczacılığı ağırlıklı olarak meslek seçen bir aileden gelmem bu mesleği tercih etmemde etken olmuştur. Konya Eczacı Odasında uzun yıllar Haysiyet Divanı ve Denetleme Kurulları’nda görev aldım. Halen  Denetleme Kurulu Başkanlığı’nı yürütmekteyim. Çeşitli ülkelerde ve ülkemizde yayınlanan Majistral Formül’ler ve bunların hazırlanışları ile ilgili yayınları takip etmekte bunların çevirilerini yapıp meslektaşlarımla paylaşmaktayım. Konya Platformu Derneği ve çeşitli sivil toplum örgütlerinde aktif olarak çalışmakta olup Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği bünyesinde yer alan PGED Eczacılık Akademi’nin kurucu üyesiyim. Çeşitli Eczacılık Fakültelerinde majistral formüller ve meslekle ilgili söyleşilere katılıp genç meslektaşlarımla bilgi ve tecrübelerimi paylaşmaktayım.

Ö.DEMİR: Bize Konya Eczacı Odasını tanıtırmısınız, Konya eczacılarının durumu nedir, adaylığınızı açıklama kararını almanızda etken olan sebepler neydi?

A.N.PEKCAN: Konya Eczacı Odası meslek tarihimizin en köklü odalarındandır. 1956 yılında kurulan odamızın ilk başkanı Adil Karaağaç beyefendidir. Son başkanımız Tevfik Göçer beye  kadar gelen tarihi süreçte  Bilim ilaç şirketi sahibi Adil Karaağaç ve eski Biofarma ilacın sahibi şimdi İlko ilaç adıyla hatırlayacağımız geçtiğimiz haziran ayında kaybettiğimiz değerli Eczacı ağabeyimiz Mustafa Öncel gibi duayen eczacılar yetiştiren bir şehirdir. Bu arada sektörümüzün lider depo ve lojistik firması Selçuk eczanın sahibi Ahmet Keleş beyi unutmak haksızlık olur. Yine unutmadan Konya Eczacıları TEB merkez heyetine iki genel sekreter gönderme başarısı göstermiştir...

Konya eczacılarının ekonomik durumuna gelince; biliyorsunuz meslek tarihimizin en büyük ekonomik krizini yaşamaktayız. Bu süreçte krizi Konyalı eczacılar daha fazla hissetmekteler. Çünkü Türkiye genelinde SGK’ na kesilen fatura bedelleri eczane sayısına bölündüğünde ortaya çıkan rakam 54.000 TL  iken Konya Eczanelerinde  durum daha da vahimdir. Konya da eczane başına düşen rakam maalesef 34.000 TL olarak gerçekleşmektedir. Artık Konyalı meslektaşlarımız eczanelerinde çalışan teknisyenlerin maaşını ve SSK primlerini ödeyemez durumdadırlar. Bu nedenle anne ve babalar, kardeşler hatta çocuklar eczanelerde teknisyenlerin yerini almakta, eczacılar krizi her geçen gün daha derinden hissetmekteler. Eczanelerinin devlet eliyle yavaş yavaş kamulaştırıldığının farkındadırlar. Ekonomik olarak bitme noktasına gelmiş, borç batağına düşürülmüş Konyalı eczacı, yarınlarından umudunu kesmiş, ekonomik ve mesleki moral açısından çökertilmiş geleceğe korku ve şüpheyle bakan bir meslek örgütünün çaresiz mensupları haline getirilmiştir. Böyle bir atmosferde kayıtsız kalmak seyirci olmak mümkün olamazdı. Ben hep şunu söylüyorum: Adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyebilir fakat itiraz hakkınızı sonuna kadar kullanmalısınız. Bu düşünceyle genç idealist eczacı arkadaşlarımla haksızlıklar karşısında susmama kararı aldık. Bu yıkım sürecindeki olumsuz gelişmelerden en az nasıl etkileniriz sorusuna cevaplar aramaya başladık ve sonuçları proje haline getirip arkadaşlarla paylaşma kararı aldık.

Ö.DEMİR: Seçim çalışmalarınız nasıl geçiyor?

A.N.PEKCAN: Biliyorsunuz Konya Hz.Mevlana hoşgörüsünün hakim olduğu bir şehir. Bizde seçim çalışmalarında adaylar ve ekipleri iftira atma, karalama yerine projeleri konuşur. Mevcut  yönetimde görev alanlar bizim arkadaşlarımızdır. Onlar da gece gündüz demeden gönüllülük esası çerçevesinde fedakarca çalışmalar yapmışlardır. Bunları inkar etmek vefasızlık olur. Ancak bütün bu çalışmalar yeterli ve doğru çalışmalar mıdır diye soracak olursanız tabi ki cevabımız hayırdır. Süreç içerisinde  Konya Eczacı Odası’nın öncelikle kurumsal kişilik problemi oluşmuştur. TEB ‘in aldığı her kararı koşulsuz şartsız eleştirisiz kabul etme gibi bir mecburiyet algısı oluşmuş, adeta biat etmiş iradesini kendi eliyle ipotek altına almıştır. Unutulmamalıdır ki TEB öncelikle biz eczacıların haklarını korumak kollamak ve mesleğe hizmet için oradadır. Biz eczacılar TEB’e hizmet için burada değiliz.  

Ö.DEMİR: Yönetime gelirseniz öncelikle yapacaklarınız nelerdir?

A.N.PEKCAN: Seçim startı verdiğimiz  günden itibaren aralıksız genç ve idealist arkadaşlarımızla dağ tepe, ilçe kasaba  demeden dolaşmaktayız. İstişare etmediğimiz bir tek meslektaşımızın kalmamasına dikkat ediyoruz. Çünkü herkesin fikrine ihtiyacımız var. Eczane ziyaretlerimizde özellikle genç meslektaşlarımızın sıklıkla sorduğu bir soruyu sizinle paylaşmak isterim. Bu soru şuydu; abi neyi nasıl ne kadar değiştirebileceksiniz?... Bu sorunun içerisinde umutsuzluğun saklı olduğunu üzüntüyle ifade etmeliyim. Bu soruya şu cevabı verdim. O kadar çok şeyi değiştirirsiniz (tabi ki görünürde) hiçbir şeyin değişmediğini bir süre sonra anlarsınız. Fakat öyle bir şey değiştirirsiniz ki bu tek bir şeydir, bir bakarsınız ki dünya değişmiş. Mesleğimizde de çoktan değişim zamanı gelmiştir. Bu süreç artık başlamıştır. Dünyada değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu hatırlamalıyız. Bunun önünde duramazsınız ve direnemezsiniz.

Yönetime gelince yapacaklarımızı burada kısaca birkaç projeyi aktararak bahsetmek isterim.

1- Odaya üye eczacılara şu sloganları hatırlatırım: Kişisel gelişiminizden vazgeçtiğiniz zaman grup yeteneği ve kolektif zekânızda gerileyecektir. Zincir eczane veya diğer uluslararası güçlerin projelerini beklemektense, çağdaş, pratik ve uygulanabilir kendi yerel projemizi kuralım derim.

Örnek mi; odaya üye eczacıları, bir ortak üretim tesisi veya kooperatif veya işletmede hissedar ederim, bunun için bir form daha hazırlarım ve tüm projeleri toplarım. Konya Eczacı Odasını ticari anlamda da markalaştırırım. Yarattığımız markayı bir düşünün. Örnek verecek olursak kutusunda Konya Eczacı Odası’nın markası bulunan bir pişik kreminin 750 eczanede öncelikli ve ağırlıklı olarak satıldığını ve hem perakende satışta ve hem toptan anlamında 750 eczacının ortaklık duygusunun pekiştirilmesiyle oluşan başarı ve kar duygusunun oluşturduğu sinerjiyi bir düşünün.

...

Devamı yarın...



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat