Neden bu sesi duymak ihtiyacını şiddetle hissediyorum?

Dilim döndüğünce, aklım erdiğince anlatmaya çalışayım...

Ülkemde yaşayan bir fert ve mesleğini yapan bir eczacı olarak ülkemin idarecileri tarafından belirlenen bir çok uygulama ve yaptırımlarla karşılaşmakta ve bu direktiflere uymak zorunda bırakılmaktayım. Bu uygulama ve yaptırımların amacı toplum düzenini sağlamak ve refahını arttırmak olarak görülse de, bir kısım uygulama ve yaptırımların yaşamın gerçeğine aykırı olduğunu, özgür bir fert olarak yaşam alanımı haksız olarak daralttığını, yaşamımı tehdit ettiğini düşünüyorum.

Bir ülkenin medeni olarak tanımlanabilmesinin ölçütlerinden biri de her uygulamanın sorgulanabilir olması ve bilimsel verilere dayanır olmasıdır.

Ülkemizin kurucusu ve önderi Mustafa Kemal Atatürk, "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin" sözü ile durumu özetlemiştir.

Beni ve de mesleğimi etkileyen uygulamalardan bazılarından söz edeyim.

Misal; yıllardır bir "eczane içi sıcaklık ve nem" muhabbeti gündemimizi meşgul ediyor. "Soğuk zincir" kapsamı dışında yer alan ilaçlar için eczane içi sıcaklığın 15-25 santigrat dereceler arasında olması ve bağıl nemin de yüzde 65’i geçmemesi TİTCK tarafından duyuruldu. Bunun için eczanelerimize yönetmeliğimiz gereği geriye dönük hafıza kaydı olan ısı ölçerler bulundurmamız gerekiyor. Son olarak uygulama 30.06.2019 tarihine ötelendi.

Bu konu ile ilgili 08.07.2014 tarihinde ülke gerçeklerini de belirterek yazmış olduğum yazımı okumak isteyenler bu kelime üzerine tıklayarak yazıma ulaşabilirler.

Aynı sözleri tekrar ederek yazıyı uzatmayayım.

Böyle bir konu senelerdir ortada. Ancak fakültelerimizde eğitim ve araştırmalar yapan bir bilim insanımızdan üzerine vazife olarak görüp, bu uygulamanın bilimsel verilere dayandığı ya da dayanmadığı, ülkemiz gerçeği ile uyuştuğu ya da uyuşmadığı konusunda bir çalışma ya da açıklama duymadım. Ola ki, benim duymadığım, bilmediğim varsa peşinen özür dilerim.

Oysa ki, bu konu çok önemli ve eczane eczacılığı mesleğimizi yapıp, yapamayacağımızı belirleyecek. Zira aksi durumlarda eczanemizdeki tüm ilaçların imhası söz konusu...

Ülke genelindeki kaç eczanemizin bulunduğu mekan elektrikler kesildiğinde otomatik olarak devreye girebilecek, klimaları çalıştırabilecek ölçüde yüksek kapasiteli jeneratör bulundurabilme olanağına sahip? Hangi marka klima özellikle yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklarda ve nem oranında (ki, bu ısı 40 santigrat dereceleri, bağıl nem yüzde 80’leri aşmakta) ya da kış aylarındaki düşük sıcaklıklarda (ki, bu da bazı bölgelerde eksi 20 santigrat dereceleri bulmakta) ayın her günü kesintisiz olarak çalışabilmekte?

Hastalarımıza eczanelerimizden verdiğimiz ilaçlar klimasız ev şartlarında bozulmadan durabilir mi ya da ne kadar durabilir?

Bir başka misal olarak antibiyotik direncini söyleyebilirim...

Bilinen bir gerçek ki, bakterilerde gelişen bir antibiyotik direnci mevcut ve yeni molekül geliştirilemiyor.

Ancak, idari makamlarca işaret edildiği gibi, ülkemizde bu durumun yegane sorumlusu ve günah keçisi biz eczacılar mıyız?

Yine biliyoruz ki, ülkemizde tüketilen antibiyotiklerin büyük çoğunluğunu, besi hayvanı üreticileri erken kesimi sağlayabilmek için denetimsizce kullanıyor. Eczanelerimizden hastalara verdiğimiz antibiyotiklerin yüzde 90’ı reçeteli.

İsterdim ki, bilim insanlarımız bu konuyu üzerlerine vazife edinip kasaplarda, marketlerde satılan etlerden örnekler alarak, üzerinde bilimsel çalışma yapıp antibiyotik ve steroid kalıntıları olduğunu ya da olmadığını, eğer bu kalıntılar mevcut ise bakteri direnci üzerindeki etkisini açıklasın.

Bunun haricinde insanlarımızın antibiyotik ihtiyacını azaltabilmek adına ülkemizdeki koruyucu sağlık uygulamalarının ne derece gerçekleştiği, nasıl olması gerektiği, ülkemiz insanının sağlık bilinci konusunda da akademik sesler duymak istiyorum.

Zira, bir fert olarak ben de kendimin ve sevdiklerimin gelecekteki sağlığımız konusunda endişeleniyorum.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat