Yaşı 40’ın üzerinde olanlar daha iyi hatırlar.

Çocukluğumuzda bir oyuna başlamadan önce, ilk olarak oyunda uygulanacak kurallar belirlenirdi. Misal; futbol oynayacaksanız "3 korner, bir penaltı", "3 golde devre, 6 gol atan maçı alır" gibi.

Kural koymadan oyuna başlanılmaz, oyun süresince de bu kurallara sıkı sıkıya uyulurdu.

Sözü eczanelerimize getirmek istiyorum.

İlgili meslek yasamız "eczacılık" tanımını yapmış, ancak "eczane" tanımı yapılmamış. Yasadaki eczacılık tanımının da, eczanede uygulanabilirliği şüpheli. Zira eczaneler "yasaklar" çemberi ile çevrili.

Nedir "eczane"?... Net bir resmi tanımını bilen, gören var mı?

Bakış açısına göre "ticarethane", diğer taraftan bakarsan "kamu yararına iş yapan kuruluş"... Yani, "Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz" misali.

Bana göre, ticarethane diyemeyiz. Zira, satabileceğin ürünler sınırlı, tanıtım ise zinhar (sakın ola ki, kesinlikle, hiçbir zaman, asla) yasak. Kamu yararına iş yapan kuruluş da diyemeyiz. Çünkü, eczanenin faaliyetini devam ettirebilmesi için kuruş devlet desteği yok. Yok olduğu gibi devletin bir eli sürekli cebimizde, diğer eli de sürekli ensemizde.

Demek ki, meslek yasasında acilen bir "eczane" tanımlaması gerekli. Bu tanımlamadan sonra da işletim kuralları gelmeli.

Bu yazımda yok ilaçlar ile zarar ettiren ilaçlardan bahsetmek istiyorum.

Aylardır sipariş listemin ön tarafındaki iki, üç sayfası olmayan ilaçların isimlerini barındırıyor.

Eczane sahibi meslektaşlarım ve eczane çalışanı emekçilerimiz şimdi anlatacağım ruh halimi iyi bilir, çünkü devamlı olarak bu duyguyu yaşıyoruz. Sözüm, yazımı okuma zahmetini gösterecek iktidar mensupları ile ilgili devlet kurumu bürokratlarına...

Hiç düşündünüz mü? Elinde kendisine veya ailesine ait bir reçete ile gelen hasta veya hasta yakınının ilaçlarını karşılayamamanın, hastalıklarına derman olamamanın, çok sevdiğimiz mesleğimizin gereğini yerine getirememenin yüreğimizde oluşturduğu vicdani tahribatın büyüklüğünü.  

Bir de zarar ettiren ilaçlar var. Yani, ilaç firmaları tarafından kamuya yapılması gereken, ancak firmalar tarafından umursanmayıp yapılmayan, buna karşın SGK tarafından bizlerden ilaç firmaları adına metazori kesilen yüzde 40’lara varan oranlarda kamu kurum ıskontoları var.

Sapasağlam, kullanım tarihi geçmemiş malını zararına, aldığı bedelden daha düşük fiyata satan bir ticarethane gösterebilir misiniz? Ya da devlet desteği olmadan, bağış almadan faaliyet gösteren, kamu yararına iş yapan bir kuruluş biliyor musunuz?

İşte, eczanelerimizde bu günlerde zarar ettiğimizi bile bile hastalarımızın bu ilaçlarını veriyoruz, yok ilaçları veremediğimiz için kazançlarımız daha da azalıyor, buna karşın ayakta kalmaya, istihdam yaratmaya çalışıyoruz.

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat