Mutlaka televizyonlarda izlemişsinizdir; her yılbaşında bir acar muhabir yanına kameramanı alır, sokak röportajı yapar.

         Halkımıza biten seneden memnun olup olmadığını, yeni yıldan beklentilerini sorar ya; bana bugüne kadar denk gelmedi, sorarlarsa 2015 yılına çok kızgın olduğumu, 2016 yılından ise beklentimin yüksek olduğunu söyleyeceğim.

         Herkes mesleki alandaki kayıplar yüzünden bizi yönetenlere kızgın olduğumu sanır. Hiç alakası yok, 2015’e kızgınım!

         Neden derseniz; 2015 yılında Medula her zamanki gibi sık sık kesintiye uğradı, ilaç fiyatları yine her cuma düştü, ilaç firmaları cuma yayınlanan listelere göre cumartesi pazar sayıma giren depoların zararlarını karşıladı ama eczanelerin zararlarını yine karşılamadı, SGK reçete kesintileri olanca kavuruculuğuyla devam etti, Kamu Kurum Iskontosu artan ilaçlar 2015 yılında da oldu, bunlardan oluşan zararlarımız da karşılanmadı, eczane dışına çıkan internet üzerinden satılan ürün sayısı çoğaldı, dermokozmetiklerin, vitamin ve destek ürünlerinin eczane dışında her yerde tanıtımı ve her satış kanalından satışı serbest olduğu için ilaçtan oluşan ciro kaybını eczaneler telafi edemez hale geldi. İller arası takas deseniz yasak...

         Yaşadığımız olumsuzluklar o kadar çok ki say say bitmez...

         2015 Yılı çok kötü bir yıl oldu. Bir an önce gitse de kurtulsak diyorum.

         2016 yepyeni bir yıl olacağı için 2016 ’dan beklentim yüksek. Bütün sorunlarımızın 2016’da kökünden hallolacağına inanıyorum.

         Nasıl mı? Gelin ters köşeden bakalım:

         2009 yılından bu yana “Global Bütçe” uygulaması yüzünden ilaç harcamaları 15 milyar TL’de sınırlandırılıyordu. 2016 Yılında da bu uygulama devam edecek. 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra yayınlanan İlaç Fiyatları hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararının nasıl uygulanacağını belirten Yönetmelik yayınlandı. Bu yeni düzenlemeye göre ilaç fiyatlarının 2009 yılındaki fiyatları geçmemesi için her türlü tedbir alınmış durumda. Hatta yeni Yönetmeliğin dördüncü maddesinde bazı ilaçlar için 13 Şubat 2009 tarihindeki döviz kurunun uygulanacağı açıkça hükme bağlanmış. Adeta 2009’daki düzenlemeyi beğenmeyip yargıya gidenlere mesaj verilmek istenmiş; 2009’u silemezsiniz der gibi...

         Yani ilaç fiyatlarında 2016 yılında da bir artış olmayacak.

         Neyse, bunu bir kenara koyalım.

         ...

         Reçetesiz ilaç satışı yasağının kapsamı genişleyecek, eczanelerin reçetesiz ilaç satışı yapıp yapmadığı sıkı bir şekilde denetlenecek.

         Bu denetim ilk başta antibiyotik satışlarını kontrol altına almak amacıyla başlatılacak, kapsamı genişletilecek.

         İlaçla ilgili mevzuatta reçeteli ilaçlar; reçetesi yenilenmesi gerekenler ve reçetesi yenilenmesi gerekmeyenler olarak ikiye ayrılmış olmasına rağmen üzerinde “reçete ile satılır” yazan tüm ilaçlar için “Yeni reçete var mı yok mu? Eczane bunları almış, kaydetmiş mi?” diye kontrol yapılacak.

         Yani eczaneler reçeteli ilaçları neredeyse sadece SGK’ ya ilaç satan yerler haline getirilmeye çalışılacak.

         Bunu da bir kenara koyalım.

         ...

         İlaç dışı ürünlerin de satışı düşmeye devam edecek, çünkü hiç kimsenin tanımadığı ürünler birden bire “Sadece Eczanelerde” sloganıyla tanıtılmaya başlıyor, ardından aranıp taranıp bulunuyor, eczanelere geliyordu, sonra da eczane dışında her yerde satılmaya başlıyordu ya; eczaneler sayesinde belirli bir pazar payına ve marka tanınırlığına, bilinirliğine ulaşan ürünler zincir marketler, internet dâhil birçok mecrada satılmaya başladı, eczane satışları düştü.

         Mesela geçtiğimiz yıla kadar sadece eczanelerde satılan bir pastil markası 2015 yılında üzerine “Sadece Milkrosta” satıldığına dair ibareyle oradaki raflarda yerini almış durumda. Bu tip eczane satışı olan ürünlerin “eczaneleri satış”ı 2016 yılında daha da artacak.

         Hadi bunu da bir kenara koyalım.

         ...

         Itriyat ürünleri, bebek bezleri, mamalar zaten çoktan eczane dışına çıkmıştı. Bunlardan oluşan ciro kaybını telafi etmek için eczanelerimize aldığımız dermokozmetik markaların internet satışı o kadar arttı ki, artık kendileri internet sitesi kurarak doğrudan satış yapmaya başladılar, eczaneler bu markaların ürünleri hakkında bedava bilgi alınan yerler halini aldı.

         Eczaneden satış yok ama servis sınırsız!

         ...

         Bu kanaldan da hayır beklemeyin yani.

         ...

         “2015 için söylediklerin bizi bile 2015’ten soğuttu, yoksa 2016’yı da mı sevmiyorsun?” diye düşünmüş olabilirsiniz.

         2016’dan beklentim hala yüksek!

         Çünkü geçtiğimiz günlerde eski yöneticilerimizi yine yeniden seçtik, duymuşsunuzdur.

         Para kazanmadığımız, aksine zarar ettiğimiz artık tescillenmiş olan ilaç satışımızdan para kazanmamızı sağlayacak olan “Meslek Hakkı” nın alınması için eczanelerimizin ilk önce “Smart/Akıllı” olması gerektiğini savunan meslektaşlarımız eczanelerimizi smart hale getirmek için canla başla çalışacaklarını deklare ettiler.

         Kendilerine kolaylıklar diliyorum.

         ...

         Hayır, hayır!

         Sandığınızın aksine bu projeye dayanarak 2016 ’ya umutla bakmıyorum.

         Eczanelerin çoğunun ayın onbeşinde gelen para ile depolara olan borçlarını ödeyemedikleri bir ortamda bu tip projelerin eczane ekonomilerine katkı sağlaması kısa vadede mümkün gözükmüyor.

         Sizinkini bilmem ama benim eczanem akıllı değil, geçen sordum; cevap vermedi, smart olmayacağı şimdiden belli(!)

         Dolayısıyla 2016’da birçoğumuz eczanelerimizi kapatacağız.

         Sonra mı?

         Sonra;

         Zeytinyağı imalatından tutun da emlak komisyonculuğuna, konfeksiyonculuktan danışmanlık şirketine, marketçilikten baklava börek dükkânı açmaya kadar çeşitli sektörlere geçmeye başlayan meslektaşlarımızdan hangi sektörün daha karlı ve verimli olduğunu, deneyimlerini öğrenerek o sektörlere yatay geçiş yapacağız.

         Başarılı hikâyeler oldukça fazla, onlardan biliyorum, ne stres var ne de mali sıkıntı.

         Ömürlerine ömür kattı bu değişiklik.

         Şaka yapmıyorum, çok ciddiyim.

         ...

         Efendim?

         İlaç ve eczacılık hizmetini halkımıza kim mi sunacak?

         Merak etmeyin,

         Halkımızın işi kolay; Boğaz pastilini Milkros’tan, Balıkyağını Bil marketten, dermokozmetiğini internetten, se ka ka ilacını da günübirlik tedavi kapsamında Akademik Park Hastanesinden alır, Kimya Mühendisi Sarrafoğlu hocanın tariflerine göre kaynattığı bitkileri içer, ölmez de sağ kalırsa Tütün Eksperi Neararki’nin kozmik temizlik yöntemiyle barsaklarını da temizledi mi oldu bu iş!

         ...

         İçiniz mi karardı???

         Konumuzla pek alakası yok (!) ama;

        Televizyonla konuya giriş yapmıştım, yine televiyonla konuyu bağlayayım, yüzünüz gülsün.

         Özel televizyonların yeni yeni yayın yapmaya başladığı dönemde Kars’ta yerel yayın yapan bir özel televizyon yerel seçimler öncesi sokak röportajı yapıyor.

         Yaşlı bir amcaya mikrofon uzatıyorlar:

         -Amca Belediyenin çalışmaları hakkında ne düşünüyorsun? Bir şikâyetin var mı?

         Diye soruyorlar.

         Amca da:

         -Belediye’den hiçbir şikâyetim yok evladım

         diyor.

         -Ben Rus’lara çok kızgınım!

         diyor.

          Spiker şaşkın bir şekilde “Neden?” diye sorunca amca başlıyor anlatmaya:

         -Bak diyor şu Hükümet Binasını görüyor musun? Onu Ruslar yaptı. Şu köprüyü görüyor musun? Onu Ruslar yaptı. Şu çeşmeyi görüyor musun? Onu Ruslar yaptı. Şu yolu...

         Falan diye amca devam edince spiker daha şaşkın bir şekilde “Peki amca neden Ruslara kızgınsın?” diye sorunca amca:

       -Ruslar bütün bunları yapıp seksen sene önce birden çekip gittiler. İnsan seksen sene boyunca hiç sormaz mı “Başka bir şeye ihtiyacınız var mı?” diye. Onun için çok kızgınım!!!

         ...

         Ben de 2015’e çok kızgınım çoook!

         ...

         Saygılarımla...

 

s.sofugil@eczacininsesi.com   

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat