Bizde adettendir. Bir niyetle işe başlarsın, ancak bambaşka bir sonuca ulaşırsın.

Lafı, ilaç takasına getirmek istiyorum.

Bir bakalım. Yola ne niyetle çıkılmış, sonucunda nereye varılmış.

1990’lı yıllarda bir gurup eczacı meslektaşımız, ilaç firması satış bölümü ve ecza depoları ile pazarlıklar yaparak ek ıskontolar avantajıyla ilaç alıp kendi aralarında paylaşıyorlardı. Hatta bir grup, bu işi baya baya profosyonel (kurumsal) hale getirmişti.

Bu işi yapanlar da eczacı camiasında "takascı eczaneler" olarak tanımlanırdı.

Takascı eczanelerin büyük bir çoğunluğu toplu alım sayesinde elde ettikleri artı ıskontoları, kamu kurumu çalışanları (konsolide bütçeye tabi olanlar) ile Emekli Sandığı mensubu emeklilerin reçetelerinde çıkan %10, %20 katılım paylarını almayarak diğer eczaneler aleyhine haksız rekabette kullanıyorlardı.

O dönem Eczacı Odaları yönetimlerinin en çok vakti, muvazaalı eczanelerin açılmasını engelleme çalışmalarının ardından bu eczaneler nedeni ile yapılan şikayetleri incelemek ve bir sonuca bağlamaya çalışmakla geçmiştir.

Bu haksız rekabeti önleyebilmek için bir ara ilaç katılım payları maaşlardan kesilmeye başlandı. Ancak bu kez de hasta/hasta yakınlarına geri para iadeleri başladı. Yani haksız rekabetler ve şikayetler bitmedi.

SGK protokolü görüşmelerinde kamu tarafı yüksek ıskonto taleplerinde, bu bizler için kötü tecrübeyi her seferinde meslek yöneticilerimizin yüzüne "zaten hastalardan katılım payı almıyorsunuz, o nedenle kuruma fazla ıskonto yapabilirsiniz" diyerek çarptılar.

Sonucunda her ilaç kutusunun üzerinde bir karekod oluşturulması ve İlaç Takip Sistemi ile ilaçlar üzerinde yapılan hareketler Bakanlık tarafından takip edilebilir hale geldi.

TEB yönetimi de bu yeni uygulamayı fırsat görerek eczaneler arasında takas olgusunun kısıtlanması yönünde bir görüşü savundu.

12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 42. maddesi 5. fıkrası "Eczanelerden zehirli ve müessir maddeler ile ilaçların toptan satışı yapılamaz ve eczaneler ihalelere giremez. Eczaneler arası ilaç takası toptan satış sayılmaz. Ancak ilaç takası sadece aynı il içerisinde faaliyet gösteren eczaneler arasında yapılabilir." şeklinde oluşturuldu.

Şimdi bu fıkra nedeni ile neler yaşadığımıza bakalım.

* Yok ilaçları başka bir şehirdeki meslektaşımızda bulabilsek de üzerimize alamıyor ve hastaya veremiyoruz. Yani, bir şehirdeki eczanede ilacın miyadı geçerken diğer şehirdeki hasta ilacı bulamıyor. Hasta mağduriyetleri yaşanıyor.

* İlaç temininin nerede ise tamamını karşılayan ecza deposu gruplarının belirledikleri şartlarda (vade, ıskonto, MF) ilaç alabiliyoruz. Yüksek alım avantajını birim fiyata yansıtarak eczanelerimize ilaç veren küçük depolar artık ilaç bulamaz haldeler. Sermayesi kısıtlı eczanelerin yaşam alanı daha da daraldı.

* Eczaneler arası takas yaptığımız her kutu ilaç için fatura kesmek zorundayız. Aksi halde cezai işlem var (Yakında bu denetlemeyi de başlatırlar).

* Hangi ilacı takas aldı isek, aynı ilacı takas vermek zorundayız. "A ilacı piyasada yok, yerine B ilacını ya da ıtriyat veya parasını vereyim" diyemiyoruz. Ona da ceza var.

Bu konu ile ilgili e-gazetemizde yer alan 21.12.2018 tarihli "Zorunlu Halde Takas" haberine konu Valilik yazısını inceleyebilirsiniz.

Evet sevgili meslektaşlarım, yola çok doğru bir amaçla çıkmalı, çok doğru, mantıklı ve çok yönlü düşünerek adım atmalıyız. Duygularımız, mantığımızın önüne geçerse ağzımızdan çıkan kelimeler bumerang gibi gelir bize döner.

Takas olayı sadece bir örnek ...

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat