“Bunlar meslek odası değil, fitne yuvası…”

“Şimdi sıra karanlık odalarda…”

“Bazı parti ve ideolojilerin arka bahçesine dönüşen barolara çeki düzen verecek olan düzenlemenin yasalaşmasının ardından gözler marjinal sol kesimin ve terör odaklarının fitne yuvasına dönüşen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği gibi meslek odalarına çevrildi…”

***

Bu yazı başlığı ve detayları ulusal düzeyde yayın yapan bir günlük gazetede çıktı.

Yazıya karşı Türk Eczacıları Birliği bir açıklama yaptı ve dava açtı.

Çatışmacı bir dile hiç girmek istemiyorum, şu kadarını söyleyeyim yazılanlar apaçık iftira!

Belli ki bitmeyecek bu tartışma.

***

Öyleyse “bizim mahalleye” bir göz atalım…

Türkiye’ de 54 Eczacı Odası var…

Binlerce eczacı her iki yılda bir sandık başına giderek oda yöneticilerini seçiyor.

Dileyen eczacı aday oluyor, her eczacı özgür iradesiyle oyunu kullanıyor.

Seçmenin ve seçilmenin önünde herhangi bir engel yok.

Her yıl seçimsiz olağan oda kongreleri yapıyor.

Yani oda yönetimlerinin tüm faaliyetleri her yıl üyeleri tarafından değerlendiriliyor...

Oylanıyor.

Hesap kitap açık.

Bizim oylarımızla seçilen delegeler, özgür iradeleriyle her iki yılda bir TEB Yönetimi’ ni seçiyorlar.

TEB’ de her iki yılda bir kongre yapılıyor faaliyetler değerlendiriliyor.

Hesap kitap açık!

Ayrıca suç işleyen yönetici olursa mahkemelerin yolu biliniyor…

TEB Merkez Heyeti, Bölgelerarası Toplantılarda, Başkanlar Danışma Kurulu Toplantıları’ nda hesap veriyor.

Bütün toplantıların, konuşmaların bant kayıtları deşifre edilip kitaplaştırılıyor.

***

Gerek TEB Yönetimi, gerekse Eczacı Odaları Yönetimleri sayısız etkinliklerle üyeleriyle buluşuyorlar…

Öyle ki bazen sıkıcı bile oluyor bunca etkinlik.

Bizim meslek örgütlerimiz kamu kurumu niteliğinde ama “kamu otoritesi gücünü” kullanma olanakları yok.

Yani baskıya dönüştürülebilecek bir gücü kullanma güçleri ve yetkileri yok.

Öyle etraflarında koruma polisleri, “ürkütücü çemberleri” filan gezinmiyor.

Yöneticilerin, Eczacı Odaları’ nı ya da TEB’ i ziyaret edenlere yönelik “alın şunları içeri, sıkın şunlara iki biber gazı” diyecek hiç kimseleri yok…

Ulaşılmazlıkları sıfır.

Niyetiniz varsa demokratik baskıya olabildiğince açıklar.

Herhangi bir ücret maaş, huzur hakkı vb. filan da almıyorlar.

***

Şuraya bir ara not düşeyim:

Şu anda bizim yöneticilerimiz arasında her dünya görüşünden meslektaşlarımız var…

Aynı zamanda çeşitli siyasi partilerde, siyasi kuruluşlarda görev yapıyorlar…

Geçtiğimiz seçimlerde hem iktidar partisinden hem de diğer partilerden kaç tane milletvekili adayı çıktı…

Şu anda hemen her partiden milletvekili olan geçmiş dönem yöneticiliğimizi yapmış meslektaşlarımız, arkadaşlarımız var.

***

Bizim meslek örgütü yöneticilerimiz özgür irade ile seçiliyorlar seçmen oy vermezse paşa paşa bırakırlar o görevleri.

Eksik, gedik, yanlış var mıdır?..

Vardır tabi, bitmez ki…

Hep olur ve olacaktır.

Tartışacağız, eleştireceğiz, söyleyeceğiz elbette!

***

Ama…

Bunca yıllık eczacıyım…

Net olarak bildiğim bir şey var…

Eğer bugün bu ülkede bağımsız eczaneler varsa eğer, eczane açabilmek eczacıların tekelindeyse, bunu güçlü örgütlülüğümüze, Eczacı Odaları’ mıza, Türk Eczacıları Birliği’ mize borçluyuz.

Örgütlülüğümüze katkı veren bütün meslektaşlarımıza borçluyuz.

Yoksa çoktan ağalar, paşalar eczanelerimizi “ham” yapmıştı!

Elli Milyar TL lik bir pazarı kolayca bırakırlar mı?..

Belki meseleye biraz buradan bakarsak en doğrusunu yaparız.

 

İLETİŞİM İÇİN:

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat